.

Önce ne anlattığını hiç kimse anlamadı ama sonra neredeyse herkes sahip çıktı. Hedefine ulaştı mı? Elbette. Defalarca ulaştı. Kalıcı sürdürülebilir örneklerle erozyonla mücadele ve kırsal kalkınma konularında memleketin önünü açtı.
Bugünün mühendisleri, doktorları okul sıralarında iken toprak dede olarak tanıdılar kendini.
Hayrettin Karaca, 4 Nisan 1922 tarihinde Bandırma’da doğdu. Önemli bir sanayicidir ama kendisi daha çok çevre aktivisti olarak bilinir.
Babası Hocazade Halil Efendi, annesi Zehra Hanım olup her ikisi de Kırım Göçmenidir.
Toprak Dede, liseyi bitirdikten sonra ailesinin triko-örme işinin başına geçmiş ve ülkenin en başarılı sanayi kuruluşlarından biri haline getirmiştir.
Karaca firması Türkiye'de ihracatın liderliğini yapmıştır. Daha yurt dışına ne satılır bilinmez iken Toprak Dede bu işi seneler öncesinde başarmıştır.
Ben sanayici olmak istemiyordum. İstediğim edebiyatla ilgilenip kalan zamanımı doğayla iç içe geçirmekti. Fakat o günlerde babamıza karşı çıkmak söz konusu değildi. diye kendini özetleyen Hayrettin Karaca, bir yerde babasının sözünden çıkmadığını da ifade etmektedir.
Ellili yaşlarında, Türkiye'nin ilk özel arboretumunu kurmuştur. Seyahati esnasında nerede ne gördü ise, tohumunu fidesini alıp gelmiş ve binlerce türden oluşan muhteşem bir bitki tür koleksiyonu oluşturmuştur.
Karaca Arboretumu, dünyanın her yerindeki botanikçiler tarafından bilinmektedir. Yılda iki kez yayınlanan Arboretum Magazine bilim adamlarının araştırma ve görüşlerinin yayınlandığı bir forumdur. 14.000 türü barındıran arboretum aynı zamanda ülkenin tehlike altındaki türleri için de bir gen koruma merkezidir.
Hannover Üniversitesinden ekoloji profesörü Meyer, Hayrettin Karaca için "Şimdiye kadar hiç böylesine kişisel çıkar gütmeden, kendini insanlığın yararına çalışmaya adamış birine rastlamadım." İfadelerini kullanmaktadır.
Toprak Dede" adıyla bilinen TEMA Vakfı kurucusu ve aynı zamanda Onursal başkanı Hayrettin Karaca, geçtiğimiz günlerde ebediyete yürüdü. 97 yaşındaydı. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın.
Evet, Toprak Dede tam bir aktivistti. Zamanın bütün idarecilerini, tek başına ikna etti. Her yıl Kıbrıs kadar toprağın denizlere göllere gittiğini O’ndan öğrendi herkes. Bilinenleri yüksek sesle dillendirmesini çok iyi bildi.
Dağda bayırda her nerede bir etkinlik varsa oraya ulaştı ve meramını anlattı. Anlatmakla kalmadı, bu işe müdahil olabilecek hemen bütün kurum ve kuruluşları ikna etti.
Koca memlekette, şahsı için şunları yaptı diye hiç kimse bir iddiada bulunamaz. İnsan kendini bir davaya ancak Hayrettin Karaca gibi vakfedebilirse başarabilir. Kurucusu olduğu vakfın kırsal kalkınma projelerinde çalışma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı sayıyorum.
Memleketin her alanında Toprak Dede gibi gönüllülere ihtiyaç var. Yoksa kendi hesabı peşinde koşanlardan yıldı bu memleket.