Ve işte geldik yolun sonuna…

2010 yılında iş dünyasına hitaben haftalık olarak yayın hayatına başlayan “İşte Çanakkale” adlı Gazetemiz, daha sonra günlük olarak yayımlanmaya başladı.

Troia Medya bünyesinde Çanakkale halkına hizmet veren gazete, maddi olumsuzluklar neticesinde Boğaz Medya’ya satılarak yayın hayatına burada devam etti.

Abone ve satış sistemi ile okuyucularına ulaşan gazetemiz, “Olumsuz koşullar sebebi” ile yayın hayatına bu günkü sayısı ile son veriyor.

.

Siz okuyucular olarak bizleri “Burası Çanakkale Gazetesi”nden takip edebileceksiniz.

.

Aboneler olarak her gün ayağınıza kadar gelen gazete yerine “Burası Çanakkale Gazetesi”ni alacaksınız.

.

Çanakkale’nin ofset matbaada basılan ve renkli yayımlanan ilk gazetesi olan “Burası Çanakkale Gazetesi” ile sizlere ulaşacağız.

.

Boyut olarak daha büyük olan gazetemiz, yeni formatı ve içeriği ile size aynı şekilde hizmet verecek.

.

Boğaz Medya bünyesinde bulunan Burası Çanakkale, Boğaz Gazetesi yayın hayatına devam ederken, İşte Çanakkale ve Vitamin Gazetelerinin yayın hayatı sonlanacak.

Vitamin Gazetesi’nin aboneleri ise Boğaz Gazetesi bünyesinde devam edecekler.

.

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluklarda ayakta durmak oldukça zor.

Hele basılı yayınlarda tedarik aşamasında kullanılan kâğıt, boya gibi malzemelerin ithal olması, sürekli artan döviz ile yapılan alımların dayanılamayacak seviyelere gelmesi ile her sektörde olduğu gibi gazeteler de radikal kararlar almak zorunda kaldılar.

.

Dijital dünyaya erişmenin cep telefonları ile yaygınlaşması, insanların meydana gelen olayları bu mecradan daha kolay takip etmesi neticesinde, yazılı basına olan ilginin azalması bizleri oldukça zor duruma düşürüyor.

.

Ayakta durmak için oldukça zorlanan bizlere verdiğiniz destek için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederiz.

.

Beni takip eden sizler için kaybolan bir durum söz konusu değil.

Zira “İşte Çanakkale Gazetesi” yerine ayağınıza gelecek olan “Burası Çanakkale Gazetesi”nde bir köşem olacak ve sizlere buradan ulaşacağım.

.

Nihayetinde 1 Eylül Pazar günü “Burası Çanakkale Gazetesi”nde buluşmak üzere şimdilik hoşçakalın…

Not: Ayı Rüstem’in maceraları haftaya devam edecek…

 

KAÇ CAMİ VAR?

Belki sizlerde benim gibi “Dünyada, Türkiye’de ve hatta Çanakkale’de kaç tane Cam var?” diye merak etmişsinizdir.

.

Ben de merak edip araştırdım.

.

Dünya genelinde yapılan bir araştırmada, Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde Cami sayılarının oldukça yüksek olduğu dikkat çekiyor.

.

Bu listenin başında Endonezya yer alıyor. Endonezya, tam 800 bin Cami ile dünya genelinde en fazla Camisi olan ülke konumunda.

.

Endonezya’yı Hindistan takip ediyor. Hindistan’da yaklaşık 300 bin Cami bulunuyor.

Üçüncü sırada ise 250 bin Cami ile Bangladeş bulunuyor.

.

“Türkiye kaçıncı sırada?” diye merak ederseniz, 89 bin 817 Cami ile dünya genelinde yedinci sırada yer alıyor.

.

Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkeler de Türkiye’nin önünde yer alıyor;

Suudi Arabistan'da 98 bin,

Mısır'da ise 110 bin Cami bulunuyor.

.

Mesela Kuzey Kore’de hiç Cami yok.

Bu durum, Kuzey Kore'nin dini özgürlükler konusundaki katı politikalarını yansıtıyor.

.

Diğer yandan;

Yemen'de 50 bin,

Fas'ta 52 bin ve

İran'da 58 bin Cami bulunuyor.

Bu ülkeler, Cami sayıları ile sıralamada Türkiye'nin gerisinde yer alıyor.

.

Böylece dünyada büyük, küçük olmak üzere yaklaşık 3 milyon 600 bin Cami olduğu biliniyormuş.

.

Peki Çanakkale’de durum nasıl?

.

Boğaz Gazetemizde çıkan 2020 tarihli bir habere göre Çanakkale’de 830 Cami mevcut.

Tabi sonra yapılanlar da olmuştur.

.

