.
Korona salgını memleketin garip hallerini birer ikişer ortaya sermeye devam ediyor. Allahtan havalar ısınmaya başladı ve bulaşma alanlarında virüsün canlı kalma süresi kısaldı. Yoksa hijyenden yana pek mesafe alamadık vesselam.
Maske krizi hala bitmedi. Cumhurbaşkanı üç hafta önce satışını yasakladı, herkese gönderilecek dedi ama hala maskesi gelmeyenler az değil. Onlar da buldukları veya yaptıkları maskelerle idare ediyorlar.
Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen, yasağı delenler az değildi. Hala bazı insanlar adet edindiklerini yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kumar hemen bütün memlekette yasak olmasına rağmen, sokağa çıkma yasağının olduğu bugünlerde kumar oynayanlar da az değildi. depo, işyeri, dükkan ve benzeri alanlarda gizlice toplanıp kumar oynayanları da gördük.
Dünyada petrol fiyatları tarihinin en düşük seviyelerine düştü. Bazı ülkelerde almayanı dövüyorlar. Tüketim düşünce tedarikçi firmaların depolarında mal fazlası ortaya çıktı. Memlekette de fiyatlar bir miktar düştü. Yandaş medya hemen kolları sıvadı ve üç sene öncesi depo kaça doluyordu, şimdi kaça doluyor gibi haberler yapmaya başladı. Petrolün varili 110 dolarları gördüğü günlerde 6 liranın üzerinde olan mazot, petrolün varili 30 dolara düşünce 5 liraya düşmüş. Azıcık beyin olsa doların TL karşısında ne kadar değer kazandığını görür bu fiyatları kıyaslayanlar.
Tarımsal üretimde ne kadar açığımız olduğu da ortaya çıktı. Gıda güvenliğinin ayan beyan açık verdiği görülüyor artık. Hazine arazilerinin tarıma açılmasıyla gıda açığının kapanması elbette mümkün değil. Bunu herkes biliyor. Hazine arazilere yandaşlara verilecekse ayrı konu. Metrekare olarak ifade edenler arsa zannediyor olmalı. Gıda üretimi, çiftçinin desteklenmesiyle mümkün. Sonradan çiftçi olanlarla gıda açığını kapatmak mümkün değildir.
Hastanelerde sıkışıklık olmadığını, kapasitesinin salgınla mücadelede yeterli olduğu Sağlık Bakanı başta olmak üzere hemen bütün yetkililer tarafından dile getirildi. Atatürk Havaalanına iki adet sahra hastanesi inşaatına neden başlandı acaba? Üstelik iki adet sağlam pisti kazarak yapılan inşaatların hedefi Atatürk’ten intikam almak mıydı? Malum Atatürk isimleri verilmiş ne kadar stadyum varsa hepsini yıkıp millet bahçesi yapan aynı zihniyet değil miydi?
Korona salgınıyla savaşta komik kararlar da vardı. Uçak biletlerine indirim yapıldı ama uçan uçak yoktu. Konut kredilerinde faizler düşürüldü ama millet can derdinde iken konut bakacak hali yoktu.
Korona hallerinde en garibi ise, iktidar sahiplerinin sap ile samanı birbirlerine karıştırmalarıydı. Korona salgınıyla ilgili olarak işini, aşını kaybedenler için belediyeler tarafından açılan yardım kampanyalarının paralel devlet olarak tanımlanmasıydı. Hatta teröristlikle nitelendirilmesi faciaydı. Hesaplara el konulması ayrı bir hukuksuzluktu.
Kızılay’ın başındakiler görevden alınmadıkça, yağmalamalarına göz yumuldukça millet bu güzide kurumun kampanyalarına itibar etmeyecektir. Belediyeleri engellemekle bu iş çözülmez. Kurumu soymaya çalışanların uzaklaştırılması gerekir. Aksi takdirde devlet adamları da güvenliğini yitiriyor artık insanımızın gözünde.
