Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından hazırlanan Kilitbahir Köy Yerleşim Alanı Küçük Ölçekli Planı İle Koruma Amaçlı İmar Planı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan, orta iskeleden sonuncu iskeleye kadar devam edecek olan Balıkçı Barınağı Ve Feribot İskelesi Projesi köy halkının tepkisi ile karşılaştı.
Açılan davaların avukatlığını üstlenen Ali Furkan Oğuz, “Ülkenin dört bir yanında doğanın ve tarihin talan edildiği bu günlerde, sıra 1. dereceden sit alanı içerisinde olan Kilitbahir’e mi geldi? Projede hayata geçirileceği iddia edilen yayalaştırma, sakin köy uygulaması gibi uygulamalar köy halkının yaşam alanlarının, konutlarının yıkılarak yerine otopark, yeşil alan ve yol yapılması suretiyle sağlanamaz” dedi.
Avukat Ali Furkan Oğuz her iki projenin detay ve zararlarını, ayrıca Kilitbahir’de açılan davaları şu başlıklarla anlattı:
“SIRA KİLİTBAHİR’DE Mİ?”
 “Ülkenin dört bir yanında doğanın ve tarihin talan edildiği bu günlerde, Çanakkale’de Kaz Dağları’ndan sonra sıra tarihi Gelibolu Yarımadası ve Kilitbahir’de mi? Kilitbahir için hazırlanan, Kültür Ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan Kilitbahir Köy Yerleşim Alanı 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan Kilitbahir Mevkii Balıkçı Barınağı ve Feribot İskelesi Amaçlı 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı ile Kilitbahir köyümüzün doğal, tarihi ve kentsel sit özellikleri ile mülkiyet hakları adeta hiçe sayılmaktadır. Planda ekolojiden bahsediliyor ama ekolojiden bahsederken köyün tarihi dokusu bozuluyor. Ayrıca yaşayan halkın da mülkiyet hakkını ellerinden alıyorsunuz. Kilitbahir çok özel ve güzel bir köydür. Niyet köyün dokusunu bozmadan turizme açmaksa, yapılacak çok daha güzel işler vardır. Dava süreçleri devam ediyor. Yürütmenin durdurulması kararının çıkmasını bekliyoruz.”
“BALIKÇI BARINAĞI VE FERİBOT İSKELESİ PROJESİ KÖY HALKINA SORULMADI”
“Balıkçı Barınağı ve Feribot İskelesi projesi köy halkına sorulmaksızın, halkın katılımı toplantısı ve çevre etki değerlendirmesi raporu da alınmaksızın hazırlanmış. Konutların hemen dibine yapılması planlanan bu proje konutlarda yaşayan maliklere danışılmamış bile. Balıkçı Barınağı ve Feribot iskele planları usule, yasaya ve hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir.”
 
“1. DERECE SİT ALANI OLAN KİLİTBAHİR’İN DOKUSU BOZULACAK”
 
“Projenin hayata geçmesi durumunda, doğal yapıyı ciddi anlamda bozacak 20.000 metreküpü aşan büyük bir dolgu işlemi uygulanacak. Bu işlem de kentsel sit mantığına aykırı bir şekilde gerçekleşecek. Hemen dibine balıkçı barınağı yapılacak konutlarda ve çevrede yaşam kalitesi de ciddi anlamda düşecek. Denize ulaşım, yapılacak dolgu ile engellenecek. Balıkçı teknelerinin barınakta yer alması ile konutlarının önünde deniz kirliliği oluşacak, bu kirlilik aynı zamanda birtakım ağır kokuları da beraberinde getirecek. Bunun yanı sıra gecenin ilerleyen saatlerinde ve sabahın çok erken saatleri de dahil olmak üzere neredeyse 24 saat boyunca büyük bir ses kirliliği oluşacak. Balıkçı barınağı ile birlikte aynı zamanda araç trafiği ve araç trafiğinin getireceği gürültüler de söz konusu olacak. Aynı zamanda 1. derece sit alanı olan bölgenin dokusu bozulacak. Balıkçı Barınağı, deniz dolgusu sebebiyle kıyı ekosistemini bozacak ve telafisi imkansız zararlar meydana getirecektir. Ayrıca, özellikle yaz aylarında, Çanakkale feribot iskelesi tarafında ana arterde oluşan ve tüm şehir trafiğini kilitleyen, şehir içi ulaşımı imkansız hale getiren yoğunluk katbekat artacaktır.“
           
“KİLİTBAHİR KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI, HALKA DUYURULMAKSIZIN GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR”
 
