.
Bugün bayram. Hem de Çocuk Bayramı. Çocuk Bayramı olduğu kadar Ulusal Egemenlik Bayramı. Kutlu olsun. Daha bağımsız, insan hak ve özgürlüklerinin daha da yükselmesine vesile olsun. Bayramın ne kadar önemli olduğunu, Bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığını bu günü anlam ve önemini bilmeyen yoktur. Cumhuriyeti yaşatacak ve memleketi çağdaş medeniyetler seviyesine taşıyacak en önemli konu Çocuk Eğitimi ve Gelişimidir.
Çocuklar dünyanın en sevimli varlıklarıdır. Saf halleriyle insanı dünyanın bütün çirkinliklerinden uzaklaştıran bir yönleri vardır. Evrenin en doğal varlıklarıdır. İnsanın öz karakterini ortaya koyan bu yapı ne yazık ki zaman içerisinde, dünyayı kirleten bireyleri de ortaya çıkarmaktadır. Burada çevre ve şekilleniş süreci önem arz etmektedir.
Armut dibine düşür diye bir söz vardır. Bu anlamda çocuklar ebeveynlerinin tutum ve davranışlarından etkilenmekte ve şekilleniş süreci içinde karşılaştığı davranışlara göre şekil almaktadır. Sert tutum ve davranışlar sanki hayatın doğası içerisindeymiş gibi bir algılama içerisinde olan çocuğu da asabi yapabilmektedir.
Dikkat ederseniz çocukların gözleri ışıl ışıl ve sevgi doludur. İçinde en ufak bir değerlendiren anlam yoktur. Tanımadığı insanlara bile sevgi dolu bakar. Zaman içerisinde bu bakışlar şekillenmesine bağlı olarak sorgulayan ve değerlendiren bir duruş kazanmaya başlar. İşte burada büyüklerin ve çevresindekilerin davranışları etkili olmaya başlamıştır. Özellikle beklenmeyen çevresel davranışlar, aynı zamanda davranış gelişiminde de kararsızlıklara sebep olmaktadır.
Çocuğun gelişim süreci alıcı yapıda olduğundan çok fazla sayıda olguyu depolayabilmekte, olumlu, pozitif tutum ve davranışlar karakterin de olumlu şekillenmesini sağlamaktadır. Bu anlamda sevgiyle ve olumlu yaklaşım çocuğun gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Hadi uyku saatin geldi yat yerine yatsan iyi olur, dinlenir sabaha daha iyi uyanırsın şeklinde bir ifade daha uygundur. Bunu bütün anne babalar bildiği halde bazen uyarılarını sertleştirebilmektedir. Çocuklar büyüklere göre çok daha dikkatlidir. Çevrelerinde konuşulan her şeyi algılamaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle yakın çevrenin ve sokağın etkilerini her zaman dikkate almakta yarar vardır.
Gelişim süreci içinde sevgiyi öne alan, çocuğa sevildiğini hissettiren olumlu tutum ve davranışların her zaman daha yoğunluklu olması gerekir. Gittikçe daha vahşileşen dünyada çocuğun edilgen kalma kaygısı olmamalıdır. Olumlu ve saygın yapı, daha çok kaybedecek gibi görünse de kıymeti daha yüksektir. Bu anlamda insani değerleri yüksek bireyler, toplumda dejenerasyonun önüne geçmede de önem taşımaktadır.
Çocuk şekillenmeye hazır hamur gibidir. Bu nedenle gelişim sürecini olumsuz tutum ve davranışlardan uzak tutmak, özellikle kötü söz ve eylemlere şahit olmasına meydan vermemek gerekir. Aslında insan aynaya baktığında nasıl bir insan görmek istiyorsa çocuklarda onu görebilir.
Rüşvetin, torpilin, hırsızlığın, sahtekârlığın kanıksandığı, adaletin yalpaladığı bir memlekette yetişen çocuklar, memleketi nereye götürür acaba