Bizim memleket bir başkadır. İnsanı mukallittir. Sevecendir.
Bizim memleket bir başkadır.
İnsanı mukallittir.
Sevecendir.
.
Her ne kadar iktidar bu özelliklerimizi kaybettirecek politikalar uygulasa da,
Bizim içimiz güzel.
.
Bazen sapmalar olsa da millet,
En nihayetinde aslına döner.
.
İşte bu ahvalde memlekette yaşanan fıkra gibi dolandırıcılık olaylarını buldum ve sizlere aktarmak istedim.
.
İçinde samimiyet var,
Güzel dolandırıcılar var,
Duygusallık var,
İşte tekmili birden…
.
O yıllarda “Kulaksavar” skandalı ile çalkalanan Botaş’ta, “Büyülü yumurta” alarmı yaşandığı belirlendi.
Botaş Eski Genel Müdürü Gökhan Yardım döneminde, 50 bin dolara satın alınan Kulaksavar cihazı ile her yönetim kurulu toplantısından önce, böcek (dinleme cihazı) araması yapılıyordu.
Bu aramaların birinde, genel müdürlük makamında, üzerinde Arapça yazılar bulunan yumurta bulundu.
Yumurtayı bulan teknik ekip, yumurtanın hangi tür dinleme cihazı olduğunu tespit edemedi.
Ancak, yumurtanın, bir Arap ülkesinin istihbarat örgütüne ait dinleme cihazı olabileceği öne sürüldü.
Bunun üzerine, genel müdürlükte bulunan yumurta, güvenlik şirketlerine ve istihbarat birimlerine incelettirildi.
Bu incelemeler sonunda, üzerinde Arapça harfler bulunan yumurtanın gerçek bir yumurta olduğu ve dinleme cihazı olmadığı tespit edildi.
Eski Genel Müdür Gökhan Yardım, söz konusu yumurtanın genel müdürlük makamında hangi amaçla konulduğuyla ilgili inceleme yaptırdı.
İncelemeler sonunda yumurtanın bir bürokrata ait olduğu tespit edilerek sahibi bulundu.
Bürokrat sıkıştırılınca, yumurtayı daha üst makama yükselmek için koyduğunu ve yumurtanın “Dualı” olduğunu itiraf etti.
Bu itirafla birlikte Botaş yönetimi rahatlarken, devletin gözde kurumlarından birinde yaşanan “Büyülü yumurta” skandalı, bugüne kadar herkesten sır gibi saklandı.
(Yeni Şafak 27.02.2002)
***
Trakya'da vatandaşlar arasında boşanma davaları konusunda ün yapan avukat M. Bozkır’ın, sahte kimlikle davalara girdiği ortaya çıktı.
Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde duruşmada yakalanan sahte avukat, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Trakya Bölgesi ve İstanbul’da çok sayıda davaya girdiği öne sürülen ve bugüne kadar girdiği davaların çoğunu kazandığını söyleyen Bozkır’da bulunan kayıtlara göre, son günlerde üstlendiği bir boşanma davasından 12 bin lira vekâlet ücreti aldığı anlaşıldı.
Edirne Baro Başkan Yardımcısı Recep Arda, sahte avukatın girdiği ve sonuçlanan davalarla ilgili dava açılacağını belirterek, şunları söyledi: “Davalarda yetkisi olmayan birisi taraflardan birisini temsil etmiştir. Bu yüzden kararlar geçerli değildir. Bu sadece kazanılan değil, kaybedilen davalar için de geçerlidir. Durum anlaşıldığında yetkili Cumhuriyet Savcılığı ‘Davaname’ ile bu kararların geçersiz kılınması davası açar.” dedi.
(Sabah Gazetesi 09.03.2005)
***
Uşak’ta kendilerini polis olarak tanıtan kişiler, Uşak Emniyet Müdürlüğü’ne çağırdıkları kuyumcunun işyerini soydular.
Cumhuriyet Mahallesi'nde kuyumcu dükkânı işleten Yakup Sunal, telefonda kendisini polis olarak tanıtan kişinin, bir hırsızlık olayıyla ilgili teşhis için Emniyet Müdürlüğü’ne gelmesini istemesi üzerine, işyerini kapatarak Uşak Emniyet Müdürlüğü’ne gitti.
Sunal, Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğinde, kendisine böyle bir çağrı yapılmadığını öğrendi.
İşyerine dönen Sunal, işyerinin kapısının açılmış olduğunu gördü ve durumu polise bildirdi.
Sunal, vitrindeki 260 bilezik, 1 kilo altın takı ve kasadaki 5 milyar paranın çalındığını belirledi. İşyerinde hırsızların parmak izlerini tespit etmeye çalışan polis, çevredeki kişilerle yaptığı görüşmelerde, kuyumcuya 2 kişinin girdiğini tespit etti.
(Yeni Mesaj Gazetesi 05.08.2004)
***
Uyanık besici, ölen amcaoğlunun tayin emriyle Van’da öğretmenliğe başladı.
Ankara’da yılın öğretmeni seçildi, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı bile oldu...
Ölen amcaoğlunun kimliğini kullanarak yıllarca felsefe öğretmenliği yapan uyanık besici, 4 yıl 8 ay hapse mahkûm oldu.
1982 yılında Van Atatürk Lisesi felsefe grubu öğretmenliğine atanan Hüseyin Hanoğlu, kısa süre sonra öldü.
Ancak Hanoğlu’nun amcaoğlu Hüseyin Haydar Hanoğlu, bu atama emriyle göreve başladı.
Besicilik yapan ortaokul mezunu Hanoğlu, Van’dan sonra Ankara Anıttepe Lisesi’nde görev yaptı. ‘Yılın öğretmeni’ de seçilen Hanoğlu, Ankara Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı’na kadar terfi etti.
Besicinin foyası, bir gün ziyaretine gelen Hüseyin Hanoğlu’nun fakülte arkadaşı bir öğretmen tarafından ortaya çıkarıldı.
Görevinden alınan Haydar Hüseyin Hanoğlu ve olayı gizleyen ölen amcasının oğlunun eşi Hatice Hanoğlu, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda 4 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı.
Tutuklanan Haydar Hüseyin Hanoğlu ve yengesi Hatice Hanoğlu, Ankara Ulucanlar Cezaevi'ne konuldu.
(Milliyet Gazetesi 27.07.2001)
.
Ne diyelim…
Böylesi dolandırıcıları bile arar olduk.
Allah büyüklerinden korusun…