Esip gürlemekle olmuyor.
Esip gürlemekle olmuyor. İlla ki eylem lazım. Ona buna lafla sarmanın bir anlamı yok. Hem de duruşun sağlam olacak. Hem bağırıp hem dostum demeyeceksin. Sonra danışıklı dövüş zanneder millet. Ermenistan ile Türkiye arasında neler oldu geçmişe bakmakta yarar var. Kardeşlerimizin yüreklerini ezdiğimiz yerler de oldu ne yazık ki.
Bundan yıllar önce, gali beladan bu yana Azeri toprağı olan Hocalı kasabasına ermeni askerler ve çeteleri tarafından yapılan katliamın yakın tarihte benzeri yoktu.
Hocalı katliamını hemen herkes biliyor. Yapılanları burada tekrarlayıp, acıları daha da büyütmenin gereği yok. Hem sevindirmektir bir yerde katilleri.
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen uluslararası ilişkilerde katliam ve ardından gelen işgalle ilgili hiçbir mesafe alınamayışı gariptir. Dağlık Karabağ hala ermeni işgali altındadır. Hocalı’dan ayrılmak zorunda kalan Azeriler, yeni yurtlarında yeni nesillerle hayatlarına devam etmektedirler.
İnsanların yaptıkları yanlarına kar kalınca, doğru yaptıklarını zannediyorlar. Çünkü kabul görmüş sayılıyor.
Ermeniler Dağlık Karabağ’ı işgal ettikten epey bir sonra, açlıklarından ölüyorlardı, acıdık buğday gönderdik. Türk insanının içi acıdı. Aç mı kalsınlar. Neticede komşumuz dediler. Feryatlar koptu ama nafile. Çabuk unutmuştuk, gardaşlarımıza yapılan işkenceleri. Düşmanın bile namuslusu lazım ama yapacak bir şey yok.
Aç kalmasınlar diye buğdayı gönderdik, halkımızın tepkisini ötelemek için acıtasyonlar üretmek en iyisiydi. Millet sakinleştikten sonra unuturdu nasıl olsa.
Acıdık buğday verdik Azerbaycan’dan utana sıkıla. Milletimizi de çok fazla ikna edemedik. Çünkü kopuntularına sahip çıkan devletler, ikide bir uluslararası sıkıntılar yaratanlar yardım etmeliydi. Komşuluk olsun babında kaldı.
Yakın tarihte, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, milli maça gitsindi gitmesindi tartışması yaşandı. Demokratik bir ülke olduğumuz için herkes bir şeyler söyledi gitti. Hatta şimdi birçok kişi ne söylediğini hatırlamıyordur bile. Gerçi kimin ne söylediğini, özellikle dönemin siyasi ileri gelenlerinin ifadelerini internetten satırı satırına tekrar görmek mümkün. Neticede Cumhurbaşkanı Gül Ermenistan’a giderek, Hocalı katliamında en önemli rollerden birini oynayan meslektaşıyla keyifli bir maç izlemişti. Oysa ermeni vatandaşlar Gül’ün ülkelerine gelişine aşırı tepki göstermişlerdi. Gol atmış olduk kedimize göre. Azerbaycan da hop oturup hop kalkmıştı bu olay üzerine ama boynunu büküp oturdu.
Buğdaydı, maçtı, yardımdı, protestoydu derken, ermeni kopuntularının girişimleriyle dünyanın pek çok ülkesi soykırım yalanını bir bir meclislerinde kabul etti.
Ermenistan bu defa sert duvara çarptı. Yine saldırdı ama çok güçlü bir mukavemet görünce, kaçacak delik aramaya başladı. Azerbaycan, kaybettiği toprakların önemli bir kısmını geri aldı, geri almaya devam ediyor. Hakkını alıyor. Allah güç kuvvet versin.
Ermeniler, Azeri kardeşlerimize Azeri demezler. Dünyada Azerilere Ermenilerden başka Türk diyen yoktur. Gerek Ermenistan gerekse diasporada yaşayan Ermenilerin çoğunluğu Türk düşmanı olarak yetişirler. Sakat bir tarihleri vardır. Dolayısıyla barışçıl davranmaları mümkün değildir. Bütün eforlarını Türklerin aleyhine harcarlar. Bunu unutmamak lazım. İyi niyet beklemek beyhudedir.