Eskiden iki çeşit ot ilacı oluyordu.
Eskiden iki çeşit ot ilacı oluyordu. Buğday, arpa, mısır, yulaf gibi hububatın içinde yetişen geniş yapraklı yabancı otlara ve pamuk, ayçiçeği, mercimek, domates, biber, kavun, karpuz gibi geniş yapraklı kültür bitkilerinin içinde yetişen dar yapraklı yabancı otlara karşı etkili olan ilaçlar vardı.
Teknoloji ilerlemelerle birlikte, ot ilaçları da gelişmeye başladı. Çıkış öncesi, çıkış sonrası ilaçlar devreye girdi. Bu ilaçların uzun süre etkili olanları, Trakya başta olmak üzere bazı bölgelerde ekim nöbetine giren ürünlerde çıkış sorunlarına neden oldu.
İlaçlarda gelinen noktada artık, dar yapraklı ürünlerde dar yapraklı yabancı otları öldüren ilaçlar da var artık. Doksanlı yılların başlarında buğday ekili alanlarda yabani yulafı öldüren ilaçlar geliştirildi. Yabani yulaf çok ciddi problemdi. Ardından yine buğday içinde kara çimi, yabani yulafı öldüren ilaçlar ortaya çıktı. Bu ilaçlar bazı yıllarda doz aşımı nedeniyle buğdayda da sorun yarattı. Az atınca öldürmüyor diyen çiftçiler, dozu artırdılar ve buğdayın da zarar gördüğünü fark ettiler.
Kumkale ovasında öteden beri çeltik ve domates münavebesi başarılı bir şekilde uygulanıyordu. Özellikle çeltik yerine domates dikecek üreticiler, tarla sahiplerinden normalin üç katı fiyatına tarla kiralıyorlardı. Normal şartlarda sulu tarlanın yıllık kirası 500 lira iken, çeltik yerlerine dekar başına 1500 lira kira ödeniyor.
Çeltik yerine dikilen domatesten hem daha yüksek verim hem de kaliteli ürün alınıyor. Aynı zamanda canavar otu başta olmak üzere birçok yabancı ot sorunu da ortadan kalktığı için daha ekonomik ürün alınıyor. Neticede daha kazançlı bir üretim gerçekleştiriliyor.
2020 yılı yazlık üretim sezonunda çeltik yerine dikim yapılan domateslerde ciddi sorunlar bulunuyor. Bazı üreticiler domatesi toprağa karıştırmak zorunda kaldı. Bugüne kadar görülmeyen ilaç kalıntı sorunu, domates üreticisini epey üzüyor.
2019-2020 sezonunda Çanakkale, uzun yıllara göre çok düşük yağış aldı. Baraj ve göletlerde su seviyesi normalin çok altında bulunuyor. Yağış azlığı çeltik ekili alanlar başta olmak üzere, diğer tarım alanlarında yıkanmaya yetmediği için bir yıl önce atılan ilaçların etken maddeleri toprakta kaldı. Dolayısıyla çeltik alanlarına ekilen domateslerde, çeltikte kullanılan ot ilaçlarının etkileri ciddi sorun yaratıyor. Diğer taraftan, bazı üreticiler su azlığı nedeniyle çeltik tavalarından tahliye edilen sularla sulama yapıyor. Her ikisinde de domateslerde ilaç kalıntı sorunu görünüyor.
Çeltikte dar yapraklı yabancı otlara karşı kullanılan yabancı ot ilaçlarının etken maddeleri domateste büyüme deformasyonuna neden oluyor. Yapraklar taraklı hale geldiği gibi, fotosentez performansları düşüyor. Çiçeklenme ve meyve tutumunda da sorun yaratacak gibi görünüyor.
Amino asit, fosforik asit, giberallik asit gibi büyüme düzenleyicilerin kullanımı, ilaç kalıntı sorununu kısmen de olsa gideriyor. Çiçeklenme ve meyve tutumuyla ilgili sorunlar da ortadan kalkarsa, ilaç kalıntı etkilerinin giderilmesinde yine kimyasala ihtiyaç olacak sanki.
Ne olursa olsun, yabancı otların kullanılan ilaçlara karşı dayanıklılık kazandığını, her geçen yıl daha yüksek dozla veya farklı etken maddelerle kontrol edileceğini unutmamak gerekiyor. Bu nedenle ekim nöbeti programlarını yapmakta yarar var.