Dün trafik ile ilgili yazı yazınca, bazı eleştiriler aldım.
Dün trafik ile ilgili yazı yazınca, bazı eleştiriler aldım.
Kötü anlamda değil tabi.
.
Çoğunluk:
“Sen trafikte hiç motorlara rastlamadın mı?” dedikten sonra,
“Yazsana onları da…” diyerek sitem ettiler.
.
Haklılar.
Hem de yerden göğe kadar.
.
Motorlar için ayrı bir yazı yazmak lazımdı,
İşte o yazı, bu yazı.
.
Bu arada eleştirilerden bir ise şuydu
“Oğlum bu memlekette:
İşsizlik,
Ekonomi,
Maaşlar,
Pahalılık,
Döviz,
İhaleler,
Yolsuzluk,
Yoksulluk,
Yasaklar,
Savaşlar,
Aldı başını gidiyor,
Sen ‘Yok trafik şöyleymiş, yok kadın makyaj yapıyormuş?’ derdindesin. Otur şuraya adam gibi bir yazı yaz” dedi.
.
Yaş olarak büyük olmasından kaynaklı söylediklerine itiraz etmek racona ters.
.
“Ama hocam” diyerek başladım söze.
“Her gün yazıyorum. Anlayan yok, okuyan yok. Okuyup üzerine alınan yok… Size söz, şu yazımı yazayım sonrası kesin memleketle ilgili olacak.” Diyerek söz verdim.
.
Nerede kalmıştık?
.
Motorda.
.
Bizim memleket “Motor Hanedenalığı” gibi.
Eline bir motor geçiren kendisini “Padişah” sanıyor.
.
Girmedikleri delik,
Çıkmadıkları kaldırım,
Geçmedikleri yol,
Kullanmadıkları ters yol kalmadı.
.
Otopark olarak kaldırımlarda öylesine biçimsiz yer kullanıyorlar ki,
Anlamak için yayaları dinlemek lazım.
.
Şehrimize gelen yabancılar;
Bazı kaldırımlardaki motorları gördükçe, “İkinci el motor pazarı” olduğunu zanneder.
.
Saymakla bitmeyecek şekilde kirlilik teşkil eden motorlara müdahale edecek bir yetkili,
Bir merci henüz üretilmedi.
İşleme alınmadı.
.
Motorların o kadar öz güvenleri var ki,
“Durduğun yerde bırak” politikası ile yayalara illallah dedirtmişler.
.
23 Nisan köprüsünden geçişleri yasak olmasına rağmen,
Israrla geçmeye çalışmaları,
Geçerken yayalara çekilin anlamında düdük çalmaları,
Hatta yayaların üzerlerine bile yürümeleri “Payitahtın en birinci varisleri” olduklarının kanıtı.
.
Bunları ellemekten,
Uyarmaktan,
Ceza kesmekten bıkan trafik polisleri tahminim peşlerini bıraktılar.
.
Hele hele egzozunu patlatarak gezenler var.
Aman Ya Rabbim…!
Çevre Müdürlüğü tüm işini gücünü bırakıp bunları kovalaması lazım.
Ses desibellerini ölçmeye kalksalar, aletleri fazla sesten “Pert” olur.
.
İnsanlığın germenin son noktası olarak üretilmiş olan bu motorların dağlarda, bayırlarda kros yaparak gezmesi gerekirken,
Hala şehirde geziyor olmaları düşündürücü.
.
İnsanın psikoloji açısından araştırma yapılması gereken bir konu: Motorlar…
.
Sıra geldi fıkraya.
İşte size bir tane motosiklet fıkrası.
.
Neden bu fıkra?
.
Hem motorlarla ilgili olduğu için,
Hem de büyüğümün isteğini yerine getirmek için.
Buyrun okuyun.
.
Diktatör Musolini’nin büyük oğlu bir gün günah çıkartmak için Papaya gitti:
-“Muhterem peder! Faşist Partisi’nin kasasından yüz bin liret çalmıştım. Günahımı itiraf ediyorum. Cezam nedir?”
Papa: -“Çok fena etmişsin oğlum. Kefaretini ödemek için Sen Pietro meydanını 33 kere koşarak dolanacaksın.”
Bir hafta sonra Musolini'nin ikinci oğlu Papa'nın huzuruna gelerek günah çıkartıyordu:
-“Muhterem peder! Faşist Partisi’nin kasasından bir milyon liret çaldığımı itiraf ediyorum.”
Papa: -“Büyük günah işlemişsin oğlum. Ağabeyine yüzbin liret için Sen Pietro meydanını 33 kere devretmek cezasını vermiştim. Sen daha çok çalmışsın, o yüzden 333 defa meydanı dolanacaksın.”
Birkaç hafta sonra Musolini aile fertleriyle yemek yerken şöyle dedi:
-“Birkaç günahım var, bir gün Papa’ya gidip günah çıkarsam fena olmayacak...”
İkinci oğlu hemen atıldı:
-“Baba, dedi, daha önce bir motosiklet alsan fena olmaz...”