Pehlivanlar da artık bir garip oldu. Örnek insanlar, ahlak timsali pehlivanlar yetiştirmiş Anadolu toprakları, zavallı, paranın esiri pehlivanlar da yetiştirebiliyor.
Pehlivanlar da artık bir garip oldu. Örnek insanlar, ahlak timsali pehlivanlar yetiştirmiş Anadolu toprakları, zavallı, paranın esiri pehlivanlar da yetiştirebiliyor. Her ne kadar yağlı çayıra pek girmemiş olsa da, asrın pehlivanı unvanı almış bir güreşçi, para peşinde unvanını pula çeviriverdi.
Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na atanan Hamza Yerlikaya, bakan yardımcısı maaşı, Cumhurbaşkanı başdanışmanı maaşı ve sporcu şeref aylığının yanında böylelikle 4’üncü maaşını Vakıfbank’tan almaya başlayacak. Yaşa takılmasa milletvekilliği emekli maaşı alıp, ayda beş maaşla yeni bir dünya rekoru da kırmış olacaktı.
Süleyman Demirel Üniversitesi, Burdur Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünü mezunu olan Hamza Yerlikaya, sporculuk yaşamı içinde farklı kurumlarda işçi ve memur statülerinde çalışmıştır. Güreş alanında uzman sayılır. Eğitimini de almıştır. Ancak bankacılık sektöründe ne işe yarar bilinmez.
Bu coğrafya ahlak timsali ne pehlivanlar yetiştirmiştir. Cihan pehlivanlarından biraz örnek almış olsaydı, kendinden sonraki pehlivanlara da güzel örnek olabilirdi. Paranın peşinde koşarken, kişiliğini pula çevirmiş oldu. Atayanlarda da suç vardır ama kendinin kabul etmeme gibi bir salahiyeti olduğu da unutulmamalıdır.
1931 yılında Mustafa Kemal Atatürk, yurtdışında Türkiye’yi iyi temsil ettiğini bildiği Kurtdereli Mehmet Pehlivan ile tanışır. Tanıştığı gün gece yarısı kendisine bir mektup yazar. Mektubunda çoluk çocuğun için sana ufak bir armağan gönderiyorum. O, bu mektubumla beraberdir. Pehlivan ömrünün tam sağlıkla uzun sürmesini dilerim, der.
Gece yarısı bu mektubu, Salih Bozok’u görevlendirerek Zafer Oteli’nde kalmakta olan Kurtdereli’ye yollar. Mektubun içine de 1000 liralık bir İş Bankası Çek’i koyar ve çekin üzerini de imzalar ve “Kurtdereli Mehmet Pehlivan’a 1000 Türk lirası veriniz. Bu para, aralık ayı aylığımdan faiziyle kesilecektir.” diye yazar.
Kurtdereli, kısa bir süre sonra, bankaya gidip çeki verir. 1000 Liralık ödül kendisine ödenir. Ama Kurtdereli bankada bekler. Niçin beklediğini sorduklarında, çeki geri vermelerini beklediğini söyler. Parayı aldın, çek bizde kalacak. Bu işlerin usulü böyledir, dediklerinde, Kurtdereli, O halde alın bu 1000 lira’yı, benim çekimi geri verin” der. Banka müdürü neden diye sorduğunda, Kurtdereli: “Orada Mustafa Kemal’in resmi ve altında da imzası var.” der.
Atatürk’ün kendi maaşından keserek uygun gördüğü ödülü reddeder. Atatürk’ün el yazısı ve imzası var” diye çeki alır ve ömür boyu saklar.
Kel Aliço ile Koca Yusuf’un Kırkpınar’da, yine Kel Aliço ile Adalı Halil’in Çardak’ta güreşleri destan gibidir.
Kurtdereli, Koca Yusuf, Adalı Halil, Kel Aliço gibi pehlivanların hayatları, şan ve şerefle doludur. Hiçbirinin malı mülkü, parası pulu konuşulmaz. İsimleri anıldığında yaptıkları güreşler akla gelir.