Corona virüs sürecinde Covit-19 bulaşmış hastaların tedavi sürecinde çok büyük fedakarlıklar yaparak görevlerini sürdüren ve canı pahasına da olsun Pandemi ile mücadeleye devam eden sağlık çalışanları Sağlık Bakanlığına ilettikleri uyarı ve taleplerin dikkate alınmaması nedeni bir dizi eylemlerin olduğu bir “Eylem Haftası” düzenliyor. Alınan önlemlerin yetersizliği, vatandaşın sorumsuzluğu vakaları her geçen gün arttırırken, tükenen sağlık çalışanları için Türk Tabipler Birliği harekete geçerek 14-18 Eylül tarihleri #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz başlığıyla eylem haftası ilan etti.

Pazartesi günü başlayan eylemin ilk adımında tüm sağlık çalışanları Covit-19’ dan ölen tüm sağlık çalışanları için 5 gün boyunca Siyah Kurdele takmaya başladılar. Eylem takvimine göre Pazartesi gününden itibaren hafta boyunca tüm sağlık çalışanları sosyal medya hesaplarımızda profil resimlerini Çanakkale Tabip Odası tarafından hazırlanan #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz sloganını profil resmi yaptılar. Eylem haftasında 16 Eylül Çarşamba günü ise saat 17:30 da İskele Meydanın dan başlayan ve Tabip Odasına kadar devam eden yürüyüş gerçekleştirildi. Yapılan yürüyüş eyleminde Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy ve Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Saraçoğlu Pandemi sürecinde doktorların ne tür güçlükler geçtikleri ve Pandemi sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanı ve doktor hatırlatmak için koruyucu elbiselerini giydiler. Koruyucu elbiselerini maskelerini ve koruyucu siperliklerini takan Erensoy ve Saraçoğlu ellerinde “Yönetemiyorsunuz Tükeniyoruz” sloganının yazılı olduğu pankart taşıdılar. İskele meydanından başlayan iki kişilik yürüme eylemi öncesinde açıklama yapan Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy “ 14 Eylül - 18 Eylül haftasını “biz tükeniyoruz”’ a dikkat çekmek için  “yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz” şiarıyla eylem haftası başlattık. Bu arada bir çok sağlık çalışanının çok zor durumda olduğunu bütün toplumun duymasını istiyoruz. Çünkü ciddi tükenme noktasında sağlık çalışanları. Ankara'da İstanbul'da, İzmir'de, Doğu Anadolu, Güneydoğu illerinde, İç Anadolu'da Coronavirüs vaka sayıları çok kötü durumda.  Coronavirüs ile mücadele sürecinde sağlık çalışanlarımız tükendi. Sağlık çalışanlarının ek desteğine ihtiyaç var. Bu noktadaki taleplerimizi dile getirmek için ve Coronavirüs’ün meslek hastalığı kabul edilmesini yani sağlık çalışanları ve doktorlar olarak  covit-19 virüsüne yakalanırsak bu hastalığın  meslek hastalığı sayılması ile ilgili talebimi var Sağlık Bakanlığına. Covit -19 salgını ile mücadelede hayatını kaybeden başta doktorlar ve sağlık çalışanlarına ve taleplerimize dikkat çekmek için bu eylemleri gerçekleştiriyoruz. “ dedi.

İSKELE MEYDANINDA BAŞLAYAN YÜRÜYÜŞ TABİP ODASI ÖNÜNDE SONA ERDİ.
Erensoy’ un açıklamasından ardından yürüyüş başladı. Kordon boyunca gerçekleşen yürüyüş eylemi Çanakkale tabip Odası Binası önünde sona erdi. Tabip Odası önünde eylem yürüyüşlerini sonlandıran Erensoy ve Saraçoğluna, Tabip Odası önünde onları bekleyen Çanakkale Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol ve İl Kadın kolları yönetim kurulu üyeleri alkışlar ile destek verdi. CHP Çanakkale İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol “ Pandemi sürecinde gösterdikleri  fedakarlık nedeni ile her akşam saat 21.00’de balkonlarımızdan 1 dakika sürdürdüğümüz alkışlar ile onlara destek vermiştik, şimdide onların yaşam hakları için alkışlarımızla onlara destek veriyoruz” dedi. Eylem yürüyüşünün sonunda basın açıklaması yapan Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda  Erensoy    açıklamasında “Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanlarına tarihsel sorumluluklarını yılmadan her gün hatırlatmaya devam edeceğiz. Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan COVID-19’dan hayatını kaybediyor. COVID-19 Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. COVID-19 salgın sürecinin bugüne kadar ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz” ifadelerine yer verdi.

