.

Son zamanlarda tuvalet meselesi idarecilerin başını ağrıtıyor. Oysa kamu öncelikleri içinde yer alan bir yatırımdır. İdareci rahat edecek ki, konforlu odası olacak ki memlekete hizmet etsin.
Gelinen noktada memlekete mi hizmet ediliyor, memlekete hizmet mi ettiriliyor belli değil. Haberlere bakılırsa memlekete hizmet ettiriliyor.
Millet Bahçesi Projesi ile gündeme gelen Yıldız Teknik Üniversitesi’nin (YTÜ) Rektörü, odasına banyo ve abdest ünitesi yaptırıyor. YTÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı 19 Ağustos tarihinde “YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kışla Binası Çeşitli Mahallerde Rektörlük Çalışma Ofisleri Yapılması” için ihale açtı. İhale dosyasında yer alan bilgilere göre de Rektörün 187 yıllık Kışla Binası'ndaki makamında bulunan dinlenme odasına “Özel banyo ve abdest ünitesi” yapılacak. Tadilat, elektrik ve tesisat işleri ile rektör dinlenme odasına özel banyo ve abdest ünitesi yapılması gibi işlere toplam 441 bin TL ödenecek.
Tekirdağ Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü, depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkım kararı olan binadaki makam odasına 12 bin TL’lik tuvalet yaptırdı. Bu haber çok yeni. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri acilen binanın boşaltılmasını isterken, kurum ise şehirdeki binaları kiralamak için çalışma başlatmıştı. Habere göre Tekirdağ Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdiresi, depreme dayanıksız olduğu için tahliye kararı verilen hizmet binasındaki makam odasına personelle birlikte aynı tuvaleti kullanmayı istemediği için odayı bölerek içine 12 bin TL’lik tuvalet yaptırdı.
Hemen her yerde ve makamda böyle uygulamalar çok fazla. Adeta gözünü çıkarmışlar. Diyarbakır’ın Sur İlçe Belediyesi kayyumunun makam odası ve “Kral banyosu” yaptırdığı ortaya çıktı. Sur Belediyesi'ne Eylül 2016'da atanan kayyumun makamına yaptırdığı makam odası, banyo ve tuvalet, göz kamaştırdı. Makam odası, altın renginde döşenen banyo ve tuvaletin faturası da 324 bin 129 lira tuttu. Banyodaki lavabo ve tezgâh ile musluklar, duş kenarlığı, ayna çerçevesi, peçetelik, çöp kovası, tuvalet fırçası ve banyo boruları da altın renginde.
İtalya, Almanya ve İngiltere'de siyasi ortamlar farklı olduğu için Versay Sarayı gibi saraylar uzun süre yapılamadı. Sarayın ilginç bir özelliği olarak yapımında tuvalet veya banyo düşünülmemiştir. Bunun sebebi o zamanki asillik anlayışında, asillerin istediği yerde ihtiyaçlarını giderebileceğidir. Bu sebeple Avrupa'da yaygın olarak Versay Sarayının kokusunun "Avrupa'daki tüm saraylardan eşsiz" olduğu söylenirdi. 1768 yılına kadar da sarayda işleyen tuvalet yoktu. 1789 yılında Fransız Devrimi'nden sonra bütün sarayda sadece 9 tane tuvalet vardı ve bunlar sadece kral ve yakın aile üyelerine aitti. Sarayın geri kalan çalışanları lazımlık kullanırdı ve bu kokular daire ve genel atmosfer ile çalışanların giysilerini tamamen sarardı. Yasaklanmış olmasına rağmen lazımlıklar genellikle çalışanlar tarafından oda pencerelerinden dışarı boşaltılırdı.
Yüksek yöneticiler kendi içinde çok yükselince, kibir aklı geçince kendilerini özel yapmanın başka yolunu düşünemiyorlar demek ki. Ağalık zihniyetinden pek farkı yok gibi görünüyor. Rahmetli Kemal Sunal ile Allah uzun ömür versin Şener Şen ne güzel oynamışlardı bu sahneyi. Kibar Feyzo’nun herkese paralı, ağaya beleş ifadesi, Şener Şen’in “ağanın p.kunun üstüne p.k olur mu” deyişi aklına geliyor insanın.