Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (ÇOMÜ) Başhekimi Profesör Doktor Okhan Akdur İşte Çanakkale Gazetesi’ne Corona Virüs salgını nedeni ile Pandemi Hastanesi olarak hizmet veren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi salgın sürecinde yapılan tedavi ve çalışmaları anlattı.

Türkiye’ de ilk Corona Virüslü Hastanın 11 Mart’ta görülmesinin hemen ardından üniversite hastanesinin Pandemi Hastanesi’ne dönüştürüldüğünü ifade eden Başhekim Akdur, “Bu dönemde en kötü salgın senaryosu için tüm hazırlıklarımızı yaptık” dedi. Akdur yaklaşık 4.5 aydan buyana devam eden Corona Virüs salgını ile ilgili değerlendirmesinde Çanakkalelilere de mesajlar vererek, “ Maske takmaya, sosyal mesafeye ve dezenfektasyona çok dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye daha ikinci virüs dalgasını görmedi. Herkes Pandemi kurallarına sıkı sıkıya uymalı” dedi. Mücadelenin başarıyla sürdüğünü kaydeden Akdur, rehavete kapılmamak konusunda da uyarılarda bulunarak, “genç hasta sayısında artış olduğunu belirtti.
 
Akdur değerlendirmesinde şu cümlelere yer verdi:
“PANDEMİ HASTANEMİZDE COVİT-19 İLE BAŞRILI İLE MÜCADELE EDİYORUZ”
Hepimizin bildiği gibi Aslında Ocak ayının ortalarında Çin’in Vuhan bölgesinde Corona Virüs dediğimiz bir virüs oradaki bir pazardaki çalışanlarda görüldü. Ardından virüs kendini akciğerlerde ciddi enfeksiyon ve solunum yetmezliğine neden olan belirtiler ile ortaya çıktı. Şubat ayı başında biz Sağlık Bakanlığı’ndan bu konuda bir uyarı aldık. O günden itibaren hastanemizde de bu salgın da ilgili böyle bir hasta ile karşılaştığımızda neler yapılması gerektiği ile nasıl bir yol izleyeceğimizi konusunda çalışmalarımıza başladık. Ülkemizde bu hastalığın ilk görüldüğü tarih 11 Mart 2020’den itibaren de hastanemizde tüm çalışmalarımıza hız verdik. 23 Mart itibariyle de Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü’nce hepimiz biliyoruz, Çanakkale ilinde hastanemiz yani Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma hastanemiz Pandemi (Salgın) Hastanesi olarak ilan edildi. Yani Hastanemiz sadece Covid hastalarına tedavi vermek üzere bir nevi görevlendirildi. O günden itibaren de yaklaşık 5 aydır, 5 ay geçkin süredir bu hastalara hastanemizde hizmet veriyoruz.  Tabii ki Pandemi Hastanesi olmamız ile birlikte bu hastaların ihtiyaçlarına yönelik, onların hangi yoğun bakımlarda, hangi tıbbi malzemelere, hangi ilaçlara ihtiyaçlarını olacağına yönelik çalışma yaptık. Bununla ilgili personel görevlendirmelerimizi de gerçekleştirdik ve tamamen yeniden bir yapılanmaya gittik hastane genelinde 5 aydır da başarılı bir şekilde bu süreci yönetiyoruz.

“ATEŞ ÖKSÜRÜK VE İSHALİ OLAN VATANDAŞLARI OLASI HASTA OLARAK KABUL EDİYORUZ”
Sağlık Bakanlığı’mızın Covid-19 ile ilgili, bu hastalıkla ilgili yayınladığı bir rehber var. Belirli aralıklarla bu rehber güncelleniyor. Bu rehber bize hastalığın hangi bulgulara yol açabileceğini çok net bir şekilde çiziyor. Bugün itibariyle ateşi olan, öksürüğü olan, ishali olan, tat alma güçlüğü olan ve nefes darlığı olan hastaların tümünü biz olası vaka olarak zaten hastanemize kabul ediyoruz. Bu belirtileri taşıyanları olası Covit-19 vakası olarak kabul ediyoruz ve acil servisimizde derhal tetkiklerini gerçekleştiririz. Bu tetkikler neler? Kan tetkikleri, mutlaka akciğer görüntülemelerini yapıyoruz. Ya biraz röntgen ya da bir tomografi ile bir akciğer tutulumu olup olmadığına bakıyoruz. Eğer bunlardan herhangi birinde bir bulgu saptarsak zaten biz olası Covid olarak kabul edilip sağlık Bakanlığının rehberinde de belirlediği sınırlar içerisinde bu hastaların tedavilerini başlatıyoruz. Şimdi halk arasında PSA testi olarak bilinen sürüntü örneği ile alınan test aynı anda yapıyoruz tabii ki ama zaten aldığımız bu örneği pozitiflik oranı yaklaşık 160 maksimum 170’lerde. Yani biz Aslında test sonucunu beklemeden hastalarımıza tedaviye erken başlıyoruz. Tedaviye erken başlamamız da hastalığın gidişatını bir hayli iyi hale getiriyor.

