Hemen bütün dünyada su kıtlığı yaşanıyor. Hava sıcaklığının artmasıyla, havanın su taşıma kapasitesi artıyor.
Hemen bütün dünyada su kıtlığı yaşanıyor. Hava sıcaklığının artmasıyla, havanın su taşıma kapasitesi artıyor. Neticede yıllık yağış miktarları azalıyor. Diğer yandan yağışın düzeni bozuluyor. Kısa sürede düşen yağışlar, yüzey akışıyla denize koşup gidiyor.
Uzmanlar su kıtlığına karşı çözüm üretmeye çalışıyorlar. Hollanda’da iki üniversite ve bir araştırma enstitüsünün ortaklaşa yaptıkları çalışmanın ilginç sonuçları var.
Toplam tatlı su kaynaklarının çoğunluğu buzullarda depolu olarak bulunuyor. Küresel ısınmayla birlikte bu buz kütleleri deniz suyuna karışıyor. Yine yerkürede bulunan toplam su kaynaklarının %70’i tarımsal sulamada kullanılıyor.
Hollanda’da yapılan araştırmada, neredeyse bir taşla iki kuş vuruluyor. Hollanda’yı model alan çalışmada, Hollanda'nın tarımsal su ihtiyacının dörtte birine kadar olan kısmı geliştirilen yöntem ile karşılanabiliyor.
Atık su arıtma tesisleri, sınırlı tatlı su kaynaklarının kalitesini düşüren uygulamaların olumsuz etkilerini ortadan kaldırabiliyor. Bu suyun doğrudan veya bir arıtma daha yaparak tekrar kullanmak mümkün görünüyor. Doğrudan kullanımı riskli görünüyor. Hastalık mikroplarını taşıyor olması, aynı zamanda toprağı kirletecek ağır metal, deterjan, sentetik kimyasal ve benzeri materyalleri taşıması uzun vadede sorun yaratabilir.
Halen arıtılmış evsel atık suları çoğunlukla doğrudan nehir ve göl gibi yüzey sularına deşarj edilmektedir. Geleneksel atık su arıtma tesisleri birçok mikro kirletici maddeyi giderememektedir. Bu, arıtılmış atık suyun farmasötikler, antibiyotiğe dirençli bakteriler ve çok çeşitli başka kimyasallar içerdiği anlamına gelmektedir. Böyle bir suyun deşarjı özellikle yaz aylarında bir sorun teşkil etmektedir:
Sulama talebinin yüksek ve su tedarikinin kıt olduğu durumlarda, arıtma suları sulu tarımda kullanılabilir. Yaz döneminde akarsu, gölet ve barajlardan tedarik edilen su, yağmurlama, damlama ve benzeri şekillerde ürünleri sulamada kullanılmaktadır. Aslında akarsu, gölet ve barajlardan tedarik edilen sular da kirletici maddeler içermektedir.
Atık suyun doğrudan kullanımı yerine yer altı suları sulamada kullanıldığında, atık suyun sorunları ortadan kalkmaktadır.
Anılan araştırmada toprağın mükemmel bir filtre olduğu belirtilmektedir. Arıtılmış suların toprak içerisindeki aküferlere deşarj edilmesiyle daha temiz hale gelebileceği belirtilmektedir. Bu şekilde, kimyasalların ve mikropların yayılması azalmakta ve sulamada kullanılan suyun kalitesi iyileşmektedir.
Araştırmacılar, 1.9 milyon hektar tarım arazisi olan Hollanda’nın tarımsal sulamada kullandığı su miktarının arıtma tesislerinden nehirlere deşarj edilen suyun %10’u kadar olduğunu belirtmektedirler. Basit uygulamalarla yaz döneminde tarımsal sulamada kullanılacak suyun dörtte birinin arıtma sularıyla karşılanabileceğini belirten uzmanlar, toprağın en iyi arıtıcı olduğunu, arıtma sularıyla yer altı sularının belirli bölgelerde beslenebileceğini kaydetmektedirler.
Türkiye son yıllarda ciddi kuraklıklar yaşamaya başladı. Bazı göletlerde su birikmediği için sulama programları yapılamadı. Bazılarında da yaz sonuna doğru su tükendi. Kısıtlı sulama uygulamaları için çalışmalar yapılsa da yeni su kaynaklarına ihtiyaç duyuluyor. Bu meyanda şehir arıtma suları önemli bir potansiyel oluşturuyor. En azından toprak filtreden geçirilebilir.