Kan şekerinin aşırı düştüğü kişilerin genellikle diyabet hastaları olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. İlhan Tarkun, “Aşırı miktarda ilaç kullanımı, öğün atlama, normalden az miktarda yeme ya da uzun fiziksel aktivite yapma gibi nedenler de kişide hipoglisemi gelişimine neden olabilir” dedi.
Halk arasında düşük kan şekeri olarak bilinen hipoglisemi, tehlikeli ve önemsenmesi gereken bir sağlık durumu. Kan şekerinin aşırı düştüğü kişilerin genellikle diyabet hastaları olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. İlhan Tarkun, “Hastalığın nedeni, bu kişilerin diyabet tedavisi kapsamında kullandıkları ilaçların direkt olarak insülin hormonu içermesi veya bu hormonun etkinliğinin artırılmasıdır. Aşırı miktarda ilaç kullanımı, öğün atlama, normalden az miktarda yeme ya da uzun fiziksel aktivite yapma gibi nedenler de kişide hipoglisemi gelişimine neden olabilir” dedi.
Kan şekerinin düşmesine her vücudun farklı şekilde tepki verebildiğinin altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. İlhan Tarkun, “Hipoglisemi ile ilişkili olarak ortaya çıkabilecek birçok belirti ve bulgu var. Sersemlik, aşırı açlık hissetme, baş ağrısı, kafa karışıklığı, konsantrasyon kaybı, terleme, titreme, bulanık görme, kişilik değişiklikleri, soluk görünümlü cilt, ani ortaya çıkan sinirlilik hali, kalp atışlarının hızlanması ve uyku problemleri gibi belirtiler görülebilir. Bazı kişilerde hipoglisemi gelişimi sonrasında herhangi bir belirti ortaya çıkmayabileceği için dikkatli olunmalı” diye konuştu.
Diyabet hastaları bilinçli davranmalı
Hipoglisemi belirtilerinin hissedildiği zaman diliminde kan şekeri düzeyinin tespit edilmesinin hipoglisemi tanısı için çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. İlhan Tarkun, “Özellikle şeker hastalığı bulunan ve bu rahatsızlıkları için ilaç kullanan kişiler, kan şekeri düzeylerinin seyri konusunda bilinçli davranmalı. Sık olarak hipoglisemi şikayetinden yakınan kişilerin, sağlık kuruluşlarına başvurarak hekimlerden bu konuda yardım almaları önerilir. Hekimler hipoglisemiye tanısal yaklaşımda başvuranın kişinin tıbbı öyküsünü, beslenme alışkanlıklarını ve hipoglisemi ile ilişkili şikayetlerini değerlendirir” şeklinde konuştu.
Hipoglisemi hastaları karbonhidrat kaynaklarını yanında taşımalı
Hipoglisemi komaya kadar ilerleyebilecek hayatı tehdit edici bir durum olması nedeniyle tanısı ve tedavisinin önemli bir tıbbi durum olduğunun altını çizen Prof. Dr. İlhan Tarkun, “Aşırı düşük kan şekeri tespit edilen kişilerde damar yoluyla şeker içeren solüsyonlar verilebilir. Ağızdan ilaç alabilecek hastalarda hızlı emilebilir, karbonhidrat kaynağı olan meyve suları gibi gıdalar verilmesi tedavinin ilk aşamasını oluşturur. Ağızdan beslenemeyen kişilerde ise kas içine glukagon enjeksiyonu yapılabilir. Hipogliseminin ilaç dışı kontrolü hastanın bilinçlendirilmesi ve çeşitli yaşam tarzı değişiklikleri uygulaması ile gerçekleştirilebilir. Hipoglisemi hastalarının bu konuda çevresini uyarıcı bileklerden takması ve şikayetlerinin başlangıcında hemen tüketebilmesi için gerekli karbonhidrat kaynaklarını yanında taşıması önerilir” açıklamasında bulundu. Çeşitli diyabet kuruluşlarının kişilerin hipoglisemi bulgularının ortaya çıkması ile tüketecekleri karbonhidrat miktarının minimum 15-20 gram olarak önerdiğini paylaşan Prof. Dr. İlhan Tarkun, “Çeşitli barlar, meyveler, meyve suları, çubuk kraker ve bisküviler bu düzeyde karbonhidrat içeriğine sahip atıştırmalıklar arasında yer alırlar” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi