Eskiden bahçeli, asma yapraklı, çeşmeli ya da bahçesinde kuyusu bulunan ahşap ve çatısından güvercin uçurduğumuz iki katlı evlerden bir artı, bir evlere düştük.
Eskiden bahçeli, asma yapraklı, çeşmeli ya da bahçesinde kuyusu bulunan ahşap ve çatısından güvercin uçurduğumuz iki katlı evlerden bir artı, bir evlere düştük.
Kocaman mutfaklı, mutfağına kanepe koyduğumuz, otlu peynirimizi, salçamızı, turşumuzu keyifle yaptığımız, misafirlerimizi ağırladığımız o ferah mutfaklardan artık hiç eser yok.
Bırakın mutfakta misafir ağırlamayı, masa koyacak yer bırakmamışlar, buzdolabını koyunca tezgahla birlikte mutfak bitiyor, hatta fırını koyacak yer kalmıyor…
Evin balkonu varsa kişi kendini şanslı sayıyor, mutfaktan, banyodan çalıp, odaya ek yapılan konseptlere muhtaç bırakılmışız…
Az nüfuslu, komşusuz, yalnız hayatlar yaşarken, gittikçe minimalist ve küçültülmüş bir yaşamı seçer olmuşuz…
Az eşya, az insan, az dost huzur getiriyor mu bilemem, getiriyorsa neden bu kadar depresif, agresif insan dolu ortalık?
Ya da insanlar birbirine zarar vermeye başladı diye mi, kimse kimseyle görüşmek istemiyor?
Hayatlarımızda, evlerimizde paylaşım azaldıkça eşyanın da önemi kalmıyor elbette…
Kişilerin bakış açısına göre değişir ama, eski doğallığımızdan eser kalmadığı muhakkak, sade görünen karmaşık insanlar olduk.
Şehir hayatı, iş stresi, karmaşa, ekonomik darboğaz, gelip giden ruh halleri, zorunda olduğumuz insan suretleri bizi sade ve sakin seçimlere ve öyle bir hayata itiyor.
Minimalist evler, dekorasyon, azaltılmış yalın hayatla huzuru bulacağımıza inanıyoruz…
Aslında kaçtığımız karmaşa…
Ağır avizeler, kocaman büfeler, kalın perdeler, gereksiz çanak ve çömlek, yatak, yorgan, döşek de yok…
Modern yaşam azla yol almayı gerektiriyor, çünkü bir süre sonra ağırlık bize yük olmaya başlıyor…
Yaşamlarımızda ne insana, ne eşyaya, ne muhabbete, ne soruna, ne derde ayıracak zerre vaktimiz kalmayınca minimalizm aslında hayatımızın tam da odağına gelip yerleşiyor…
Tek kanepe, bir masa, bir televizyon, bir yatak, üç beş giysi ile yola devam ediyoruz…
Bütün dekorasyonlar, ilgilendiğiniz şeyler, verilen emekler aslında kişiliğinizi, ruh halinizi, düşünce yapınızı ve bakış açınızı yansıtıyor.
Evinizin durumu, üstünüze giydiğiniz giysiler, konuşmanız, tavrınız sizi, ruhunuzu ve enerjinizi belirliyor, adımlarınız iz bırakıyor…