.
Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin,
Bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan,
Yeni bir başlangıç vardır
Der şair Edip Cansever “Umu” şiirinde…
Bugünlerde, Covit 19 salgının ardından bir çok ilde karantina kararı alınmışken ihtiyacımız olan tek şey umut çünkü…
Literatürde umut kavramı farklı biçimlerde tanımlanıyor. Düşün-ü-yorum’a göre Romero (1989) umudu hedefe ulaşma beklentisinin duygusal öğesi olarak tanımlar. Larsen, Edey ve Lemay ( 2007) umutla ilgili yapılan ve umudun çok boyutlu olduğunu gösteren tanımlardan çıkan özellikleri şöyle özetler: Onlara göre umut dinamiktir, umutsuz yaşamın amacı ve anlamı olmayacağı için yaşamın temelidir, geleceğe odaklıdır, kişisel olarak anlamlıdır ve öznel olarak anlaşılabilir, amaç yönelimlidir. (Owen)
Filozof Gabriel Marcel’a göre umut insanda varoluş duygusunu oluşturur, kişinin yabancılaşmasını engeller ve kendini gerçekleştirme yönündeki kararlılığına yol açar. Diğer yandan Friedrich Nietzsche umuda karamsar yaklaşmış ve umudun insanın yaşadığı eziyetin süresini arttırdığını belirtmiştir. Erik Erikson’a göre umut, kişinin isteklerini elde edebileceğine ilişkin kalıcı bir inançtır. Staats’a göre ise istekler ve beklentiler arasındaki etkileşimdir. Kant, Hume gibi filozoflar ise umudu insan doğasında var olan bir duygu olarak ele almışlardır. (Curun). Umut, istemek, istekleri gerçekleştirmek için yeni yollar bulmak ve vaz geçmemektir. Bu nedenle yaşamda karşılaşılan güçlüklerle baş etmede, olumsuz koşulları iyileştirmede ve hayalleri gerçek kılmada umutlu olmak çok önemlidir (Fromm, 1868)
Umut, daha büyük bir canlılık, daha büyük bir duyarlılık ve akıcılık sağlamak yönünde gerçekleştirilmek istenen her toplumsal değişimin, belirleyici öğesidir. Ne var ki, umudun doğası çok kez yanlış anlaşılmıştır. Umudun nesnesi bir şey değil de, daha dolu bir yaşam sürmek, daha büyük bir canlılık içinde bulunmak, o sonsuz sıkkınlıktan kurtulmak olduğunda, ya da din bilimsel açıdan bakarsak, günahlardan arınma, ya da siyasal açıdan devrime kavuşmak olduğunda mı gerçek anlamda umut etmiş olunur? Aslında bu türden beklentiler, umut etmek anlamını taşıyabilir ama beklentilerde edilgenlik varsa ve umut, el etek çekmenin, teslimiyetçiliğin bir bahanesi oluyor, yalnızca bir ideoloji haline gelinceye dek beklemek şeklinde kendini gösteriyorsa, umut etmekten söz edilemez. (Fromm)
Umut, kendi içinde çelişkilidir. Ne edilgin bekleyiştir, ne de gerçekleşmesi olanaksız koşulların gerçekçi olmayan bir şekilde zorlanmasıdır. Umut etmek demek, henüz doğmamış şey için her an hazır olmak, ama doğumun, bizim yaşam sürecimiz içinde gerçekleşmemesi halinde umarsızlığa, umutsuzluğa düşmemek demektir. Zaten var olan ya da hiçbir zaman var olmayacak olan bir şeyi umut etmenin anlamı yoktur. Umutları zayıf olanlar, ya vurdumduymazdırlar ya da şiddete eğilim duyarlar. Umutları güçlü olanlar, yeni yaşamın tüm belirtilerini görür, bundan sevinç duyarlar ve doğurmaya hazır olan şeyin varlık kazanmasına yardımcı olmaya her an hazır bulunurlar. (Fromm)
Umut etmek, bir var olma durumudur. Yoğun, ancak henüz harcanmamış etkin olma durumunun içsel olarak hazır olmasıdır. Umut, yaşamaya ve büyümeye eşlik eden, onunla birlikte bulunan bir ruhsal öğedir. Umut yok olduğunda, yaşam olgusal ya da gizil (potansiyel) olarak sona ermiştir. Umut, yaşamın doğasında, insan ruhunun dinamiğinde var olan bir öğedir. (Fromm)
Sadece umutla kalın, gelecek güzel günlere sımsıkı sarılın, inanın ve tüm olumsuzluklara karşı direnmeyi ihmal etmeyin…