Yollar duble oldu ama trafik kazaları durmak bilmiyor.
Yollar duble oldu ama trafik kazaları durmak bilmiyor. Hemen her bayramda yollarımız kan gölüne dönüyor. Evet, trafik normalin üzerinde bir seyir izliyor. Araç sayısı on kat artıyor. Ama yola çıkanlar ilk defa yola çıkmıyor ki. Neticede kurallar sürekli ihlal ediliyor ve neticede onlarca can kaybı meydana geliyor.
Cezaların caydırıcı olmadığı, trafik yoğunluğu derken sorunların kökenine inmek mümkün olmuyor. Aslında insan unsurudur sorunun kökeni. Yolu yapan da, projelendiren de, yolu yetersiz hale getiren de, hatalı sollayan da, trafik kurallarını hiçe sayan da, kazaları yapan da insandır.
Ana yolların tamamı bölünmüş yol oldu. Çok az yerde inşaat var. Yetkililer bölünmüş yolların trafik kazalarını önlemede önemli yararlar sağladığını dile getiriyorlar. Oysa görünen köy kılavuz istemiyor. Hatta hızın artması nedeniyle kazalarda, can kayıpları ve maddi hasarlar da artmaya başladı kimse farkında değil.
Araçlar yol güvenliğiyle ilgili donanımlarını reklamlarda anlatadursun, çarpmasını önleyecek bir mekanizmanın geliştirilemeyişi ne yazık ki donanımları etkisiz hale getiriyor. Çarpma ve etkilerini azaltmak kadar, kazaları önleme yolları çok daha önemli olmalıdır.
Bir saniyenin hesabı yapılır hep kazalarda ama görünen köy kılavuz istemez aslında. Kaza geliyorum demez denir hep ama kazanın geleceği bellidir aslında. Aracıyla yolda seyreden insanlarımız kimin kaza yapacağını az çok anlayabilmektedir. Trafik işaretleri yolun ne halde olduğunu anlatırken dikkatsizlik kazalarda % 70’in üzerinde bir paya sahiptir. Kazaların çoğunluğu hatalı sollama nedeniyle meydana gelmektedir. Duble yolda hatalı sollanır mı? Bizim insanımız sollayacak yeri buluyor ne yazık ki. Kavşak girişlerinde sollama yasağı vardır ama kavşaktan önce geçme hesapları hep sollatır.
Araçlarda bilgisayar destekli donanımlar her geçen gün artmaktadır. Hız sınırı levhalarını okuyabilen sistemlerin eklenmesi çok zor değildir. Nasıl herhangi bir cisme yaklaşırken uyarı sesi geliyorsa, bunu kilometre saate yönlendirmek de mümkün. Bu şekilde ancak aşırı hızın neden olduğu kazaların önüne geçilebilecektir. Yoksa takometre takmanın bir yararı olmadığı aşikâr. Sollama yasağı olan çizgileri de okuyabilen cihazlar yüklenerek sürücünün alacağı riskler azaltılabilir bu anlamda.
Eğitim elbette önemli kazaların önüne geçmede her alanda olduğu gibi. Bununla birlikte, uykusuzluk, dikkatsizlik gibi bireysel ihmallerin önüne geçilememektedir. Artan bencillik ve öne geçme güdüsü eğitim meğitim dinlemiyor.
Trafik kazalarında ortaya çıkan milyarlarca dolar maddi hasarın hiçbir kıymeti yoktur aslında. Trafik kazalarında binlerce can verilmektedir. Yüz binlerce insanımız yaralanmaktadır. Can kayıplarının tesellisi yoktur.
Kuralları ve cezaları çoğaltmak işe yaramamaktadır. Yolların geliştirilmesi de çok etkili olmamıştır. Aslında tek çare kurala uyanları çoğaltmaktır.
Araç içi kamera ve kayıt sistemleri bazı ülkelerde zorunlu hale getirilmeye çalışılıyor. EDS’ler işe yarıyor. Yakın gelecekte araç içi takip sistemleri de işe yarayabilir belki de. Yoksa kuralları çiğneyenler sürekli artıyor.