.
Yarım asırı devirmiş bir insan olarak belki şansımdan belki de şansızlığımdan dünya da birçok olayı gördüm yaşadım. Örneğin Kıbrıs Barış Harekâtını gördüm. Kıbrıs Türkleri ve Rahmetli Şehid pilotumuz Cengiz Topel’i hiç unutamam. Ya da ortaokul son sınıfında, anarşinin kol gezdiği kardeşin kardeşi birbirini dinlemeden öldürdüğü 12 Eylül 1980 ihtilalini, sıkıyönetimi ve parti liderlerine siyasi yasakları kaldı aklımda.
1983 de sivilleşmeyle gelen Turgut Özal dönemini ve Kamu Mallarının Özelleştirmelerinin başlamasını. Satarım, Sattırmam tartışmalarını hiç unutamam.
2000 yılında bir Türk Takımının Galatasaray’ın UEFA kupasını kazandığı maçında yaşadığımız O olağan üstü heyecan, dualar, mutluluk ve gurur tablosunu hatırladıkça tekrar yaşarım o anları.
Sonra ABD de sözde Müslüman teröristlerin uçaklarla İkiz Kuleleri çarpmalarını canlı izlediğimiz 11 Eylül saldırıları hala aklımda.
Sonra 15 Temmuz darbe girişimini, Televizyonlarda kanı bozukların kendi insanına ateş etmesini, meclisi bombalamasını canlı izledik. Devlette önemli görevlerin emanet edildiği sırf dindar diye güvenilen bir cemaatin mensuplarının vatana nasıl ihanet ettikleri kaldı aklımda.
Bir ara AİDS çıkmıştı da insanlığın baş belası denmişti. Afrika’da yaşayan bir maymundan kaynaklandığını söylediler. Bu hastalığın eşcinsellerde daha çok görüldüğü hatta dünyada sansasyon olan ünlü yakışıklı oyuncu Rock Hudson’un eşcinsel olduğunu açıklaması ve Aids’ den ölmesi aklımda kaldı.
Sonra domuz gribi, çıktı dünyada yine dünya alarma geçti. Yine solunum yolunu etkileyen öksürük nefes darlığı ateş gibi belirtileriyle insanlığı etkilemişti. Domuzdan domuza geçen bir virüsün mutasyona uğrayarak insana bulaşmasıyla salgın çıkıvermişti. Daha çok Amerika kıtasındaki ülkeleri etkilemiş ülkemizi teğet geçmişti. Bir süre sonra ilacı aşısı çareleri tedbirleri bulundu. İnsanlık derin bir nefes aldı.
Yine dünyayı kasıp kavuran bir başka salgında Kuş gribi oldu. Kuş gribinden aklımda kalıveren ise dünyayı etkilediği kadar ülkemizde de birbirleriyle alakası olmayan şehirlerimizde birçok kuş gribi vakalarının aniden ortaya çıkıvermesiydi. Hatta ülkemiz genelinde test yapılmadan, vaka görülmeden binlerce kümes hayvanımızın köylerde itlaf edilmesiydi. Kümes hayvanlarımızın telef edilmesiyle köylerimizde halâ köy tavuğu, hindi, kaz, ördek göremiyoruz Nesilleri kurudu dersek yalan olmaz. Kuş gribinden aklımda kalıveren ise binlerce hayvanın göz göre göre telef edilmesiydi. Ama kısa bir süre sonra bir süre maliye bakanlığı yapan bir büyüğümüzün oğlunun pastörize yumurta ve yumurta ürünleri fabrikasını kurarak ticari hayatımıza yeni bir ürün kazandırması aklımda kaldı.
Sonra Kırım Kongo kanamalı ateşi salgını çıktı. Kenelerden bulaşan bu salgının aklımda kalanı noktası kuş gribi nedeniyle telef ettiğimiz kümes hayvanlarının bu keneleri yediklerinde hastalıktan etkilenmediği ve hastalığın yayılmasını engellemesiydi aklımda kalan. Dünya belirli zamanlarda böyle salgınlara maruz kalıyor. Bunun nedeni bazı ülkelerin küresel menfaatleri için çıkardıkları ya da ilaç sektörlerinin laboratuvarlar da ürettikleri mikrop ve virüslerin tedavisinde kullanılacak aşı ve ilaçlarını satmak için dünyaya saldıkları biyolojik silahlar olarak yayıldıklarını birçok kişi bilir. Ama son birkaç aydır dünya da yaşananlar için birisi dese ki bir salgın hastalık çıkacak bütün dünyada binlerce insanın ölümüne neden olacak hele hele ABD ve Avrupa’nın modern ve gelişmiş gibi ülkelerinde binlerce insan sokaklarda ölecek, bu ülkelerde karantinalar ilan edilecek insanlar evlerine kapanacak. Hatta birçok dünya lideri veya ünlü kişi hastalığı kapacak. Dünyada binlerce kişinin ölmesine rağmen aşısı bulunamayacak, salgın her yeri saracak deseler hadi oradan ya derdim. İnanmazdım. Rüya bu derdim. Ama insanlığın başına her şey geliyor. Evet son birkaç ayın güncel ve tek konuşulan konusu Corona ya da bilimsel adıyla Covid-19. Diğer dünya çapındaki salgınlar (Pandemi) gibi solunum yolunu etkileyen daha çok yaşlıları etkileyen bir virüs. Çıkış sebebi yarasa yiyen Çinlilerden olduğu söyleniyor. El teması veya hava yoluyla bulaşıyor. Şu anda aşısı ya da direk hastalığı yok eden bir ilacı yok. Kronik hasta veya 60 yaş üstü kişiler için çok riskli. Uzmanların bu konudaki önerisi dışarıdan gelince elinizi yüzünüzü en az 20 saniye iyice yıkamak. Hijyen solüsyonlarıyla streril olmak, başkalarıyla temas etmemek. Ve hepsinde önemlisi sokağa çıkmamak, evde kalmak. Bu bir kısım insanlar için mümkün ama günlük kazancı olanlar ya da işe gitmezse işinden atılacaklar için çok zor. Ama süreç ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan etmeye kadar gidecek sanırım. İşte bundan mağdur olacakların çözümü de devlet büyüklerinde. Bu amansız salgından benim aklımda kalacak olan ise evlere kapanmak ve EVİNDE KAL sloganı olacak sanırım. Herkese sağlıklı günler Allah hepimizi korusun.