Apartman hayatı, şehirleşme, endüstriyel toplum süreçleri insan benliğini ne yazık ki sürekli geliştiriyor.
Apartman hayatı, şehirleşme, endüstriyel toplum süreçleri insan benliğini ne yazık ki sürekli geliştiriyor. İnsan egosu adeta yaşamsal donanımlara tabi olarak, insanın gerçek özelliklerini materyale yönlendiriyor. Egolar geliştikçe, sosyal veya toplumsal birliktelikler de sürekli zayıflıyor. Çok önemli sayılabilecek sosyal ve kültürel etkinlikler ne yazık ki çok sığ katılımlarla gerçekleştirilebiliyor.
Aslında ben’le bana ne birbirine epey yakın kavramlar. Ben kavramı geliştikçe çevreye karşı bana ne kavramı da gelişiyor haliyle. Adeta birbirini aynı insan üzerinde tamamlayan kavramlar. İkisi bir gelişiyor çünkü.
Bencillik iyi değildir, kötü bir huydur diye anlatılırdı eskiden. Günümüzde gemisini kurtaran kaptan gelişti ne yazık ki. Daha da gelişirse maazallah insanımız ne yapar bilinmez. Daha yaşlı olanlara öncelik verme gibi güzelliklerimiz kaybolup gidiyor. Belediye otobüsünde koltuğu kapan gençler otobüsün içine bakmıyor bile yer vermek zorunda kalırım diye. Geliş gidiş Allah elden ayaktan düşürmesin, yaşlandırmasın diye edilen dualar daha da çoğalacak.
Şehirde yaşayan insanların hemen tamamı şehrin sosyal imkânlarından yararlanıyor. Kimsenin eve kapanıp ömrünü sürdürmesi mümkün değil. Haliyle şehrin gelişimiyle ilgili ortak konularda duyarlı olması gerekir. Diyelim ki herhangi bir şehrin veya köyün yerel yöneticisi, belediye başkanı veya muhtarı hoparlörden duyuru yaptı. Bir hizmetin paylaşılması veya yerleşim sakinleri tarafından halledilmesi gerekiyor. Eskiden bunun adına imece deniyordu. Acaba nüfusun ne kadarı buna iştirak edebilir? Hiçbiri demek haksızlık olur. Ancak çoğunluğu bana ne diyecektir. Hatta belediye başkanı veya muhtar olmasını biliyorlar, biz boşuna mı seçtik, biz yapacaktık madem neden orda duruyorlar gibi çeşitli söylemler de geliştirilecektir. Ne kadar doğru bilinmez ama bir şekilde insanımız ortak değerlerini gittikçe yitiriyor. Aslında birbirinden, birlikten uzaklaşıyor. Ortak ülkesel sorunlarda dahi insanları bir araya getirmek imkânsız hale geliyor.
Herhangi bir yere herkesten önce girince, kırmızı ışıkta daha önce geçince madalya takmıyorlar insana. Egonun gelişimi insani değerleri zayıflatıyor. Egosu yüksek insanların insani özelliklerinin ne kadar aşağıda olduğunu hemen herkes görüyordur. Hele bu zavallılar kifayetsiz muhteris ise, o zaman toplumsal hastalıklar da yaygınlaşıyor. Kendi çıkarları dışında hiçbir kavramı kabul etmeyen bu yüksek egolu tosuncuklar, kendileri veya çıkarları haricinde bütün gelişmelere bana ne duygusu da taşıyorlar. Hatta bazı olumsuzluklardan keyif alan hastalıklı neme lazımcılar da oldukça fazla.
Bana ne toplumumuzda gittikçe artıyor. Toplumsal bütünlüğü sağlayan özelliklerimizin ana unsurunu zayıflatmanın, bireysel dünyalar yaratmanın ülke gelişimi üzerine ekonomik anlamda yararı olabilir belki. Ancak insan özelliklerini geliştirmek, ülke gelişimi açısından daha önemlidir.