.
Hükümetin yetkilileri hemen bütün gelişmeleri tozpembe göstermekte son derece mahirler. Bununla birlikte, devletin resmi kurumları tarafından tutulan istatistikler hiç de öyle görünmüyor. Son zamanlarda cari açığın kapanmak üzere olduğunu anlatıyor ilgili bakanlar.
Cari açık, bir ülkenin ithal ettiği malların ihraç ettiği mallardan fazla olma durumudur. Bir ülkenin ithal ettiği mallara ve hizmetlere ödediği miktar, ihraç ettiği mallar ve hizmetlere ödediği miktarı aşıyor ise cari açık oluşur. Cari açık ülkenin dış işlemlerinin hesaplanmasında önem taşır. Aynı zamanda ödemeler bilançosu dengesinin de önemli bir unsurudur.
Cari açığı düşürmek için ithal edilen mallara göre ihraç edilen malların değerleri artırılabilir. Aynı zamanda ithal edilen mallara kotalar ve vergiler koyarak ülke içine giren mallar sınırlandırılabilir. İthalat odaklı politikalar yerine ithal ikameci sanayileşme gibi ülke mallarının küresel pazarda rekabetçiliğini arttıran politikalar izlenerek üreticiler ihracata yönlendirilebilir.
Cari açığı düşürmek için daha değişik yollar da var ekonomistlere göre.
Cari açık arttıkça, paranın değeri de düşer haliyle. Paranın değeri düştükçe, ithal edilen malların yurt içi piyasalarda fiyatları yükselir. Bu durumda ihracat daha cazip hale gelebilir. Malınız varsa yurt dışına satabilirsiniz.
Paranın değeri, cari açığın en güzel göstergelerinden biridir. Nitekim memlekette döviz fiyatları arttıkça, petrol fiyatları hemen düzenlenmektedir. İthal edilen hemen bütün ürünlere zam gelmektedir.
Merkez Bankası verilerine göre geçen yılın başında ve sonunda yabancı para birimlerinin değerlerindeki değişim paranın değerini ortaya koyabilir.
Ocak 2019 itibariyle; dolar 5.33, avro 6.10, Bulgar levası 3.10, Romen leyi 1.30, Katar riyali 1.45 TL civarında imiş.
Bu para birimleri Temmuz 2019 itibariyle dolar 5.67, avro 6.44, Bulgar levası 3.27, Romen leyi 1.35, Katar riyali 1.55 TL’ye yükselmiş.
Geçen yıl sonu itibariyle aynı paralar, dolar 5.94, avro 6.66, Bulgar levası 3.40, Romen leyi 1.39, Katar riyali 1.62 TL’yi görmüş.
Paranın değerini altın fiyatlarındaki değişimle de ölçmek mümkün ama alışveriş yaptığımız ülkelerin, gelişmiş ülkelerin, ekonomileri bize benzeyen ülkelerin paralarıyla da karşılaştırmak yararlı olabilir.
Bu değişimlerden yola çıkarak, Türk Lirası karşısında doların %11, avronun %9, Bulgar levasının 9, Romen leyinin %7, Katar riyalinin %11 civarında değer kazandığını söylemek yanlış olmaz. Savaş halindeki Suriye’nin parası dahi TL karşısında değer kazanmış. Elbette alışverişimizin pek olmadığı ülkelerin paraları çapraz kurlar üzerinden değerleniyor ama neticede uluslararası ticarette kullanılan paralar belli.
Netice itibariyle paranın değeri daha önceki yıllara göre daha da azalmış görünüyor. 2017 yılı başında doların 3.5 lira, avronun 3.7 lira, Romen leyinin 80 kuruş olduğu dikkate alınırsa, üç senede anılan para birimlerinin iki katına yakın değer kazandığını söylemek yanlış olmaz.
İşin kötüsü ithalatta, özellikle tarım ürünleri ve gıda ithalatında üreticiyi koruyucu tedbirler alınmadığı için, üretim de baltalanmış oluyor. Artık tarımsal ürünlerde de cari açık büyüyor. Eskiden tarım sektöründe cari fazla vardı.