.
Ülkenin adı olan Libya, eski Mısırlıların Nil'in batısında yaşayan Berberiler için kullandıkları Lebu sözcüğünden gelmektedir.
Eski resmi adı Libya Sosyalist Halk Cemahiriyesi olan ülke 2011 yılında yaşanan iç savaşla Kaddafi'nin öldürülerek iktidardan düşürülmesinden sonra önce adını sadece Libya olarak kullanmış, 2013 Ocağında ise Libya Devleti adını almıştır.
Ülkenin asıl yerlileri Berberi kabilelerdir. Antik çağlardan bu yana bilinen tarihinde ülkeye Fenikeliler, Kartacalılar, Büyük İskender’in Orduları, Romalılar, Arap-İslam İmparatorluğu ile Osmanlıların hâkimiyeti görülür.
Libya 1553'te, Turgut Reis tarafından fethedilmiştir. 1611 yılına kadar, paşalar tarafından yönetilmiştir. Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına paralel olarak, eyalet yöneticisi olarak görev yapan Dayılar, devlet başkanı gibi başka devletlerle ikili antlaşmalar bile yapmışlardır.
Osmanlılar 1835 yılında Libya'daki kontrolü yeniden sağlayarak burayı merkezi yönetime bağlamışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun iyice zayıflamasıyla, 1911'de İtalyanlar bölgeyi işgal etmişlerdir. Trablusgarp savaşı sonrasında, Uşi antlaşmasıyla Osmanlı hakimiyeti sona ermiştir.
Hukuken Osmanlıya bağlı olan Libya’da, Atatürk ve Enver Paşanın örgütlediği milis kuvvetler İtalyanlara direndiyse de, İtalyanlar bütün bölgeyi işgal etmiştir.
Bölge İkinci Dünya savaşından sonra Fransız ve İngilizlere bırakılmıştır. Ancak 1949 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla Libya Bağımsız bir ülke olmuştur.
1969 yılında Kaddafi, bir grup subayla birlikte darbe yapmış ve yönetimi ele geçirmiştir. Kaddafi İslam ve Sosyalizm karışımı bir rejim uygulamıştır. 1990'lı yıllardan itibaren uygulanan ambargolar, kalkınma hamlelerini yavaşlatmış, hatta engellemiştir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararıyla, Fransa, İngiltere ve ABD 18 Mart 2011 akşamı Libya’ya havadan askeri operasyon başlatmıştır. Gerekçe olarak Kaddafi’ye bağlı birliklerin halka baskı ve şiddet uygulaması gösterilmiştir. Tam 5 ay sonra Kaddafi devrilmiş ve isyancılar tarafından linç edilmiştir.
Libya’da halk hareketleri başladığında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Kaddafi’nin gitmesi gerektiğine dair çok sayıda açıklama yapmıştır. Halk hareketlerini iyi analiz edemeyen hükümet, NATO ülkelerinin Hafter’ı desteklediğini görememiştir.
Muhalif gruplar Hafter yönetiminde birleşmiş ve Libya’nın %90’ını ele geçirmiştir.
Libya çok büyük bir yüzölçümüne sahip olmasına rağmen, nüfusun %90'ı, ülke topraklarının sadece %10'unda yaşamaktadır.
Vakti zamanında Kaddafi’nin gitmesini isteyenler, şimdi darbecilere karşı Libya’ya asker göndermek için kolları sıvadılar. Kaddafi’ye karşı kimler savaşıyordu? NATO ülkelerinin desteklediği Hafter ve ekibi. Kaddafi gitmeli diyen kimdi? Bizim hükümet. Aynı hükümet. Hafter’e karşı Trablus’a sıkışmış olan azınlık hükümetinin asker talebini kim yerine getiriyor? Aynı hükümet. Diğer bir deyişle aynı siyasi irade.
Libya’da iç savaş devam ediyor mu? Evet devam ediyor. Daha uzun süre devam edecek gibi görünüyor. Şimdi gönderdiğimiz Kahraman Askerimiz, kime karşı kimi koruyacak? NATO’dan müttefik olan ülkelerin desteklediği darbecilere karşı Libya’nın kalan %10’luk kısmını. Çelişkili değil mi? Baştan daha iyi yönetilemez miydi bu Arap baharları?