“TEMMUZ VE AĞUSTOS AYLARINDA ÇANAKKALE’ DE VAKA SAYISINDA BÜYÜK ARTIŞLAR OLDU”
Bence henüz birinci dalga bitmedi. Birinci dalganın içerisinde biz dalgalanmalar yaşıyoruz. Hepimiz biliyoruz. Türkiye Pandemi döneminde Haziran ayı başından itibaren bir yeni normalleşme sürecine girdi. Bu normalleşme süreci ile birlikte iller arasında insan hareketleri seyahatler ve nüfus geçişleri başladı. Tabii ki bu yeni normalleşme süreci ile hareketlilik başladı iller arasında. Özellikle büyük illerden Çanakkale’ ye insan hareketlilikleri bizim vaka sayılarımızda bir miktar artış ve dalgalanmalara yol açtı. Benzer şekilde bir bayram geçirdik. Hepimiz biliyoruz yaz dönemi bu vakalarda tabii ki bir dalgalanmaya yol açtı. Özellikle Mart, Nisan, Mayıs Hatta Haziran ayında görmediğimiz vaka sayılarımızı biz Temmuz ve Ağustos aylarında yani içinde bulunduğumuz ayda da görmeye başladık bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim.

“HER TÜRLÜ SENARYO İÇİN HAZIRLIKLARIMIZI YAPTIK”
Mart’ın sonu itibarıyla Hatta daha öncesinde yoğun bakımlarımızı, acil servislerimizi, ameliyathanelerimizi özetle  Covid hastalarının alınacağı tüm birimlerimizi ayrılmıştık. Bunun dışında çalışan tüm sağlık personelimiz de kişisel koruyucu ekipman dediğimiz maske, tulum ve eldiven, bunların nasıl giyilip çıkarılabileceği, Hangi hastalarda nasıl bir ekipman kullanılması gerektiği ile ilgili zaten eğitimlerini vermiştik. Bu eğitimleri de hiç kesmedik, ara vermedik ve hala bu eğitimlere devam ediyoruz şu an. Sağlık personelimiz de Corona Virüs ile ilgili bu süreçte ciddi bir deneyim kazandı. Şu an yataklı ünitelerimize gittiğinizde bir hemşerimizin ya da bir hasta bakıcımızın Covit pozitif bir hastaya nasıl yaklaşılması gerektiği, ona nasıl bir tedavi sunması gerektiğini son derece iyi biliyorlar. O konuda hastanemiz son derece hazır diyebilirim. Yeni normalleşme süreci ile beraber . 1 Haziran'dan itibaren biz normal sağlık hizmeti de vermeye başladık. Şu an hastanemizde olası Covit hastalarıyla normal hastalarımız fiziken de tamamen ayrılmış durumda. Hastanenin değişik ünitelerinde biz paravanlar ile tamamen bu iki hasta grubunu şu an tamamen birbirinden ayırmış durumdayız. Örneğin Covid’li bir hastanın tomografisinin çekildiği yer ile diğer normal hastamızın çekildiği tomografi bile tamamen birbirinden ayrı. Bu konuda hastalarımız da son derece rahat olabilirler. Biz de elimizden geldiğince Pandemi sürecine hazırız.

