.
Malum bir aydan bu yana kapitalist sistem bir şeyler satabilmek için bütün televizyon kanallarını reklam kanalına çevirdi. Adını sevgililer günü yaptıkları bu günde hediye edilebilecek ne varsa sattılar mutlaka. Her zaman söylenir, bir gün değil her gün diye ama anlamını bilmeyenler daha çok gösteriş yapar nedense. Sevgiden türeyen sevgilinin anlamı sevgi kavramı içindedir aslında.
Kişiye göre çok farklı boyutlara sahip olduğu için, sevgi kavramının sözlükte tam olarak karşılığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, insanın bir nesneye, materyale veya kimseye kalben yakınlık duyması, ona daha fazla ilgi göstermesi olarak bilinir. Birçok şair ve yazar tanımına gerek olmadığını, duyumsanmasının önemli olduğunu, bu duyumsamanın da kelimelerle ifadesinin gereksiz olduğunu belirtir.
İnsan çevresindeki pek çok olguya ve kişiye yakınlık hissedebilir, annenin çocuğuna hissettiği gibi. Veya sevgililerin birbirlerine hissettikleri gibi yakınlık daha yüksek düzeylerde olabilir. Yürekten duyulan yakınlıkların gelişmesi, verilen emekle yakından ilişkilidir. Aksi takdirde kuru bir yakınlık duygusu sevgiyi, ilgiyi geliştirmez. Sevginin daha da güzelleşmesi, yaşanan duygu için bir şeyler yapılmasına bağlıdır. Yine de karşılıksız ve koşulsuz olanı hepsinden güçlüdür.
Yakın çevresindeki akrabalar, komşular ve iş ortamındaki bireylerle duygusal bağları olan insanın, içinde gelişen sevgiyi kategorize etmesi doğru değildir. O sevdi veya şunu yaptı, bunu yaptı şeklinde içinde oluşan duygulara şekil ve yön vermeye çalışması, duyumsanan ilgi ve yakınlığı zayıflatır. Bir yerde duygularını koşullandırır, beklentili hale getirir. Aynı zamanda insanı yargılayan kıyaslayan ve çevresindekilere şüpheci yaklaştıran bir hale sokar. Beklentili duygularla sevginin gelişimi imkânsızdır.
Anadolu’nun yetiştirdiği Mevlana ve Yunus Emre’nin sevgi üzerine geliştirdikleri olağanüstü güzellikleri fark etmesi ve bu doğrultuda insanın çevresine yaklaşması toplumsal güzellikleri geliştirmede en önemli unsurdur. Sadece yaratılanı sevmek yaratandan ötürü felsefesiyle insanlara yaklaşmak bile güzel bir duygudur. Var olan her şeyin sevgiye değer bir yönünün bulunduğu mutlaktır.
İnsan sevdiklerinin yanında veya çeşitli sebeplerle uzakta olabilir. İnsanlar arasındaki sevgi kavramının güçlü kalışı, ona ayrılan zaman ve emeklerle mümkündür. Yine de ayrılan zaman ve emekler kadar beklentisizlik de sevgi duygusunu güçlendirir. Burada muhatap aranmaması önemlidir.
Bayramlar, özel günler sevginin geliştiği, bir o kadar da pekiştiği özel günlerdir. İnsanlara verilen değerlerin taçlandığı, özellikle bir ses, bir nefesle cana can katıldığı güzel günlerdir.
Sevilen için bir şeyler yapmak, insanın içindeki pozitif duyguları geliştirtmektedir. Harcanan emeğin boyutları çok önemli değildir. Verilen değerin boyutlarını hiçbir zaman harcanan emeğin boyutları belirlemez. Belirlediği yerde koşul ve beklenti kavramları gelişmeye başlar ve değeri düşürür. Herkesin yaşadığı duygu ve hisleri farklı, imkânları farklı düzeylerde olabilir. Emeğin sunulmuş olması önemlidir ve güzel olanı, olduğu şekliyle kabulleniştir. Teraziye konulduğu yerde sevgi, insana has olmaktan çıkıverir.