“Kilitbahir Koruma Amaçlı İmar Planı da usule, yasaya ve hukuka aykırıdır. İptali gerekmektedir. Plan Hükümleri ve açıklama raporu incelendiğinde planın gerekçesi, alanın özgün değeri, yapılaşma düzeni, mevcut yoğunluğu, parsellerin doluluk boşluk oranları, mevcut yapıların taks, kaks, doku analizi ve mimari özellikleri, doluluk boşluk oranları gibi plan kararlarını etkileyen hiçbir bilginin, analizin ne yazınsal ne de çizimsel olarak yer almadığı görülmekte. Koruma amaçlı imar planları, özellikli planlar olması nedeniyle plan paftası, plan hükümleri ve plan açıklama raporunun yanı sıra 1/500 ölçekli kütle paftaları, parsellere ilişkin müdahale ve tescil paftaları gibi açılım paftaları ile birlikte hazırlanmalıdır. Kentsel sit alanı ve etkileme geçiş alanlarında yer alan parsellerde öngörülen yapıların yapı düzenleri, siluetleri ayrıntılı olarak çalışılmalıdır. Onaylanan planlarda ve plan açıklama raporlarında bu çalışmaların yapılmadığı görülmektedir. Koruma amaçlı imar planı yapılan planlama alanında, uygulama rehberi hazırlanacağı plan hükümlerinde ve plan açıklama raporunda bahsedilse de uygulama rehberinin ne kadar sürede hazırlanacağı, kentsel tasarım rehberi hazırlanıncaya kadar yapılaşmaya izin verilip verilmeyeceği konusunda herhangi bir hüküm bulunuyor. Bu durumun rehber hazırlanıncaya kadar geçen sürede yapılacak yapıların rehberde belirlenen kriterleri taşıyıp taşımayacağı konusunda belirsizliklere neden olduğu açık. İmar planını incelediğimizde plan ile yapılması düşünülenlerin halka sorulması amaçlandığı ifade edilmişse de halka sorulmaksızın, halkın önerileri ve istekleri göz önüne alınmaksızın böyle bir plan gerçekleşmiş. Kilitbahir Koruma Amaçlı İmar Planı, halka duyurulmaksızın, halk toplantıları yapılmaksızın gerçekleştirilmiştir. Taşınmazların korunması gerekli kültür varlıkları statüsünde olduğu sabit iken bu durum dikkate alınmamaktadır.”
 
“KİLİTBAHİR AÇISINDAN TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN ZARARLAR OLUŞACAK”
 
“Projelerin gerçekleşmesi durumunda Kilitbahir açısından telafisi mümkün olmayan zararlar oluşacak. Yüzlerce kişinin ikamet ettiği evler yıkılacak ve gerek dahi olmadığı halde otopark, yeşil alan,kaldı ki köyün her tarafı zaten hali hazırda yeşil alan ve yol yapılacak, mülkiyet hakları ihlal edilecek, kentsel sit alanı olan bölgenin dokusu, peyzajı, tarihi özellikleri ciddi anlamda bozulacak. Kilitbahir Koruma Amaçlı İmar Planı, aynı zamanda ekolojik, tarihi doku ile uyumlu ve araçların Kilitbahir içine sokulmaması gibi belirlenen ilkelere rağmen kendi içinde de ters düşmekte. Projede hayata geçirileceği iddia edilen yayalaştırma, sakin köy uygulaması gibi uygulamalar köy halkının yaşam alanlarının, konutlarının yıkılarak yerine otopark, yeşil alan ve yol yapılması suretiyle sağlanamaz. Bu ilkeye de uyulması gerekmekte. Belirtmiş olduğumuz tüm bu gerekçeler ile telafisi imkânsız zararların oluşmaması adına “Kilitbahir Koruma Amaçlı İmar Planı’ ve “Balıkçı Barınağı ve Feribot İskelesi” projelerinin acilen iptali için hukuki süreçler tarafımızca başlatıldı.”
 
KIYI KANUNUNA AYKIRI HAREKET EDİYORLAR
“Kilitbahir’in tarihi dokusu ile ilgili hukuki süreçlerimiz başka alanlarda da devam ediyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 27.06.2019 tarihli, orta iskelenin hemen önünde bulunan, tekne tamirlerinin yapıldığı çekek yerininin kaldırılması talebini kabulüne rağmen talebi yerine getirmeyen ve çekek yerini kaldırmayan, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Alan Planlama ve Proje Grup Başkanlığı ve Çanakkale İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü'nün  ilgili tüm kamu görevlilerine dava açıldı. Müvekkillere ait taşınmazların, ikamet ettikleri ev ve bahçenin önü, Kıyı Kanunu'na da aykırı bir şekilde, yapılaşarak, dolgu yapılarak çekek yeri olarak kullanılıyordu. Bu bağlamda çeşitli balıkçı tekneleri ve kayıklar tamir edilmekte, 24 saat boyunca yapılan tamir neticesinde koku ve gürültüden evde ya da bahçede durulamıyordu. Kıyıda çekek yeri olarak kullanılan yer molozlar ile de doldurulmuş durumda. Kıyı ekosistemine de doğrudan zararı mevcut. Müvekkiller, 10.06.2019 tarihinde Çanakkale Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'na başvurdu, başvuru sonrasında 27.06.2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kendilerine gönderilen yazıda alanın çekek yeri olarak kullanıldığı, kıyıya moloz döküldüğünün görüldüğü, yapılan uygulamaların, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na ve Kıyı Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinin tespit edildi. Aradan 2 aylık bir süre geçmesine rağmen halen hiç bir müdahalede bulunulmadı, çekek yeri, yapılaşma ve dökülen molozlar kaldırılmadı. Buna ilişkin olarak Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'na, Çanakkale Valiliği'ne, Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne tekrar başvurularımız oldu, CİMER'den de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ve Çanakkale Valiliği'ne başvurumuz oldu. Buna rağmen söz konusu çekek yeri halen kaldırılmadı.”

Dilek Akşen