Yaz geldi. Artık havalar ısındı ve evlerde durulmuyor, kendimizi dışarılara atmak istiyoruz.
Yaz geldi. Artık havalar ısındı ve evlerde durulmuyor, kendimizi dışarılara atmak istiyoruz. Hatta birçok gözü kara vatandaş Corona illetine rağmen çoktan tatile çıktılar. Bir kesim tatil yörelerine ve turistik tesislere kendilerini attılar bile.
Birçok kişi kimi yaşadığımız büyük ekonomik krizin etkisinden, ya da izne ayrılma durumu olmadığından ya da birçoğumuzda olduğu gibi COVİD-19 tehlikesinden bulunduğumuz yerden ayrılamıyoruz. Tabii ki eve kapanmadık bizde şehrin avantajı nedeniyle Çanakkale sahillerine atıyoruz kendimizi.
Hafta sonu kendimi Kabatepe sahillerine attım tabii ki yol boyunca tüm tedbirleri özellikle de maske takmayı ihmal etmedim şartlar el verdiğince de sosyal mesafeyi korudum.
Kabatepe’de yıllardır gittiğim Eski Jandarma, Batık Gemi ve Makineli Tüfek Yuvası hattından oluşan güzergâh her zaman tercihim ve favoridir. Cumartesi günü LGS sınavından kaynaklı sokağa çıkma yasağı biter bitmez yola koyulduk. Eski Jandarma mevkiine ulaştığımda bir önceki gece yağan yağmurun etkisiyle yollar çamur olmuş ve bazı yollar çok bozulduğu için aracımı yaklaşık sahilden 40-50 metre geriye park ettim ve piknik malzemelerini de alarak ağaçlı mevkide uygun bir yer aradım.
Sahile yakın ağaçlık alanın sonuna geldiğinde ağaçlık bölümün en uç kısmında eski model bir Şahin otomobil denize paralel ve park etmiş bir grup insanı gördük. Vatandaşları en az üç dört ailenin kullanabileceği alana yayılmış vaziyette bulduk. Üzerlerindeki kıyafetlerden denize girmedikleri ve denizle pek alakaları olmadıklarını anladığımız hatta kurdukları çadırdan geceyi orada geçirdikleri anlaşılan altı yetişkin ve birkaç çocukla karşılaştım. Bu kişilerden bir tanesi bir ağacın altına çalı çırpı toplamış önünde yanmakta olan bir semaver ve demlenmekte olan çayla ilgileniyordu.
Tesadüfen aynı yere benim gibi yönelen bir başka vatandaşla aynı anda semaverde ateş yakan ve çay demleyen vatandaşa, ‘’Beyefendi burada ateş yakmak yasak’’ dediğimizde vatandaş, ‘’Zaten çay demlendi bir şey olmaz‘’ diye pişkin pişkin cevap verdi. Ateşini söndür yoksa sizi jandarmaya ihbar ederiz dememize rağmen adam umursamadı.
Diğer beyefendi gibi bende aracınızı da herkes gibi geriye park etti biz de denizi rahat görebilelim dememize rağmen yüzümüze ters ters baktı. Diğer insanlarda yemeğini yerken termosta getirdiği çayını içerken ya da dinlenirken rahat rahat denize rahat baksın. Deniz yerine sizin arabanızı seyredeceğiz dememize rağmen umursamadı, (diğer birkaç kişide kişi de aynı şeyi söylemesine rağmen aracını kıpırdatmadı). Biz olay büyüyüp hafta sonumuz karakolda bitmesin diye bu terbiyesizliği sineye çektik ve az ilerde bir yere oturduk.
Az sonra denize girdiğimiz esnada ağaçlık alanda dolaşmakta olan atlı Jandarmalar göründüğünde bu saygısız ve bencil vatandaşlar semaverlerini çocuk arabasıyla kamufle edince Jandarmalar görmediler. Az sonra Jandarmalar sahil şeridinde dolaşırken semaveri çadır içine sakladılar. Ben yine çevreci bir vatandaş olarak geçen sene yanan aynı bölgedeki ormanlık alanı da düşünerek yüzmeyi bırakarak biraz daha ileri bir noktada atlı jandarmalara ulaşarak, durumu anlattım. Kimlerin yaptığını sordular tarif ettim. Tekrar denize girdim. Jandarmaları denizden izlemeye başladım. Jandarmalar iki dakikalık bir konuşma sonrası gittiler. Orada bulunan bir teyzeye durumu sorduğumda; Jandarmalar ateş yakmanın yasak olduğu ancak semaveri de dikkat ederek kullanmaya devam etmelerini söylemişler. (Biz etkili bir yaptırım ya da söz beklerken) Vatandaş da bu etkili konuşma karşısında insanların görüş alanlarını kapattıkları araçlarının kenarında bizlere de nispet yaparak çaylarını afiyetle içtiler. Kesin bundan sonra Tarihi Alan Başkanlığı içinde; benzer saygısızlar gecelemek için kurdukları çadırlarında semaverlerinde demledikleri çaylarını içmeye devam ederler!!!!
Ayrıca Tarihi Alan Başkanlığından önemle ricamdır. Lütfen böyle denizi seyredebileceğimiz piknik alanlarında piknikçilerin araçlarını neredeyse ağaçların en uç noktasına sahile sıfır şekilde park etmelerini önleyecek tedbirler alın. Örneğin ağaçlık alanda sahile 25-30 metre mesafeye araç geçişini engelleyecek araçları gerideki ağaçlar arasında park etmeyi zorunlu kılacak uç noktadan 30 metre geriye ağaç kütükleriyle engeller yapın yapın, tedbir alın ki. Böylece deniz ile insanların görüş alanı içerisine arabalar girmesin.
Zaten insanlar tüm gün doğadan uzak araçların gürültüsü ve görüntüsü içerisinde yaşıyorlar. Herkes piknik malzemelerini birkaç metre elinde taşısa sanırım kimse zarar görmez. Böylece herkes denizi rahatça görür piknik yapabilir. Araçlar insanların oturduğu yerde bulunmasın böylece hem çok daha fazla insan bu doğal güzelliği seyretme imkanına kavuşsun. Hem de ağaçların en uç noktasına çekilen araçların ağırlığından dolayı kot farkı birkaç metre yüksekte bulunan ağaçlık alandan sahile sürekli toprak çökmesi yaşanmasın. Biraz doğal nedenlerle birazda kod farkından kaynaklı alanın en uç noktasına kadar çekilen araçların ağırlığından her yıl biraz daha fazla toprak sahile ve oradan da denize dökülmekte hatta bazen toprak kaybı nedeniyle ağaçlar devrilmekte.
Lütfen halkın genelinin sahil güzelliklerini görebilmesi ve toprak çökmesini engellemek için bencil kişilerin arabalarını denizi kapatacak şekilde ön tarafa değil arka tarafa park etmeyi zorlayacak tedbirleri almaya davet ediyorum. Herkesin denizi görmeye ve denizden yararlanmaya hakkı var. İlgilerin dikkatine sunuyorum.