“SÜREKLİ VE YOĞUN ÇALIŞMA SAĞLIK ÇALIŞANLARINI YIPRATTI”
Şu ana kadar Corona Virüs sürecinde neredeyse 5 aylık bir süreçte sağlık çalışanları çok büyük özveri ile çalıştılar. Bu süreç sağlık çalışanları için yoğun bir süreç oldu. Çünkü normal bir hasta bakımı değildi. Yani o koruyucu tulumu ve ekipmanları saatlerce giymek zorunda kaldılar. Yaşamlarını tehlikeye atarak, hayatlarını tehlikeye, yakınlarını bile tehlikeye atarak bu hizmeti sunmaya devam ettiler. Tabii bu 5 ay kesintisiz devam edince bir miktar personel de tabii ki yorgunluk oldu. Benim genel görüşüm şu. Sadece 2-3 bilim dalına yada birime bu işi yıkmamak lazım. Aslında tüm hekimlerimiz, tüm birimlerimiz de bu Pandemi sürecine katkı sağlamalarının yolunu açmak gerekiyor. Önce bunu söylemek istiyorum.  Evet sağlık çalışanları bu süreçte çok yoruldular, özveriyle çalıştılar. Sağlık çalışanlarımız Gerçekten çocuklarını aylarca evde bıraktılar, ben biliyorum hepsini. Sağlık çalışanlarında bir miktar yorgunluk olduğunu söyleyebilirim.  Ama tabii ki onları motive etmeye çalışıyoruz, elimizden geldiğince. Tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Öncelikle bunu vurgulamak istiyorum Bir önemli nokta da şimdi Eylül ve tabii sonrasında mevsimsel grip, bizim İnfluenza dediğimiz grip ayları başlayacak. Ateşi olan hasta sayımız çok artacak. Bu nedenle ben yeni bir planlama içerisinde girmemiz gerektiğini de düşünüyorum. Özellikle bu sonbahar ve kış dönemi içinde yoğun iş yüküne yönelik hazırladığımızın olması gerekiyor. Biz şu an onun planlamalarını yapıyoruz hastanemizden. Grip aşınının temini ile ilgili sıkıntı olduğu haberleri geliyor. Ülkemizde grip aşısı hep Eylül ayında ya da en geç Ekim ayında yapılması gerekirken hep Kasım Aralık gibi zaten temini yapılabiliyordu. Yani  aslında bu yıla ait bir gecikme olduğunu düşünmüyorum ben. Ama bu yıl biraz erken temin etmek zorundayız. Yani en geç Eylül sonu, bilemediniz Ekim'de Biz sağlık personelimiz ne tümünü aşılamak istiyoruz. Bununla ilgili çeşitli temaslarımız ve girişimlerimiz olduğunu söyleyebilirim. Bu aşıyı yaptıracağız. Tabii bu aşı Covid’ ten korumayacak sağlık çalışanlarımız ama en azından diğer mevsimsel gripten koruyarak, işgücü anlamında daha avantajlı olmamıza yol açacak. Bununla ilgili girişimimiz var.

“HASTALIK DAMLACIK YOLU İLE ÇOK HIZLI BULAŞIYOR”
Corona Virüs hastalığı ile ilgili ve Covit-19 virüsü ile ilgili bizim bildiklerimiz gerçekten çok az. Hala öğrenmeye çalışıyoruz. Ama çok net bildiğimiz bir şey var. Bu virüs damlacık yoluyla bulaşıyor. Yani ben öksürdüğümde ya da hapşırdığımda benden çıkan damlacıklarda eğer bu virüs varsa ve karşımdaki kişi de kendini maske ile hijyen ile ya da sosyal mesafe ile kendini korumuyorsa kesinlikle bulaşıyor. Bu süreçte bizim gözlemlediğimiz en önemli nokta bulaştırıcılığı son derece yüksek bir virüs. Kapalı bir ortamda çok kısa bir süre bile bu damlaca maruz kalmanız durumunda hastalık kesinlikle bulaşıyor bunu Çok net biliyoruz. Dolayısıyla maske olmazsa olmaz, sosyal mesafe olmazsa olmaz, Bir de hijyen. Hijyen de özellikle Eller son derece önemli. Dezenfektanlar var ama her yerde bulunmaya biliniyor. Ama su ve sabun hemen hemen her yerde var. Ve sabun kullanarak ellerimizi sık sık yıkamalıyız. Bunu sık bir şekilde yapmamız lazım. dikkat çekmek istediğim bir noktada eğer virüs ellerimizde varken gözümüzde de teması ediyorsanız bulaşıcılığı son derece yüksek oluyor.  Şimdi toplumda bir gevşeme var. Maskeler kollarda, ellerde geziyor. Bakın biz bu hastaların akciğer filmlerini ve tomografileri görüyoruz ve son derece ağır tutulumları var. Bu konuda Toplumu bir kez daha uyarmak İsterim.

