Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetin Kurucusu, Atatürk’ün ebediyete intikalinin 81. Yıldönümü. Nur içinde yatsın. Allah O’ndan ebediyen razı olsun.

Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetin Kurucusu, Atatürk’ün ebediyete intikalinin 81. Yıldönümü. Nur içinde yatsın. Allah O’ndan ebediyen razı olsun.
Atatürk’ün anma programları artık adına layık bir şekilde yapılmıyor. Kimi sırtına biniyor, kimi sırtında taşıyor, kimi de seviyormuş gibi yapıyor. Seviyormuş gibi yapanlar her geçen gün artıyor. Somut olan bir şey var ki, memleketin kurucusunu bile ortak değerimiz yapamıyoruz. Ortak değerlerimizi hızla öldürürken, ortak değerlerimizde bile ayrışırken, Atatürk üzerinde bile ayrışan yerlere gidiyoruz.  
Atatürk, yaptığı işlere, çektiği sıkıntılara bakılırsa, aslında ortalama bir insan ömrüne iki katından fazla başarı sığdırmıştır.
Atatürk, subaydır. Normal şartlarda bir subay, askeri okuldan mezun olduktan sonra, sırasıyla üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbay, albay ve general rütbeleriyle emekli oluncaya kadar devletin savunmasında hizmet eder. Subayların çoğu kıdemli albay olarak emekli olur.  Cumhuriyet tarihinde, hiçbir subayımızın özgeçmişinde Trablusgarp, Balkan ve Çanakkale savaşları yoktur. Siperler arasında taş atımlık mesafede göğüs göğse bir serseri kurşunun ucunda savaş yoktur. Koca bir dünya savaşında üstün hizmetler yoktur. Elbette günümüzde savaş yoktur. Türk ulusu her zaman kahramanlar çıkarabilir. Ancak, Atatürk’ün askeri hayatı incelendiğinde, bir ömre sığmayacak askeri hizmetlerle doludur. Silah arkadaşları İnönü, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Enver Paşa dışında tarihte iz bırakmış başka subayımız yoktur. Birkaç tane darbeci subay vardır k, onlar da kötü iz bırakmıştır.
Atatürk, devlet adamı ve siyasetçidir. Cumhuriyetin kurulması başta olmak üzere yaptığı devrimlerle yeni ve eskisinden çok farklı bir devlet ortaya çıkarmıştır. Otuza yakın iç isyanı bastırmak bir yana, kılık kıyafetten harf inkılâbına kadar çok sayıda yeniliği Türk milletine kazandırmıştır. Lozan anlaşmasıyla sadece sınırları belli olan bir ülkeyi inşa etmek, yeniden yapılanmak, bir ömre sığacak kadar az işler değildir. Bütün bunları, bugünün işini yarına bırakmak yerine, gelecek haftaki işleri de bugünden yapmak suretiyle ancak başarmak mümkündür.
Anayasadan hemen herkes şikâyet ederken adam gibi değiştirilemediği, memleketin öncelikleri yerine taraf olunduğu gün gibi ortadadır. 57 yıllık bir ömre koca Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve köklü değişiklikleri sığdırmak ancak Atatürk’e özeldir.
Onca başarılara imza atmak, tarihe mal olmak, çok sayıda sömürge milletlere örnek olmak, önder olmak her insanın harcı değildir. Daha yaşasaydı bize yapacak ne kalacaktı? Bıraktığı mirasa sahip çıkmak daha güzel olanı değil midir?
Her ne kadar Atatürk, memlekette örselenmeye çalışılıyorsa da, ne kadar haklı olduğu her adımda ortaya çıkıyor. Cumhuriyet, kadın hakları, seçme ve seçilme, Latin alfabesi, tekke ve zaviyelerin kapatılması, sanayi yatırımları, tarımsal kalkınma çabaları başta olmak üzere her alanda imzası bulunuyor.