Geçtiğimiz 14 Mayıs günü Dünya Çiftçiler Günü ve aynı zamanda Demokrat Parti’nin kuruluş yıldönümü idi.
Geçtiğimiz 14 Mayıs günü Dünya Çiftçiler Günü ve aynı zamanda Demokrat Parti’nin kuruluş yıldönümü idi. Genç genel başkanıyla yıllardır merkez sağda vücut bulmaya çalışıyor. Siyaset sahnesi çok çalkantılı bir süreç yaşadığından, liderlere bağlı olarak çok keskin inişler çıkışlar meydana gelebiliyor. Bu durum aynı zamanda siyasi çizgilerin bireylere fazla bağımlılığından ileri geliyor.
Daha önce Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisinin birleşme süreci içinde epey sancılar yaşanmıştı. Anavatan Partisi Genel Başkanı eski Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu idi. Siyasete veda eden Mumcu, son genel kurulda aday olmayıp hem partisini, hem de Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Mehmet Ağar’ı yüzüstü bırakmıştı adeta. Bu arada genel merkezlerde sorunlar yaşanırken taşrada güzel paylaşımlar ortaya çıkmıştı. Neticede iki parti bir süzgeçten geçip tek parti haline geldiler. Ancak her iki parti de yeniden kurularak siyaset sahnesinde kalmaya devam etti. Siyaset yapmasalar da öyle duruyorlar.
Demokrat Parti, Süleyman Soylu, Namık Kemal Zeybek gibi Genel Başkanlarla girdiği bütün seçimlerde merkez sağda herhangi bir varlık gösteremedi. Daha doğrusu halka kendini doğru anlatamadı. Yıllarca iktidar partisine ağır eleştiriler yapan Genel Başkanı, ardına bile bakmadan iktidar partisine geçiverdi. Aslında ülkemizdeki siyasetin maskara edildiğini de kanıtlamış oldu.
Demokrat Parti, 27 Mayıs ihtilaliyle kapatıldıktan sonra, devamı niteliğinde değişik partilerde vücut bulmuştu. Demokrat Parti çizgisi, seçmenine bazen ikilemler yaşatmıştır. Adalet Partisi uzun yıllar Demokrat Partinin misyonunu devam ettirmiştir. Anavatan Partisi bir süre merkez sağı, Adalet Partisinin Genel Başkanı Süleyman Demirel yasaklı iken ardına almıştır. Ancak bu misyon, Anavatan Partisinden yavaş bir şekilde Doğru Yol Partisinde şekillenmiştir.
Yerelde epey dalgalanmalar yaşansa da, yine Türk insanı kendi yönetimini belirlemede özgür iradesini her zaman kullanmıştır. Demokrat Parti ve Merkez Sağ uzun süredir iktidar partisi Ak Partiye destek vermektedir. Merkez sağ seçmeni istikrar için oy vermiştir. Kendi fikirlerine uygun Demokrat Parti seçimlere girdiği halde oyunu iktidar partisine vermeye devam etmiştir.
Merkez sağı rahatsız eden uygulamalar sürekli olarak maskelenmeye çalışılmış, memleketin idaresi uzun süre fetö terör örgütüne teslim edilmiştir. Demokratik açılımlar, bölücü terör örgütüne verilen tavizler ve benzeri iktidar uygulamaları, merkez sağda güçlü bir parti olmaması nedeniyle, iktidar partisine çok önemli oy kaybı yaşatmamıştır. Merkez sağ seçmeni son seçimlerde iktidar partisine kerhen oy vermeyi sürdürmüştür.
İktidarın merkez sağ misyonuna uymayan, cumhuriyetin değerlerine saygı göstermeyen, tersine silmeye çalışan uygulamaları, Demokrat Parti çizgisinde güçlü bir partiye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Son seçimlerde İYİ Parti ile Demokrat Parti arasında güzel ittifaklar ve işbirlikleri oluşmuştur. Merkez Sağın gerçek son temsilcisi Doğru Yol Partisinde Kadın Kolları Genel Başkanlığı ve 54. Hükümette İçişleri Bakanlığı yapan Meral Akşener, merkez sağ seçmeninin duygularına tercüman olmaktadır. Aslında hemen bütün insanımızın duygu ve düşüncelerini dile getirmektedir.
Merkez sağ seçmeni destek vereceği siyasi çizgiyi görmeye başlamıştır. İktidar partisinin kendini temsil etmediğini de ayan beyan görmektedir.