Uzun süredir gıda fiyatları enflasyonun baş aktörü oluyor. İktidar enflasyonu düşürmek için ithalata başvuruyor.

Uzun süredir gıda fiyatları enflasyonun baş aktörü oluyor. İktidar enflasyonu düşürmek için ithalata başvuruyor. Başvurmakla kalmıyor. Gümrük vergilerini ve fonları da kaldırıyor. İthalatçılar köşeyi dönerken, enflasyonun baş aktörü yine gıda fiyatları oluyor.
İstatistiklerine artık pek güven yok ama başka da araç olmayınca Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Aralık ayı enflasyon rakamları, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) % 0.74 olarak gerçekleşti. Bir önceki aya göre enflasyon rakamları biraz da yükseldi.
Enflasyon 2019 yılını çift haneli rakamlarla kapatmış oldu. 12 aylık ortalamalara göre tüketici fiyatları ise % 15.18 arttı.
Yıl boyunca en yüksek artış % 43.12 ile alkollü içecekler ve sigarada gerçekleşirken, enflasyondaki sarsıntının merkezinde gıda yer aldı. Gıda fiyatları aralık ayında % 2.93, bir yılda ise % 10.89 oranında arttı.
Gıdanın hayat pahalılığını ölçerken kullanılan kıstaslar içindeki payı % 23.29 civarında. Bu yüzden buradaki artışlar vatandaşın reel ekonomisi için çok önemli bir gösterge sayılıyor.
Her ne kadar istatistik kurumu gıdanın payını toplam harcamalar içinde düşük gösteriyor ise de gıda harcamaları çok daha yüksek düzeylerde. Semt pazarlarındaki alışverişlerde fatura kullanılmadığı için harcamalara yansımıyor.
Market rafları ve pazar tezgâhlarındaki fiyatları takip etseler fiyatların ne kadar yükseldiği ayan beyan ortaya çıkar. Satışların da toplam harcamalar içindeki payının % 30’lar civarında olduğunu görebilirler. Mutfaktaki yangın daha belirgin bir şekilde görülebilir.
Aralıkta fiyatı en çok artan ürün % 150 ile kilosu 40 liraya dayanan sarımsak oldu. Sarımsağı % 49.1 ile yer fıstığı, % 43.2 ile limon izledi. Kuru soğanın fiyatı ise % 49.7 azaldı.
Gıda kaynaklı enflasyonun elbette sorumlusu iktidar ve iktidarın uyguladığı politikalardır. Bir defa ithalatla enflasyona çözüm aranmaz. Gıda fiyatlarındaki artışın temelinde üretimin Pazar talebini karşılayamaması yatar. Soğan sarımsak depolarına baskın yapmakla enflasyon düşmez. Hele hele ithalatla hiç düşmez. Bunlar geçici çözümlerdir. Günü kurtarır, sonrasını karartır.
Türkiye’nin gıda üretimi düşüyor. Tarımda genç nüfus tükeniyor. Köylerde kahvehaneler, bakkallar kapanıyor. Gıda üretecek nesil tükeniyor.
Ekilmeyen arazi miktarı artarken, ekenler de her geçen gün yaşlanıyor. Gençler tarımdan uzaklaşıyor. Köylerde çocuklarını okutamayan yeni nesil mecburen il ve ilçe merkezlerine göç ediyor. Geçim zorlaştığı gibi taşımalı eğitim de köylerimizi tüketmeye, tarımsal üretimi düşürmeye devam ediyor.
İthalat fiyatları düşürmüyor ama belirsizleştiriyor. Pazarını daraltıyor. Hal böyle olunca üretici yok pahasına ürünü satabiliyor.
Gıda üretimini artırmanın tek yolu vardır. O da ithalatı kontrol altına almak. Üreticiyi bitiren politikalar yerine güçlendiren politikalar uygulamak. Küsen çiftçiyi döndürmek zordur. Sonradan da çiftçi olunmaz zaten.