“SON İKİ AYDA GENÇ HASTALARIN SAYISI ÇOK ARTTI”
Hep söylüyoruz işte 60 yaş üstü Kkonik hastalığı olanlar öyle değil maalesef. Son bir 2 aydır Biz genç yetişkin yaş grubu dediğimiz 25 ila 45 yaş arasında vaka sayısı son derece artıyor ve ciddi akciğer tutumları var. Bu konuda özellikle toplumu uyarmakta fayda olduğunu düşünüyordum. Rusya'da Corona Virüs ile ilgili aşının bulunduğu  ile ilgili haberler yapıldı. Bu aşının ne faydası olacak bilmiyoruz.  Bu hastalığın yayılma hızının ve hasta sayısının hafifletilmesi ve dünyadaki Pandemi sürecinin azaltılmasında şu an elimizdeki tek silah aşı olacak. Ama ben Rusya'da bulunduğu ifade edilen aşı için  şu an çok erken olduğunu düşünüyorum. Yani aşı ile ilgili açıklamaların da erken olduğunu düşünüyorum. Yeterli klinik çalışma olmadan, aşı ile iyileşen vaka sayısı olmadan ve aşının etkinliği kanıtlanmadan böyle bir haberin ortaya çıkmasının Çok doğru olmadığı görüşündeyim.

“TEDAVİSİ BULUNAMAYAN BİR HASTALIĞA KARŞI SAVAŞ VERİYORUZ”
Bakın şu an bu virüse yönelik etkin bir tedavi yok. Yani bu virüsü öldüren bir ilaç yok şu an. Sadece biz diğer virüslere karşı etkili ilaçları kullanarak bu hastalığın seyrini hafifletiyoruz.  Bunu toplumun bilmesi  lazım. Bizim kullandığımız lopinavir/ritonavir kambinasyonu ya da ısıtmada kullanılan hidroksiklorokinin hastalığın tam bir tedavisi değil. Bunu toplumun özellikle bilmesinde fayda var. Zaten pandemi ve salgın konusunda bizim tetikte olmamızı zorlayan en önemli nokta bu. Henüz tedavisi bulunmayan bir hastalığa karşı hala Savaş veriyorsunuz. Çanakkale’de pandemi hastanemizdeki Coronairüs hasta sayısından çok şunu söyleyebilirim. Temmuz ve Ağustos aylarında pozitif vaka sayımızda artış var. Toplumun hareketi ile beraber zaten bu beklediğimiz bir sonuçtu. Evet yoğun bakımda hastamız var mı? Evet var. Ama önceden de vardı. Yani burada çok ciddi bir artış yok şu an. Önemli şey daha, hastalık Çanakkale'deki  sağlık hizmeti kapasitemizi hiçbir zaman hasta sayısı olarak aşmadı.

“ÇANAKKALE’ DE CORONAVİRÜS HASTA SAYIMIZ ARTIYOR”
Yoğun bakımda da aynı şekilde. Biz hiçbir zaman hastalarımıza yoğun bakımında yer yok Yatak yok solunum cihazı yok demedik.  Ne mutlu ki bize. Bununla ilgili zaten çok ciddi bir hazırlığımız da var. Bizim yani şu anki kapasitemizi iki katına kadar artırabilecek durumda  Yoğun Bakım kapasitemiz var.  Mart ayında biz, solunum cihazlarımızı, monitörlerimizi  bu konuda hazırladık. İlaç anlamında da bir sıkıntımız yok, bunu çok net söyleyebilirim. Sağlık bakanlığı Coronavirüs testlerini daha önce Çin'den getirtiyordu şu an artık Türkiye'de üretiliyor. Şu an bir problemimiz yok, hatta biz iki katına kadar da kapasitemizi artırabilecek durumdayız o konuda Çanakkale halkı müşteri olabilir. Ama tabi toplumun duyarlı olması önemli. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Klasik olan maske, mesafe  ve hijyen. Evet ama ben bunun bir hayrı gevşediğini düşünüyorum. Bakın salgın süreci, pandemi hala devam ediyor. Biz sağlık çalışanları olarak hala ağır hastaları görüyoruz. Bir kişinin bu kurallara uymaması toplumun tümünü etkiliyor.

