.

Varroa arıcıların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Hemen bütün uzmanların birleştiği ortak nokta, arı kayıplarının en önemli sebebi varroadır.
Akar ısırıcı arılar kavramı, bal arılarının dış parazit olan akarlar ile savaşa arılar için kullanılmaktadır. Arıların varroa ile cebelleşmesi uzun zamandır uzmanların dikkatini çekmektedir. Arı ıslahında varroa ısıran arılarla ilgili ciddi çalışmalar yapılmaktadır.
Bu davranış yıllardır çalışılmakta ve koloni kayıplarının önüne geçmede, bal verimini arttırmada en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir.
Kovanlarda arılar tarafından ısırılmış, arılardan zarar görmüş varroa sayımı ve buna göre ırk seçimi üzerine yapılan çalışmalar olumlu sonuçlar vermektedir. Hasarlı varroa sayımları farklı şekillerde yapılmaktadır.
En yaygın uygulanan yöntem, varroa erginlerini toplamak, mikroskopta ısırılıp ısırılmadığını kontrol etmek ve ısırılmış olanları saymak şeklindedir. Sayılan akarlar kovan başına kaydedilir ve ısırılmış varroa sayısı yüksek olan kovanlardan ana üretimi gerçekleştirilir.
Arıcılar ve arı araştırmacıları arasında varroa akarlarının en önemli koloni çöküş sebebi olduğu öteden beri kabul edilmektedir.
Dünya genelinde arıcıların çoğu, hobi amaçlı olarak bu işi yaptıklarından varroa takibiyle ilgili elverişli gözlemler bulunmamaktadır. Genellikle görüldüğünde ilaçlı mücadele yapılmakta ve her zaman daha etkili ilaçlar kullanılmaya çalışılmaktadır. 
Arıcılar aslında varroa takibi yapmak suretiyle yeni koloni yaparken veya ana arı üretirken varroa ile iyi mücadele eden kolonileri seçebilirler.
Sürdürülebilir arıcılık için kimyasal kullanımının öncelikli olmadığı yöntemlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor.
Kuzey Amerika’da bazı ana arı üreticileri, varroa direnci üzerinde durmaya çalışıyor. Özellikle Rusya kökenli kolonilerin varroa direnci konusunda yetenekli oldukları ve bu kolonilerden üretilen kraliçe arılarla oluşturulan yeni kolonilerin varroa nedenli çöküş oranlarının düşük olduğuna dikkat çekmektedirler.
Uzmanlar tımar davranışlarının yoğun olduğu, işçi arıların varroa ile daha fazla cebelleştiği kolonilerin varroaya nispeten daha dirençli olduklarını ifade etmektedirler.
Bazı arı ırklarının ise varroaya duyarsız olduğunu bildirmektedirler. Duyarlı olan arılar, üzerine varroa çıktığında düşürmek için mücadele etmektedir. Dolayısıyla varroa bir şekilde hasar almakta ve kovan içinde fazla çoğalamamaktadır.
Dünyanın bazı bölgelerinde ana arı üreticileri varroa ısıran, varroa ile cebelleşen arı ırklarını geliştirmek için yoğun uğraş vermektedirler. Arıcılara her mevsim ücretsiz veya düşük ücretle ana arı vererek varroa gelişimiyle ilgili sonuçları takip etmektedirler. Arıcılar bazen pudra şekeri, bazen de polen tuzağı kullanmak suretiyle ısırılmış varroa sayımı yaparak ana arı üreticilerinin çalışmalarını desteklemektedirler.
Varroayla tolerans göstermeyen, akar ısıran arı ırklarının son zamanlarda önemli bir özelliği daha ortaya çıkmıştır. O da bu ırkların daha saldırgan ama çok daha verimli olduğudur.