İnsan sağlığını tamamlayıcı ve destekleyici ürünler içerisinde propolis adeta emsalsiz.
İnsan sağlığını tamamlayıcı ve destekleyici ürünler içerisinde propolis adeta emsalsiz. Propolisle ilgili araştırmalar yoğunlaştıkça, antimikrobiyal etkileri gün yüzüne çıkıyor. Artık bir tek eksiği kaldı propolisin. O da tıbbi olarak reçete edilmesi. Bilimsel metotlara uygun bir şekilde üretilmiş, ürün kontrolleri yapılmış, markası olan, üretim izni ve sertifikası olan propolisin doktorlar tarafından da reçete edilmesinde yarar var.
Propolis dünyada bilinen en güçlü antioksidan olarak tanımlanıyor. Adeta doğanın bir mucizesi olarak kabul ediliyor.
Propolis arıların bitkilerin tomurcuklarından, büyümekte olan kısımlarından topladığı reçinemsi bir maddedir. Tamamen doğaldır. Arılar propolisi kovandaki mikropları yok etmek ve kovanın sterilizasyonu için kullanmaktadır. Kraliçenin yumurta bırakacağı petek gözlerini de dezenfekte ederek sağlıklı ergin arıların doğmasını sağlamaktadırlar.
Propolis insan vücudunda da adeta mikropları dezenfekte etmektedir. Aynı zamanda bağışıklık sitemini güçlendirerek vücudun hastalıklarla savaşmasına yardımcı olmaktadır.
Propolisin antioksidan etkisi bitki özütleri içinde en güçlü olan nar suyundan 80 kat daha yüksektir. İkisi birlikte kullanıldığında neredeyse insan vücudunda mikropları yok etmektedirler.
Propolisin önemli bir özelliği alerjen etkiler yapmamasıdır. Nadiren arı alerjisi olan insanlarda kısmı rahatsızlık oluştursa da, hemen herkes tarafından kullanılabilmektedir.
Propolisin solunum sistemi rahatsızlıklarında, ağızda çıkan yaralar, aftlar, uçuklarda, mide bağırsak rahatsızlıklarında kullanımıyla ilgili çok fazla sayıda araştırma sonucu bulunmaktadır. Sentetik kimyasallarla yapılan kıyaslamalı çalışmalarda, propolisin yaraları daha çabuk iyileştirdiğine, ağız ve diş rahatsızlıklarında daha etkili olduğuna dair araştırmalar vardır. Bazı ülkelerde ağız ve diş sağlığı alanında reçete edilmektedir. Araştırmaların en önemli sonuçlarından bir tanesi, sağlıklı hücre sayısını arttırdığı üzerinedir. Kötü huylu, ur, siğil, benek ve benzeri oluşumlara neden olan hücrelerin çoğalmasını önlemektedir.
Flavonoitler başta olmak üzere bileşiminde, polifenoller, fenolik asitler ve bunların esterleri, terpenler, steroitler, B1, B2, C ve E vitaminleri, mineraller ve aminoasitler bulunmaktadır. Bu bileşiklerin önemli bir kısmı, insan vücudunda kontrol dışı gelişmelere neden olan kanser ve benzeri hücrelerin çoğalmasını durdurmaktadır.
Aslında propolis bir antibiyotik değildir. Yararlı mikroorganizmaları öldürmediği bilinmektedir. Canlı vücudundaki zararlı mantar, bakteri ve bazı virüsler üzerinde güçlü antimikrobiyal etkilere sahiptir. Propolis dünyanın en güçlü antiviral ve antibakteriyel ürünüdür.
Malum tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de korona salgını bütün hızıyla devam etmektedir. Kesintiye uğramadan yayılmaktadır. Eğer kesilmiş olsaydı günümüzde ikinci dalgadan bahsedilebilirdi. Oysa hiç kesilmedi ve daha geniş kitlelere yayılıyor.
İnsanların grip ve nezle gibi rahatsızlıklarda olduğu gibi bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi sağlık açısından önem arz etmektedir. Ihlamur, kekik, adaçayı ve benzeri çaylar nasıl kış aylarında vücuda destek oluyorlarsa, propolis, vücudun savunma sistemini daha güçlü hale getirdiği gibi antiviral etkileriyle de destek olmaktadır. Bir taşta iki kuş misali.