.

Korona salgını nedeniyle evine kapanan millet 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını evinde kalarak kutlamaya çalıştı. Resmi bayram ve törenlere katılmamak için elinden geleni yapmaya çalışan memleket yöneticilerinin de işine geldi.
Çok eski yıllarda resmi bayramlarda bazı meczuplar Atatürk heykellerine saldırır, kırmaya çalışırdı. Siyasi yobazlar tarafından beslenen bu meczuplar, heykelleri put olarak görür, önünde yapılan saygı duruşu ve diğer etkinlikleri puta tapmakla eş tutmaya çalışırdı.
Bazı yobaz gazeteciler de resmi bayramlarda çocukların açık giyindiğinden dem vurur, insanların kafasını karıştırmaya çalışırdı.
Zaman içerisinde yobazlık pirim yapmaya başlayınca işi azıtmaya başladılar. Sırasıyla değişik tarihlerde Atatürk posterleri resmi bayramlarda ters asılmaya başlandı. Gebze, Gümüşhane derken bu sene 23 Nisan’da Trabzon Üniversitesi ters asıverdi. Haber kanalları da uzun süre ters asılan posteri göstermeye çalıştı. Kısa sürede düzeltilmiş olmasına rağmen, görüntülerle milletin uzun süre beyninde yer etmesini sağladı. Neticede Atatürk’ü sevmeyen yobazların keyfi yerine gelmiş oldu.
Korona salgını nedeniyle balkonlarda yapılan kutlamada kayıt tutulsaydı rekor kırılmıştı aslında. Milyonlarca insan hep bir ağızdan İstiklal Marşını okudu. Hem de belirtilen saatte tam dokuzda okudu. İki dakika sonra da Cumhurbaşkanı ve meclis okudu. Olsun milletin kendisi tam saatinde okudu. Vekilleri iki dakika sonra okusun varsın.
Karantina tedbirleri nedeniyle egemenlik bayramını prangalı kutlayan milletimiz, özgürlüğün, insan haklarının ne kadar kıymetli olduğunu ayan beyan gösteriyor. Sokağa çıkma yasağını bir günde 10 binden fazla insan delebiliyor. Elbette yasağı delmenin özgürlüğü düşkünlükle ilişkilendirmek çok doğru değil ama insanlar sokağa çıkmanın kıymetini adam akıllı anlamaya başladılar.
Önümüzdeki günlerde 20 yaş altı 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağına karşı çıkmaya başlayanlar olacaktır. Bağımsızlığın kıymeti daha bir güçlü hissedilmeye başlandı çünkü. Zaten bu yasağın birlikte yaşayanlar için çok anlam ifade etmediği herkes tarafından kabul ediliyor. Gurubun biri taşıyıcı diğeri ise toleransı zayıf olduğu için içerde tutuluyor.
Netice itibariyle resmi bayramlarda devlet erkânı genelde hastalanıyor veya yurt dışı seyahatlerde oluyordu. Muhalefetiyle iktidarıyla hep birlikte resmi bayramların kutlanmadığına alışmak üzereydik ki, korona tedbirleri bayramı farklı bir boyuta çekiverdi.
Gelecek yıllarda salgın ve benzeri sorunlar olacaktır mutlaka. Ancak tarihte ilk defa Ramazan’ın ilk teravih namazı, ilk Cuma namazı ne yazık ki kılınamadı. Geçmişte bazı bayram eğlenceleri iptal edildi. Bazı bayram kutlamaları kısıtlandı. Herhalde bu bayram karantina tedbirlerinin gölgesinde buruk bir şekilde kutlandı.