.

Az okumuş uzmanlar, gelişmiş ülkelerdeki tarımsal sistemleri örnek alıp uygulamalara aktarırken, bazı noktalarda hata yaptıklarını sonradan görüyorlar. Tamiri mümkün, ancak daha pahalıya mal olduğu kesin.
Konvansiyonel tarım sistemlerinin, gıda üretimini nasıl sıkıntıya soktuğu, sağlıklı gıda üretimini nasıl zorlaştırdığı gün be gün ortaya çıkıyor. Domateste gün aşırı ilaç atmak zorunda kalınması, bir yandan zararlıyla başa çıkmanın güçlüğünü ortaya koyarken, elde edilen domates ürününün de ne kadar sağlıksız olduğunu gösteriyor.
Hep örnek alınan Avrupa tarımı çıkmaz bir noktaya gitmeye başladı. Toksik tarım ilaçlarının kullanımını artırarak verimi artırmaya yönelik tek taraflı olarak izlenen tarım politikaları, ekosistemleri çöküşün eşiğine getirdi.
Gıda üretim sistemlerinin temelini oluşturan biyolojik çeşitlilik her geçen gün kayboluyor. Gıda, geçim kaynakları, sağlık ve çevrenin geleceği ciddi bir şekilde riske ediliyor.
Gelinen noktada doğa için sonuçlar felaket olarak tanımlanıyor. Arılar, kelebekler ve diğer böcekler hızla kaybolurken, zararlılar hızla artıyor. Kuşlar artık tarım yapılan alanlardan uzak yerlerde kendilerini sürdürebiliyor. Akarsular, nehirler hızla kirleniyor ve yenilen hemen bütün gıda maddelerinde bir veya birkaç tane ilaç hammaddesi çıkıyor.
Avrupa'da yeni bir tehlike olarak endüstriyel tarım sistemleri gösteriliyor. Son on yılda ortalama her üç dakikada bir çiftlik kendini tasfiye etmek zorunda kaldı. Ya büyümek ya ölmek sloganıyla yola çıkan çiftçilerin önemli bir kısmı borçlandı ve arazisini kaybetti. Küçük ölçekli çiftlikler ise hayatta kalmak için mücadelelerini sürdürüyorlar. Büyümeye çalışanların hepsi tok oldu.
Uzmanlar çözümün, sentetik kimyasal kullanılmayan sistemlerde olduğunu belirtiyor. Biyolojik çeşitlilik ve iklim dostu tarım tekniklerine dayanan sistemlerin daha sürdürülebilir olduğuna dair binlerce kanıt bulunuyor.
Avrupa Vatandaş Girişimi, arıları ve çiftçileri koruyan bir tarım politikası talep ediyor. Son günlerde başlattıkları kampanyalarla 1 milyon imza toplamayı hedefliyorlar.
İnsanlık tarihinin en büyük sorunu olarak kabul ettikleri sentetik kimyasalların kullanılmadığı tarımsal üretim sistemlerinin desteklenmesi için mücadele eden bu örgüt, Avrupa Parlamentosundan destek almak için gayret ediyor.
Avrupa Vatandaş Girişimi "Arıları ve Çiftçileri Kurtarın" sloganıyla çıktığı yolda, doğa dostu üretim modellerinin desteklenmesinde önemli çalışmalar yapıyor. Sentetik tarım ilaçlarının aşamalı olarak kaldırılması için kampanyalar düzenliyor.
2008 yılında, Dünya Bankası tarafından başlatılan Uluslararası Tarımsal Bilgi, Bilim ve Teknoloji Değerlendirmesinin, küresel iklim ve biyoçeşitlilik hakkında endişe verici tahminleri de göz önüne alınarak düşük girdili üretim sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğine inanılıyor.
Bugün, dünyada ekolojik çöküşün en önemli sebebi olarak gösterilen zirai mücadele ilaçları ve sentetik gübreler, aynı seviyede kullanıldıkça, çöküşün hızlanması kaçınılmaz görünüyor. Dolayısıyla doğa dostu üretimin ve üretim sistemlerinin desteklenmesinden başka çare bulunmuyor.
Artık Avrupa çiftçisi sentetik kimyasal kullanmadan ürün alamıyor. Sentetik kullandıkça gelirleri yok oluyor ve kendi de kayboluyor. Kaldı ki, doğayı da yok ediyor.