.
Kan bağışları hızla yavaşlıyor. Korona salgını nedeniyle kan bağışı yapanların hastanelere gitmemesi, kan stoklarını eritmeye devam ediyor.
Kan bağışı, 18-65 yaş arasında ve vücut ağırlığı 50 kg’ın üzerinde olan sağlıklı kişiler tarafından yapılmaktadır. Erkekler en sık 3 ayda bir olmak üzere yılda en çok 4 kez; kadınlar ise en sık 4 ayda bir olmak üzere yılda en çok 3 defa kan verebilirler. İnsan vücudunda yaklaşık 5000-6000 ml kan vardır ve kan bağışında bulunan kişiden bir defada 450 ml kan alınır. Eksilen hacim, insan vücudunda saatler içinde tamamlanabilmektedir. Kan bağışı uygun kişilerden uygun koşullarda yapıldığında sağlık açısından herhangi bir risk taşımaz.
Kan bağışı yapabilmek için kişinin yaşı, kilosu, sağlık durumu, hemoglobin düzeyi başta olmak üzere pek çok kriteri uygun olması gerekir. Bağışçılar, bu kriterlere göre kan merkezi hekimi tarafından değerlendirilirler. Kan koldaki bir damara yerleştirilen plastik bir tüp aracılığıyla alınır.
Bağış olarak alınan her kan, HİV, HCV, HBV ve sifiliz açısından test edilmektedir. Ayrıca kan gurubu da belirlenir.
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona salgınından sonra kan bağışı yapanların sayısı azalınca, memlekette Kızılay’ın kan stokları da hızla tükenmeye başladı. Türk Kızılay Adana İl Başkanı, salgının ardından azalan stokların, kritik seviyenin de altına düştüğünü kaydetti. Başkan, Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye illerinden toplanan kanlar bölgedeki 84 hastaneye gittiğini, 4 ilde günde 10 bin ünite kan toplarken bu sayının 3 binin altına düştüğünü ve % 70 azaldığını belirtti. Bu düşüş aslında kritik seviyenin altına düştüğünü gösteriyor.
Kızılay bir süredir yardım toplamakta da sorun yaşıyor. Daha önce bu köşede yaptığımız tartışmalarda, Kızılay yönetiminin görevden uzaklaştırılmasında yarar olduğunu, yöneticilerin bu güzide kurumumuzun karakterine zarar verdiğini belirtmiştik.
Yüksek maaşlar, bazı bağışların yönlendirilmeli yapılması, vergi kaçırmada Kızılay’ın aracı olarak kullanılması ciddi sorunlardı. Kızılay’ın faaliyetlerinde de sorunlar ardı. Yardımlarda genelde geç kaldığına dair şikayetler artmıştı. Vatandaşın yaptığı yardımların amacına ulaşmadığına dair endişeler sürekli artıyordu.
Memlekette korona salgını en önemli problemlerin başında geliyor. Korona salgınıyla mücadelede de kan bağışları büyük önem taşıyor. Bağışçılar genellikle gönüllülerden oluşuyor. Dolayısıyla gönüllü bağışçılar, salgınla mücadele günlerinde geri durmayacaklardır. Elbette hastaneler olağanüstü haller nedeniyle eskisi kadar kan toplayamıyor. Bununla birlikte, gönüllülerin uzak durmasına çok fazla neden görünmüyor.
Kan bağışlarının %70 oranında azalması oldukça manidar. Sadece korona salgınına bağlamak doğru değil. İdarecilerin davranışları, 20-30 bin liranın üzerindeki maaşlar, Kızılay’ı arpalığa çevirmeler bağışları azalttığı gibi kan bağışlarını da azaltmış görünüyor.
Kızılay’ın süratle halkın gönlündeki kurum haline getirmekten başka çare görünmüyor. İnsanımız sosyal medya aracılığıyla kan ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Ancak her halükarda stokta kan bulunması gerekiyor. Acil durumlarda aranan kanın tedariki zaman alıcıdır.