Motosiklet ile aracın çarpışması sonrasında travmatik beyin kanaması geçiren 40 yaşında iki çocuk babası Uzman Çavuş Murat Çakman’ın, beyin ölümü gerçekleşince Çakman’ın ailesi, Çakman'ın organlarını bağışlama kararı aldı. Bunun üzerine Çakman'ın iki böbreği ve karaciğeri ameliyatla alındı. Çakman’ın böbrekleri Çanakkale’de tedavi gören Eren Ceviz ve Kadri Evgin’e nakledilirken, karaciğeri ise Bursa’da bulunan bir özel hastanede organ bekleyen bir hastaya nakledildi.

Organ nakli gerçekleştirilen hastalardan biri olan 34 yaşındaki Eren Ceviz sağlığına kavuştu. Ameliyat sonrasında taburcu olmak için gün sayan Eren Ceviz, “28 yaşında ben bu hastalığa yakalandım ve ilk bir yılda ben diyaliz makinasına girmedim.  Yaptığım tedavilerden bir yıl sonra yeniden bu hastalık başlayınca Edirne Tıp Fakültesine gönderdiler. Orada da 45 gün yattım ve 45 günün sonunda beni devamlı diyalize aldılar. 6 yıl ben diyalize girdim. Ondan sonra ben İnternette bir araştırma yaptım. Ablamın bana ‘Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Hastanesine git. Orada sana uygun bir böbrek bulunacak’ dedi. Ben de buraya geldim. Hocalarımızın da çabaları ile 4 ay içerisinde bana uygun böbrek bulundu. Şu anda çok mutluyum çünkü çocuklarım ve ailemle sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşayacağım” dedi. 

“DİYALİZ ÇARE DEĞİL”

Ameliyatı gerçekleştiren  ve Eren Ceviz’in tedavisi hakkında bilgi veren ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Cabir Alan “Eren Ceviz yaşında kendisi Keşan’dan 240 km uzaktan başvurdu bize. Eren beyde 6 yıl önce yüksek hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği meydana geldi .  Böbrek tansiyonu  sinsi bir hastalık olduğu için pek bir etki vermemiş tamamlanan kadar. Kişi de rahatsızlanıp hastaneye gidince yapılan tespitlerde böbreklerinin iflas ettiği tespit edilmiş.  Hayatta kalması için de diyalize bağlanması kararı verilmiş. Diyaliz, bu tür hastalar için geçici bir çözümdür ama hayatta kalması için de gerekli bir yöntemdir. En iyi şartlarda böbrek nakli, diyaliz makinalarından daha iyi sonuç vermektedir ve hayati bir fonksiyonu vardır. Diyaliz makinaları maalesef hayatı belki geçici bir süre uzatıyor ama bunun yan etkilerinden dolayı ciddi hasarlara ve ölüme sebebiyet veriyor” dedi.

Doç. Dr. Alan Ameliyat süreci hakkında da bilgi vererek “6 yıl boyunca diyalize girmek hasta için sıkıntılı bir süreçti. Eren Bey de daha önce Keşan’dan nakil yaptığımız hastalardan da esinlenerek  Merkezimizin adını duydu ve 4 ay önce merkezimize nakil için başvuru yaptı. Bu kısa süre zarfında böbrek çıktı. Aslında bu böbrek bekleyen hastalar için kısa bir süredir. Çünkü 10-15 yıl bekleyen hastalar var. Ancak nakil merkezimizde, böbrek bekleyen hasta sayısı az olduğu için kısa sürede sıra gelmektedir. Bu da bölgemizdeki insanlar için bir avantajdır.  İlimizde 27 Mayısta gerçekleşen trafik kazasında yaralanan ve yoğun bakıma alınan hastamızda 1 Haziranda Beyin Ölümü gerçekleşti. Yakınları da bu açılı zamanda çok özverili davranarak organlarını bağışlama kararı aldı. 7 Haziranda Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçtik ve organizasyonları yaptık. İki böbrek Çanakkale’de kalırken bir karaciğer Bursa’ya gitti.  Sağlık Bakanlığının onayı ile bir böbrek Eren Beye uygun olduğu için kendisini merkezimize davet ettik. Ameliyatının beşinci gününde böbreği normal bireyler ile aynı seviyeye geldi.  Sanırım birkaç gün içerisinde kendisini taburcu edeceğiz ve yeni böbreği ile yeni hayata başlayacak” dedi.

“YILDA BİR KERE MUAYENE OLUN”

Doç. Dr. Cabir Alan sözlerine, “Ben Özellikle vatandaşlarımızı Hipertansiyon konusunda uyarmak istiyorum. Hipertansiyon çok sinsi bir hastalıktır. Eren Bey de bu hastalığa yakalanmış ve böbreklerinin kaybolmasına sebebiyet vermiş. Sağlık Bakanlığının bununla ilgili çok ciddi çalışmaları var. Bununla ilgili poliklinikleri var.  Tuz kısıtlamaları ile alakalı ciddi çalışmalar var. Çünkü böbreğe en çok zarar veren gıdalardan birisi tuzdur diğeri de kontrolsüz ağır kesici kullanımıdır. Bunların her ikisi de böbreklerde ciddi hasarlara sebebiyet vermektedir.  İdeal olan hiç tuz kullanmamaktır çünkü gıdalardaki tuz artık vücuttaki ihtiyacı karşılamaktadır. Vatandaşlarımızın da en az yılda bir kere doktor kontrolünden geçmelerini, yılda bir kere Hipertansiyon kontrolünden geçmelerinde fayda var” ifadeleri ile son verdi.

Dilek Akşen