Arı kayıplarının birinci nedeni olarak varroa ve varroanın bulaştırdığı kanatsız arı virüsü olarak biliniyor.

Arı kayıplarının birinci nedeni olarak varroa ve varroanın bulaştırdığı kanatsız arı virüsü olarak biliniyor. Yine nosema, yavru çürüklüğü, yaşlı ana gibi faktörler de arı kayıplarında önemli rol oynuyor.
İngiltere’de Newcastle Üniversitesi'nden Prof.Dr. Giles Budge liderliğinde bir ekip tarafından yapılan araştırmada, kronik arı felcinin de koloni kayıplarında önemli bir etken olduğu tespit edilmiştir. Araştırıcılar kronik arı felcinin 2007 ile 2017 arasında 10 yıllık sürede katlanarak arttığını bulmuşlardır.
Budge ve ekibi tarafından 24.000'den fazla arıcıya ziyaret yapılmış ve ziyaretlerde yapılan veriler toplanmıştır. Kronik arı felci 2007 yılında ilk defa kaydedilmiş, 2017 yılında ise, 47 İngiliz arıcıdan 39 tanesinde Galler bölgesinde 8 arıcıdan 6’sında kronik arı felci hastalığının bulunduğu gözlenmiştir. Bilim adamları ayrıca, hastalık vakalarının birbirine yakın olan arılıklarda daha sık görüldüğünü tespit etmişlerdir.
Kronik arı felci belirtileri arasında, anormal titreme, uçamama ve parlak, tüysüz karın gelişimi yer almaktadır. Hastalığa kronik arı felç virüsü (CBPV) olarak bilinen bir virüs neden olmakta ve bulaştığı arılar bir hafta içinde ölmektedir. Bu durum, bal arısı kovanlarının hemen dışında ölü arı yığınlarına yol açmakta ve hastalığın bulaştığı bütün koloniler sıklıkla kaybedilmektedir.
Arıcılık yapanların kolonileri incelendiğinde, arı kayıplarına neden olan varroa ve benzeri sorunları çözen arıcılarda koloni kayıplarının ortaya çıkması ve arıcıların arılarda gördükleri problemleri anlatmaları, arı felci hastalığı şüphelerini artırmaktadır. Varoa zararlısı ve diğer hastalıkların bulunmadığı kolonilerin çöküş sebebi arı felcine bağlanmaktadır. Amatör arıcılarda, koloni kayıpları daha fazladır. Bu kayıpların temelinde pek çok faktör yer almaktadır. Ancak küçük ölçekli işletmelerdeki koloni kayıplarındaki artışın fazla olması da arı felcine işaret etmektedir.
Çalışmada, arı felci hastalığının yaygınlığı üzerinde arı ithalatının etkisi olup olmadığı da araştırılmıştır. Bal arısı ve kraliçe ithal eden arıcıların kovanlarında arı felci hastalığının neredeyse iki kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. İngiltere’de arıcılar, araştırmanın yürütüldüğü 10 yıllık süre zarfında 25 ülkeden 130 bin koloni ithal etmişler ve büyük ihtimalle arı felci ithal arılarla yaygın hale gelmiş.
Hemen her geçen yıl arıcılık ve arıların sürdürülmesi daha zor hale gelmektedir. Varroayla mücadele edilmediği takdirde, kovanı sağlam tutmak imkânsız hale gelmiştir. Yine nosema ve yavru çürüklüğü gibi hastalıklarla mücadele etmek gerekmektedir.
Hastalık ve zararlıların yayılmasını önlemek, bunun için toplu mücadele programları geliştirmekte yarar vardır. Aksi halde, ilacı en çok taşıma yeteneğinde olan balı, bu hastalık ve zararlılar yüzünden kirletmemek gerekmektedir.
Yetmişli yıllara kadar bilinmeyen varroa, arı çöküşlerinde bir numaralı etken oldu. Diğerleri de sırayla çoğalıyor. Tozlayıcılarda bal arıları kaldı insanoğlunun elinde. Bunu da sağ tutmanın yollarını bulmak gerekiyor artık.