.
Tarımsal becerilerin geliştirilmesi ve istihdamın artırılması-Agriskils projesi çerçevesinde İspanya’nın Granada’da kentinde yapılan toplantıya Prof.Dr. Kemal Çelik ile birlikte katıldık. Proje AB tarafından destekleniyor. Projede, Münih Teknik Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile Romanya, Polonya, Slovakya ve İspanya’dan farklı araştırma ve geliştirme kuruluşları görev alıyor.
Gıda güvenliği dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sürekli azalıyor. Sadece Kuzey Amerika kıtasında nüfusun çok üzerinde üretim gerçekleşiyor ve dünyanın dört bir tarafına gıda satılıyor. Küçük aile işletmelerinin baskın olduğu ülkelerde ise üretim sürekli düşüyor. Diğer yandan geçim şartları sürekli zorlaşan küçük aile işletmeleri çözümü tarımsal üretimden uzaklaşmakta buluyor. Oysa kırsal kesimde küçük aile işletmeleri gıda üretiminin bel kemiğini oluşturuyor. Gıda üretiminin sürekliliğini sağlamanın en temel yolu olarak, gençlerin tarımsal üretimde tutulması görünüyor.
Gençlerin tarımsal üretimde, özellikle tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması konusunda girişimci yeteneklerinin artırılmasında yarar var.
İşletmeler büyüdükçe lezzet kayboluyor. Bir tarlanın ürünüyle diğer tarlanın ürünü aynı olmuyor. Bu nedenle özel lezzetlere sahip gıda üretimi ve pazarlanması gençler için en önemli girişimcilik alanı olarak ortaya çıkıyor.
Gençlerin bilişim becerileri oldukça gelişmiş durumda. Sosyal medyanın hemen bütün özelliklerini kullanabiliyorlar. Köylerde oluşturulacak butik işleme ve paketleme sistemleriyle, internetin de desteğiyle bütün tüketicilere ürün ulaştırmak mümkün artık. Türkiye’de kargo taşımacılığı çok iyi gelişmiş durumda.
Aslında kırsal kesimde bütün mutfaklardan üretim ve işleme alanında yararlanmak mümkün. Ürün pakete girerken küçük bir tesise ihtiyaç duyuluyor.
Gençler evde hazırlayacakları hemen her türlü salça, turşu, pekmez, reçel ve benzeri ürünleri, bir merkezde paketlemek suretiyle pazara veya tüketiciye ulaştırabilirler.
Kooperatiflere önemli kamu destekleri yapılıyor. Desteklemelerden de yararlanmak suretiyle basit, butik ölçekte paketleme ve etiketleme tesisleri kurulabilir. Bunun için çok fazla maddi kaynağa da ihtiyaç yoktur.
Kaynağına göre etiketlenecek ürünler mutlaka tüketici tarafından beğeni görecektir. Zaten şehir insanının önemli bir kısmı, keçi peyniri başta olmak üzere salça, sele ve salamura zeytin ihtiyaçlarını doğrudan üreticiden temin etme yolunu tercih etmektedirler. Bunu gıdanın her kalemine uygulamak mümkündür.
Basit bir hesapla, sütünü 3 liradan mandıraya veren keçici, sütün alınmadığı dönemlerde evinde peynir yapmakta ve eş, dost ve ahbap olarak tanımlanan tüketicilere kilosu 30 liradan satmaktadır. Bu şekilde sütün kilosu 5 liraya gelmektedir. Domatesini 1 liradan salçaya veren bir üretici, salça yaptığında salçanın kilosunu 15 liradan satabilmektedir. Elbette blok üretimlerin tamamını butik tesislerde değerlendirmek mümkün değildir. Büyük işletmeler üretimlerine yine devam edecektir. Ancak küçük işletmeler butik tesislerde tarlada, bahçede yetiştirdiklerini işlemek suretiyle en azından iki katı bir fiyata satabileceklerdir.
Bütün mesele, fikirleri birleştirip kooperatif kurmak ve oldukça basit işleme ve paketleme tesisleri kurmak. Pazar mı? Kıymetli ürünü herkes tercih eder.