Her yıl dünyada onlarca dil tarihin derinliklerine gidiyor. Yakın gelecekte büyük dillerin de önemli bir kısmının güncel hayattan çekileceği uzmanlar tarafından dile getiriliyor.

Yeni bir sivil toplum örgütü kaybolmakta olan bin yıllık Romeyka dilinin korunması için kolları sıvadı. Uzmanlar dilin dilsel bir altın madeni ve antik dünyaya canlı bir köprü olduğunu düşünüyor.

Cambridge Üniversitesi'nden Profesör Ioanna Sitaridou liderliğindeki girişim, birçok yerli dilin kritik durumuna küresel dikkat çekmeyi ve paydaşları ve kaynakları harekete geçirmeyi amaçlıyor. Romeyka dili de bunlardan biri.

Romeyka’yı Türkiye'nin Trabzon bölgesinde yalnızca üç-dört bin kişinin kullanabildiği tahmin ediliyor. Bu bölgeden göç etmişlerin Romeyka’nın özellikle ses özelliklerini tam olarak veremediğine de dikkat çekiliyor.

Romeyka'nın bir yazı sistemi bulunmuyor ve yalnızca sözlü olarak kendini sürdürüyor. Türkçeyle yoğun temas, nesiller arası aktarımı kolaylaştıracak yapının kaybolması, sosyo-kültürel damgalama ve göç, Romeyka'ya zarar veriyor. Trabzon'da anadili konuşanların büyük bir kısmı 65 yaşın üzerinde bulunuyor ve bu nüfus hızla azalıyor.

Yeni başlatılan Romeyka platformu (https://crowdsource.romeyka.org/), dünyanın her yerinden bu dili orijinal bir şekilde kullananların seslerini yüklemeye imkân sağlıyor. Bu ve benzeri platformların aynı zamanda sınıftan uzakta, günlük kullanıma, sözlü anlatıma ve topluluğa dayalı doğal bir öğrenme ortamında dil materyallerini derlemenin önünü açacağı da uzmanlar tarafından dile getiriliyor.

Dil Bilimciler, Romeyka'nın Orta Çağ Yunancasından olmadığına, Helenistik Yunancadan geldiğine, bu nedenle diğer modern Yunan lehçelerinden farklı olduğuna dikkat çekiyorlar. Aslında bu analiz, Yunancanın izole bir dil olmadığını da ortaya koyuyor.

Son 150 yılda sadece dört dil bilimcinin Trabzon'daki Romeyka hakkında çalışma yaptığı biliniyor. Bölgedeki Romeyka dilini konuşanların varlığı M.Ö. 6. Yüzyıla dek gidiyor.

M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender'in ordusunun bölgeden geçişi, Trabzon’un güneyinde Kapadokya'da Yunanca konuşulan başka bir merkezin oluşmasına neden oluyor. Yunanlıların Kapadokya'dan kuzeye, Trabzon’a doğru yayılmış olması da mümkün görünüyor. Dördüncü yüzyılda Hristiyan olan bölge insanının çoğunluğu Trabzon'un 1461'de Osmanlılara geçmesiyle Müslüman oluyor.

Uzmanlar Anadolu’da İslam’ın yaygınlaşmasıyla Romeyka’nın Türkçeye yaklaştığını, ancak izole bölgelerde kendini koruduğunu belirtiyor.

Ekip liderlerinden Prof. Sitaridou, başka hiçbir saha çalışanının ulaşmadığı Tonya’da vadiler arasındaki farklı İslamlaşma süreçlerinin yaşandığına dikkati çekiyor. Araştırıcı Tonya'daki olumlu ve olumsuz söz dizilimlerinin Çaykara’dakinden farklı kalıplar ve dolayısıyla artzamanlı bir gelişim gösterdiğini ifade ediyor.

Uzmanlar konuya ırkçı-milliyetçi tutumlarla yaklaşılmasından rahatsız olduklarını da dile getiriyorlar. Bu dillerin muhafazasının dünya mirası olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Benzer şekilde dünyanın dört bir tarafında yazılı olmayan ama konuşulan binlerce dil bulunduğunu ve korunması gerektiğini dile getiriyorlar.