Ülkemizde en fazla Caminin bulunduğu şehir 3 bin 499 ile İstanbul’muş.

İstanbul’u 3 bin 223 Cami ile Konya,

3 bin 152 Cami ile Ankara izliyor..

Türkiye’de en az cami bulunan il ise 93 Cami ile Tunceli olmuş.

Tunceli'yi 168 Cami ile Yalova ve 226 Cami ile de Kilis takip ediyormuş.

 

YANGINLAR

Geçen sene olduğu gibi bu sene de yangınlarla boğuştuk ya.

Hani eksiklerimiz yüzünden bir türlü söndüremedik ya.

.

İşte o yangınların çıkış sebeplerinden biri haber oldu.

.

Mersin’de 15 Ağustos’ta, 4 noktada çıkan orman yangınlarıyla ilgili 2 şüpheli tutuklandı.

Bu şüpheliler olay günü çalıştıkları mermer şantiyesinden hastaneye gitme bahanesiyle ayrılmışlar.

.

Daha sonra motosikletle ilerledikleri noktaları ateşe vermişler.

.

Tutuklu şüpheli R.K, olayı şöyle anlatmış:

“Olay günü şantiyede yanıma gelen İ.O, ‘Senin elini akrep soktuğunu söyleyip hastaneye gitmek için izin isteyelim’ dedi.

.

“Aşçıya elimi akrep soktuğunu, tedavi için hastaneye gideceğimizi söyleyerek iş yerinden ayrıldık. Hatta dikkat çekmemesi için motosikletimi İ.O. kullandı.”

.

“Şantiye sahasından çıktıktan yaklaşık 500 metre sonra İ.O. kenara çekerek 'Al motoru sen sür' dedi. Direksiyona geçtim. Bir süre gittikten sonra İ.O. motosikleti durdurmamı istedi. Daha sonra 'Şurada iş yerine giden elektrik kabloları var. Burayı yakalım. Elektrikler gider. Biz de yarın işe gelmeyiz' diyerek motosikletten indi. Orman içerisine yürüdü. Çakmakla yere eğilerek ormandaki çalıları tutuşturup sonra geri yanıma geldi.”

.

“Yaklaşık 500 metre sonra İ.O. tekrar motosikleti durdurmamı istedi. İ.O. motosikletten inerek ormana doğru yürüdü. Yamacı çıktıktan sonra eğilerek çalılıkları tutuşturdu.”

.

“Sonra tekrar yola devam ettik. Bir süre sonra durduk. Burada sigara ve yanımızda bulunan alkollerden içtik. Sonra Silifke Devlet Hastanesine gidip Acil Servis'ten giriş yaparak sıra aldık. Bunu da iş yerinden sorarlarsa sıra numaramızı göstermek için yaptık. Sıra aldıktan sonra tedavi olmadan Burunucu Mahallesi istikametine seyir ettik.”

.

“İ.O, oradaki mezbahaneyi geçtikten sonra stabilize yola girip ileride durmamı söyledi. Yanımızda ormanlık alan vardı. İ.O, motosikletten inerek ormana yöneldi. Yaklaşık 30 metre içeri girdi. Ben onu göremiyordum ama yangın çıkarttığını biliyordum. Bir süre sonra yanıma geldi. Tekrar yola çıktık.”

.

“Tuvalet ihtiyacı için bir yerde durdum. Orada tüm suç, arkadaşım İ.O'ya kalmasın diye ben de bulunduğum bölgeyi çakmakla tutuşturdum. İ.O'nun ilk yangını, iş yerine giden elektrik tellerinin yanması ve işe gelmemek amacıyla çıkardığını biliyorum ancak diğer iki noktayı ne maksatla yaktığını bilmiyorum. Benim yaktığım noktadaki amacım ise tüm suç arkadaşımın üzerine kalmamasıydı.”

.

İ.O. ifadesinde ise; “Ben de R.K. de iş yerinde zaman zaman alkol kullanırız. O gün de alkollüydük. İş yerinden çıkarken R.K. motosikleti dikkat çekmemek için benim kullanmamı istedi. Yola çıktıktan 2 kilometre sonra R.K. motosikleti durdurmamı istedi. Yolun sağına motosikleti çektim. R.K. 'Benim psikolojim bozuk. Yakacağım burayı, ormancılar yatmasın' diyerek hemen yolun kenarında çakmakla çalıları ateşe verdi.” demiş.

 

İşte size bir orman yakma hikâyesi.

Kırk yıl düşünsek aklımıza gelmez.

.

Birisi “İşe gitmemek için elektrik kablolarının geçtiği ormanı yakıyor”,

Diğeri ise “Psikolojim bozuk, ormancılar yatmasın” diyerek orman yakıyor.

.

Bizim psikolojimizi düşünen yok nasılsa…