“LÜTFEN MASKE SOSYAL MESAFE VE HİJYEN KURALLARINA UYALIM”
Önümüzdeki süreçte 21 Eylül'de okullarımızın açılması planlanıyor. Şu anki vaka sayıları toplumun bu kurallara uyması bile bunda son derece belirleyici olacak. O yüzden ben Çanakkale halkına bir kez daha uyarmak istiyorum. Lütfen sosyal mesafeye, maske kullanılmasına ve  hijyen kurallarına  %100 riayet etsinler. Çünkü gerçekten 1. derece yakınlarının, toplumun tümünü etkileyecek sonuçları görüyoruz burada. Bu konuda bir daha uyarmak istiyorum Çanakkale halkını. Çanakkale Coronavirüs tedbirlerine uyulması konusunda çok duyarlı. Çanakkale’ lilerin  Pandeminin ilk aylarında Sağlık Bakanlığının uyarılarına çok fazla riayet ettiğini zaten gözlemledik. Hastane içerisinde bile bizim koyduğumuz kurallara Çanakkale halkı hemen hemen %100 oranında uyuyor o konuda son derece iyi gözlemlerim var. Ama bunu sürekli olması gerekiyor. Yani bu sürekliliği devam ettirmemiz lazım. Özellikle önümüzde bir sonbahar dönemi geliyor. Mevsimsel grip nezle sayısı artacak. Bu kurallar çok daha büyük önem kazanacak. Dışarıdaki illerden de gelen nüfus zaten çekilecek, Çanakkale halk kendi ile baş başa kalacak. Eğer bu başarımızı devam ettirmek istiyorsak kesinlikle kurallarda gevşememeliyiz.

“ŞU AN GÜNDE 400 TEST YAPABİLECEK KAPASİTEMİZ VAR”
Cihazlarımız ve mikrobiyoloji birimiz laboratuvarımız bunu çalışıyor, şu an günlük 390 - 400'e kadar çok rahatlıkla Corona virüs testi ile ilgili çalışma yapabilecek kapasitemiz var. Ama bu kapasiteyi daha da arttı alabilecek durumdayız. Çünkü ikinci bir Cihazımız daha var. Henüz bu ikinci cihazı devreye sokmadık. Sadece şunu söyleyeyim o kapasite hiç aşmak. Şu ana kadar yani 390-400 sayısını günlük hiç aşmadık bu dönemde. Tabii taramalar var. Sadece hastalar değil yurt dışına çıkan Vatandaşlarımızın taramaları da gerçekleştiriliyor. Yani bu sayının içerisinde bu hastalarda mevcut. Onun dışında resmi kurumların, bakım evlerimizde, huzur evlerimizde ve  emniyetin  taramaları oldu. Bu taramaların hepsi de biz gerçekleşiyor, testlerin sonuçları hastanemizden çıkıyor. Tabii ki sayının içerisinde bahsettiğin taramalarda var. Yine Aynı şeyi tekrar diyeceğim biz Haziran ayına kadar görmediğimiz vaka sayısını Temmuz ve Ağustos aylarında görmeye başladık.  Buna özellikle dikkat çekmek istiyorum. Sayıdan önemli olanın bu olduğunu düşünüyorum. Bu da tamamen sosyal hareketlilik, uyarılardaki gevşemenin etkisinin olduğu düşünüyorum. Unutulmamalıdır ki virüsün bulaştırıcılığı da hiçbir değişiklik yok. Bunu çok net biliyoruz. Patojenite e dediğimiz hastalık yapma durumunda da  de hiçbir değişiklik yok. Çünkü tüm bu duru u biz bire bir bizzat kendimiz görüyoruz. Hastaların akciğer tomografilerini ve grafiklerin de gerçekten hastalık yapma potansiyeli tüm hızıyla devam ediyor.

“SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ÖZVERİLERİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Sağlık çalışanlarına bir teşekkür etmek gerekiyor. 5 aydır büyük özveriyle Yoğun Bakımlarda gecelerini gündüzleri ne katarak çalışıyorlar. Şu an yoğun bakıma yine ellerinde eldiven, tulum giyerek  ve koruyucu gözlük takarak hayati tehlikeleri devam ederek coronavirüslü hastalara sağlık hizmeti sunmaya devam ediyorlar. Onlara bir teşekkürü borç biliyorum. Ama sürecin bitmediğini de burada özellikle vurgulamak istiyorum.  Biz sağlık çalışanları olarak hizmet vermeye devam edeceğiz. Bu konuda Sadece toplumun biraz bize yardımcı olmasını istiyorum. Eğer onlar da belirlenen kurallara duyarlarsa, uyarılara riayet ederlerse biz sağlık çalışanlarının da iş yükünü azaltacaklarını onların sağlığı için de önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. “

Özel Haber: Ogün İnal