.

28 Ekim 2019 Pazartesi günü Boğaz Medya olarak tüm gazetelerimizde ve ilçelerde yayımlanan diğer gazetelerin ilk sayfalarının tamamında, “YEREL BASINA SAHİP ÇIK ÇANAKKALE” başlığı ile “Çanakkale Gazeteciler Cemiyeti Deklarasyonu” nu yayımladık.
.
Bu deklarasyonda yerel basın için;
“Bulunduğu ilin gelişip kalkınabilmesi,
Halka hizmet ile yükümlü olan kesimler ile halk arasında köprü oluşturabilmesi,
İlin ihtiyaçları ve aksayan yönlerinin sergilenmesi ile halk adına uyarı ve denetim görevi yapması,
Kamu kurum ve kuruluşları, Meslek Odaları,
STK’lar ve Siyasi yelpazenin tüm kesimlerinin çalışmalarının halka aktarılabilmesi,
Eğitimden, sağlığa, kültür sanattan, asayişe,
Ulaşımdan, ticari hayata istisnasız hayatın akışı içinde olan tüm alanlarda görev üstlenmiş olan en önemli sektörlerin başında gelir” demişiz.
.
Bu yerel basın nasıl geçiniyor derseniz;
“Adı ister yerel, ister yaygın basın olsun en temel ortak yanımız, yayın hayatımızı sürdürebilmek için gelir temin etmek zorunda olmamızdır.”
“Bu gelirlerde de ortak nokta satış gelirleri ve ilan reklam gelirleridir.”
.
Yerel basın olarak ulusal gazetelerle aşık atmamız imkânsızdır.
Zira:
“Ulusal düzeyde yayın yapan gazeteler yaygın dağıtım ağları ile çok yüksek miktarda okuyucuya ulaşıp satış geliri elde ederken,
Yerel gazetelerin satış gelirleri maalesef onları ayakta tutabilecek oranda değildir.”
.
Yerel gazete olarak yaşadığı ilin reklam geliri o ilin gelişmişliği ile de ilgilidir.
“Yaygın gazeteler büyük metropollerde kurulu olduklarından holdingler, bankalar gibi kuruluşlardan yurt düzeyinde sağladıkları çok yüksek oranlı reklam gelirlerine sahipken, yerel gazeteler bu kanaldan da yoksundur.”
.
“Gazetelerimizin yanı sıra İlimizde yayın yapan Radyolarımızın durumları da gazetelerden farksızdır. Yaygın Radyo ve Televizyonlar Devlet işletmelerinden ve bankalardan ciddi gelir temin ederken, çok yüksek RTÜK payları ödeyen yerel radyolarımıza ‘kamu spotu’ adı altında ve bedava yayınlanmak üzere bildirimler gönderilmektedir.”
.
Reklam gelirlerimizden biri de resmi ilandır.
“1860’lardan Cumhuriyetin kuruluşuna kadar Devletimiz tarafından çeşitli tedbirler alınmaya çalışılmış ‘Resmi İlanlar’ ile basına destek geleneği 1961’e kadar çeşitli adlarla sürdürülmüş, sonra da yasal bir görünüme kavuşturulmuştur.”
.
Herkes şöyle kolay zanneder;
“Aç bir gazete bak keyfine. Gelsin reklamlar, gelsin resmi ilanlar.”
Ama kazın ayağı hiç de öyle değildir.
.
Deklarasyonda bu konu açıklanmış;
“Kamuoyumuz şunu çok iyi bilmeli ve kavramalıdır ki;
Bir yerel gazetenin resmi ilanlardan yararlanması çok ağır koşullara tabidir ve yasalarla belirlenmektedir.
Resmi ilan alan bir gazetenin istihdam edeceği personel sayısı ve bunların nitelikleri, gazetenin en az kaç sayfa olacağı ve sayfa yüzölçümleri, baskı sayısı, baskı kaliteleri gibi onlarca husus yasalarla belirlidir ve bunlar her yıl birden fazla denetime sahiptir.”
.
Giderleri alt alta yazsak aklınız şaşar;
“Yerel basınımızın bugün içinde bulunduğu zor durum tek bir nedene bağlı değildir. Yıllardır giderek artan sıkıntılar 2018 Temmuz ayından itibaren döviz kurlarındaki artış nedeni ile had safhaya çıkmıştır. Ülkemizde bulunan kâğıt fabrikalarının özelleştirilmesi ve özelleştirilen fabrikaların üretim yapmamaları nedeni ile kâğıtta dışa bağımlı bir hale gelinmiştir. Gazetelerin diğer sarf malzemelerinin çok büyük bir bölümü de ithal olarak sağlanmaktadır. Bu nedenle maliyetler son bir yılda ikiye hatta üçe katlanmıştır.”
.
Özetle;
“Resmi ilan alma hakkı ‘Bedava’ ya da bazılarının tabiri ile ‘Beleş’ bir hak değil, pahalı ve müeyyideleri ağır bir haktır.”
.
“Bu hakkı elinde bulunduran İlimizdeki yerel basın;
Özellikle son bir yıl içinde ekonomik sorunlar nedeni ile özel sektörün giderek daralan reklam bütçelerinin yanı sıra,
Bazı aylar tek bir resmi ilan almadan ayakta durmaya çalışmaları mesleklerine duydukları sevgi ve istihdam ettikleri personelleri ve bunların ailelerine karşı sorumluluk duygularından başka bir şeyle izah edilemez.”
.
Bu duygu ve düşünce ile Cemiyetimiz diyor ki;
“YEREL BASININA SAHİP ÇIK ÇANAKKALE”