“COVID-19 İŞBİRLİĞİ VE ORTAK ÇALIŞMA MECLİSİ” OLUŞTURULMALI
Erensoy açıklamasında şunları söyledi.” Ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz. Ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin COVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve ülkeyi yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istiyoruz. TBMM’ni açılmasını beklemeden bütün partilerin COVID-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz. Türk Tabipler Birliği olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte Covıd izleme heyetimizin birikimini ve önerilerimizi paylaşabileceğimiz bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda çağrıcı olmasını istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte “COVID-19 işbirliği ve ortak çalışma meclisi” oluşturmasını talep ediyoruz. Hiçbir salgın vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemez. Bireysel tedbirler merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olur. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı il Hıfzıssıhha kurullarını işlevli kılmalı, başta Belediyeler ve kent konseyleri olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeri – köy derneklerinden, kültür sanat dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını sürece katmalıdır.”

DOKTOR VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA SAHİP ÇIKILMALI
Erensoy, sağlık çalışanlarına sahip çıkılması gerektiğinin de altını çizerek” Hekimler ve bütün sağlık çalışanlarının ölüm – kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde yalnız bırakılmayacak, korunacak ve bu insanüstü çabaların farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve vefat eden arkadaşlarımızın “meslek hastalığı” tanımını kabul edecek Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz. Yıllardır dillendirdiğimiz ve AKP hükümetlerinin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile cisimleşen; sağlıkta özelleştirme – performans sistemi ve kamu özel idaresi odaklı milyarlık kiralara neden olan Şehir Hastaneleri’nin COVID-19 salgını ile insanı değil, sermayeyi ve karı öncelediği görülmüş oldu. Sağlıkta dönüşüm programı yarattığı tüm sonuçları ile birlikte iptal edilmeli, salgın biliminin öngördüğü üzere, kamusal bir sağlık programı hayata geçirilmelidir.  Koruyucu hekimlik –sağlık hizmetlerinin öncelenmesi  geçmişte kalmış bir nostalji değil, bugünün ve geleceğin sağlık perspektifidir. İlk adım olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri’nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz” dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ PANDEMİ SÜRECİNDE MÜCADELE İLE İLGİLİ TÜM İHTİYAÇLARI KARŞILAMALI
Coronavirüs sürecinde çalışma saatleri ciddi derece artan sağlık çalışanları ve doktorların dinlenme başta olmak üzere coronavirüs salgını ile mücadelede gereken tüm ihtiyaçların sağlanması gerektiğinide sözlerine ekleyen Erensoy “Salgının yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde, hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve zamanlarının, pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istiyoruz. Çalışma yaşamı, ulaşım, eğitim başta olmak üzere toplu bulunma ortamlarına dair insan yaşamını önceleyen, insan emeğinin değerini koruyan yasal  ve idari düzenlemelerin hak kaybı yaratmadan ve en dezavantajlı, yoksul kesimleri - emekçileri gözeterek ivedilikle yapılmasını bekliyoruz” dedi.

SALGIN MÜCADELESİ ÇOK İYİ YÖNETİLMELİ
Erensoy Coronavirüs salgını ile çok iyi planlanmış bir program dahilinde mücadele edilmesi ve bu sürecin çok iyi yönetilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyerek “Erensoy, konuşmasının sonunda ise “Bu adımları atmayanların, COVID-19 salgını ile mücadeleyi gerçekler üzerinden, olağandışı durum tanımıyla ve bir seferberlik ruhuyla karşılamayanların; suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatacağımızı buradan ilan ediyoruz. COVID-19 salgını mücadelesinde başarı; akıl ve bilim esas alınarak, gerçekleri konuşarak, filyasyon ve test süreçlerini çok iyi yöneterek, tedavi ortamını iyileştirip, sağlık çalışanlarını motive ederek sağlanır. Salgının yaygınlaştığı, 8 günde 8 hekimin hayatını kaybettiği, herkesin kendisi ve bütün yakınları için sürekli tedirgin olduğu bir süreçte herhangi bir başarıdan söz edilemez” dedi.

17 Eylül Perşembe günü ise eylem haftası proğramı kapsamında Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde ve tüm sağlık birimlerinin önünde Covid19 nedeni ile hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve Doktorlar anısına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.  Aynı gün de Kepez Yılbaşı Sokağından başlayıp Kepez Sahilinde devam eden 2 kişilik eylem yürüyüşü  gerçekleştirildi.
 
Ogün İnal