.

Dünyada GDO’lu çeşit yetiştiriciliği sürekli artıyor. GDO’lu çeşit ekimi arttıkça da, çiftçilerin yeşil öldüren olarak isimlendirdikleri roundop ilacının kullanımı da artıyor. Bu ilacın etken maddesi glifosat’ın doğaya ve canlılara ne kadar çok zarar verdiği de biliniyor. Özellikle arı ve diğer böceklerin yaşam alanları bu ilaç yüzünden sürekli daralıyor.
Bilimsel araştırmalarla Roundup gibi glifosat içeren ot öldürücülerin bal arılarında beslenme davranışlarını bozduğu da tespit edildi.
2015 yılında, 180 milyon hektar arazide başta mısır ve soya olmak üzere GDO'lu çeşitler ekilmiştir. GDO’lu çeşitlerin çoğunluğu glifosat etken maddesine dayanıklıdır. Diğer bir deyişle bu çeşitler ekildikten sonra roundop kullanılmakta ve çeşitlerin dışında tarlada ne varsa kurutmakta, öldürmektedir.
Glifosat içeren ot öldürücüler, tarım dışı alanlarda da kullanılmaktadır. Özellikle yazlık ekim yapılacak alanlarda, ot fazla gelişmiş ise çiftçiler yeşil öldüren adını verdikleri ot ilacını kullanmaktadırlar.
Bal arılarının yüksek konsantrasyonlarda glifosat içeren polen veya nektar almasıyla, yön tayin yetenekleri kaybolmaktadır. Buna rağmen, bal arıları glifosat içeren alanlardan nektar ve polen toplamaya devam etmekte, ancak kovana dönememektedir.
Glifosatın bir etkisi de arılarda tercihi de bozmaktadır. Daha iyi gıda kaynakları olduğu halde arılar bulduğunu toplamaktadır. İlaç içermeyen veya kovan için daha değerli olan polenleri ayırmakta zorlanmaktadırlar.
Bal arılarında glifosatın kısa süreli hafıza kaybına neden olduğuna dair de somut araştırma sonuçları bulunmaktadır.
Kalıcı olarak glifosata maruz kalan arılar, yön tarifi konusunda da sorun yaşamakta, polen ve nektar kaynaklarını diğer arılara tarif edememektedir. Diğer bir deyişle arı kovana dönse dahi bulduğu polen veya nektarın yerini ifade edememektedir.
Glifosat, arıların bağırsak mikrobiyotasında da değişikliklere, özellikle arıların patojenlere, hastalıklara daha duyarlı hale gelmesine neden olmaktadır. Aynı zamanda arıların açlığa toleransı düşmektedir.
Glifosat kalıntıları içeren polen ve nektar kaynaklarıyla beslenen arılarda tüyler geç dökülmekte, kuluçkadan çıkış ağırlıkları önemli derecede düşmektedir. Bu durum özellikle tarlacı yaşta arıların polen ve nektar taşıma güçlerini düşürmektedir.
Glifosat, netice itibariyle koloni sağlığını bütünüyle etkilemekte ve koloni çöküşlerinde önemli rol oynamaktadır.
Dünyada glifosat etken maddesinin yasaklanmasıyla ilgili olarak yoğun çalışmalar yapılmakta, ancak başarılı olunamamaktadır. Yeşiller hareketi glifosatla birlikte, 7 önemli tarım ilacının yasaklanmasıyla ilgili olarak yoğun kampanyalar yapmaktadır. Bazı nikotionitlerin yasaklanması, arı sağlığı açısından önemli gelişmelerdir. Ancak arı nüfusu dünyada hızla azalmaktadır. Bunun için daha etkili tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.