Küresel ısınma, depremler, göktaşı çarpması, sel ve doğal afetlerin yanında yaşanan Corona Virüs salgını sonrası bu aralar en çok duyduğumuz şey, ‘kıyamet yaklaşıyor” cümlesi.
Küresel ısınma, depremler, göktaşı çarpması, sel ve doğal afetlerin yanında yaşanan Corona Virüs salgını sonrası bu aralar en çok duyduğumuz şey, ‘kıyamet yaklaşıyor” cümlesi.
Binalar ve zinalar çoğaldıkça... diye başlayan, büyüklere saygısızlık diye devam eden, çocuğa ve hayvanlara yapılan alçakça eziyetlerle süren bu çağa has pislik ve kötülükler elbette kıyameti aratmıyor da, bilim kurgu filmlerinin en iyisine taş çıkartacak senaryolar iç karartmaya da yetiyor…
Her şey bitti, şimdi de kıyamet fobisi başladı…
Ama insan bilmediği şeyden korkarmış, oysa ki bu konuda çekilen filmleri izlemek sanıldığının aksine işe yarıyormuş.
Bilim insanlarından kıyamet konulu dizi ve filmlerin sadece boş zaman aktivitesi olmadığı kanıtlayan bir açıklama geldi. NTV’de yayınlanan habere göre, ABD’li ve Danimarkalı araştırmacılar, “dünyanın sonunu”, “küresel salgınları”, “uzaylı istilasını” ya da “zombi baskınını” konu edinen “Contagion”, “28 Days Later” ve “The Walking Dead” gibi yapımları izleyenlerin yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınına karşı daha hazırlıklı olduğunu ve pandemiyle daha iyi başa çıktığını keşfetti.
ABD’li bilim insanları dünyanın sonunu konu edinen kasvetli yapımların izleyicileri yeni tip corona virüs pandemisi de dahil olmak üzere afet ve acil durumlar için hazırladığını keşfetti. Chicago ve Aarhus üniversitelerinden psikolaglar, örneğin, 2011 yapımı Contagion (Salgın) adlı filmde günümüzdekine bir küresel salgının işlendiğini ve şu anda gördüğümüz karantina, panik halinde satın alma, aşı çalışmaları ve mucizevi tedaviler gibi olguların daha önce izlenmiş olmasının izleyiciler üzerindeki stresi azalttığını söyledi. Araştırmacılardan Colton Scrivner, “Eğer iyi bir filmse sizi içine çeker ve olayları karakterlerin bakış açısıyle görmeye başlarsınız. Sonunda farkında olmasanız da benzer bir olayı yaşadığınızda daha önce izleyerek prova yaptığınız için hazırlıklı oluyorsunuz. İnsanların dolaylı yolllarla öğrendiğini düşünüyoruz. Tuvalet kağıdı stoklarının tükenmesi bunun için en iyi örneklerden. İnsanlar ne alması gerektiğini önceden öğrenmişlerdi.” Araştırmacılar, çalışma kapsamında 310 gönüllüye hangi türde yapımlarını tercih ettiğini ve izlediği filmleri sordu. Daha sonra ise katılımcılardan pandemi esnasında nasıl hissettiğini açıklaması istendi. Ardından gönüllerin anksiyete, asabiyet, depresyon ve uykusuzluk seviyeleri derecelendirdi.
PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL OLARAK HAZIRLIYOR
Sonuçlarda koku filmi sevenlerin Pandemi esnasında en az stres yaşayan grup olduğu ortaya çıktı. Ancak, ancak "World War Z", "28 Gün Sonra", "The Walking Dead" ve "Contagion" gibi kıyamet temalı yapımları izleyenlerin hem fiziksel hem de psikolojik olarak salgına karşı en iyi hazırlanan ve olaylara karşı sakinliğini en iyi şeklde koruyabilen kişiler olduğu keşfedildi. Scrivner, corona virüs salgını ile popülaritesini arttıran Contagion gibi filmlerin, pandeminin karantina gibi insanların daha önce karşılaşmadığı deneyimleri daha az garip hale getirdiğine inandığını söyledi. Çalışmanın ortak yazarı, Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi'nden Mathias Clasen ise filmlerin insanların hayal gücüyle prova yapmasına izin vererek, korkutucu durumlara hazırlanmasına yardımcı olabileceğini belirtti. “Kendi yapımımız olan dünyaların filmler ve kitaplar ile aktarılması doğal seçilimden bir armağandır. Kıyamet filmleri dediğimiz şeylerin çoğunu izlediyseniz, ani bir felaket olayına bencilce tepki veren insanlar ve kitlesel sosyal ayaklanmalar ile birlikte sıkı kurallar altında yaşayacağınızı görürsünüz. Dünyanın sonunu hiç simüle etmeyen biriyle karşılaştırıldığında, daha iyi bir yerde olacaksınız, çünkü dolaylı olarak o deneyime sahipsiniz” açıklamasını yaptı.