İnsanlar bir garip oldu.

İnsanlar bir garip oldu. Çok kolay çapının üzerindeki koltuklara oturunca ne oldum delisi oldular. Aşağı tabaka da yalakalıkta çağ atladı. Sıfatını hak etmeyenler de insanlıktan çıktı. Kifayetsiz muhterislerin örneklerini artık her yerde görmek mümkün. Hele biraz da cemaatin militarist saflarında yetişmiş veya daha başka hesapları varsa yürüyüşü bile değişiyor insanların. Allah yardımcıları olsun. Ömür geçiyor koltuğun ömrü ne ki. Hepsi sudan çıkmış balığa dönecek, nefes alamayacaklar. Çünkü çevreleri koltuklarının yanında kalacak. 
Evet, toplumumuzda insanlar, hep bir yerlere gelmek içerisinde neredeyse insan olmayı unutup gidiyorlar. Bir yerlere gelmek deyimi başka toplumlarda var mı bilinmez ama toplumumuzun en önemli olgusu haline geldi. Siyah makam aracına binmenin keyfi olmalı mutlaka. Emrindeki insanlara bir şeyler yaptırmanın, talimat vermenin keyfi de vardır buna ilaveten. Siyah arabalar insanları daha itibarlı yapmalı. İtibar güzel bir duygu olmalı. Elbette neye itibar edildiği de akıldan hiçbir zaman çıkmamalı.
Hangi alanda olursa olsun liyakat, layık olma gibi değerlendirmelere dikkat edilmediği için, insanımızın istekleri hep arttı. Devlette liyakat yerine sadakat ve biat aranmaya başlayınca çapını kimse hesap etmeden bir yerlere oturmanın hesabını yapmaya başladı. Sonuçta gömleğin fazla geldiği siyah arabalılarla doldu kamuya ait birimler.
Siyasetin yakından aşina olduğu kamudaki isteklilerin önemli bir kısmı, liyakat kadar kendi özel çıkarlarının peşinde koşanlardan oluşuyor. Elbette burada kişiyi eleştirmek veya suçlamak çok gerekli değil. İnsanın olmak istediği her zaman vardır. Olmak istenen mevki ve makam olunca biraz daha eleğin süzgeçlerini sık dokumakta yarar var. Mevki ve makamlarda, özgeçmişe bakılırken bizden mi değil mi konusu her zaman gündeme gelmiştir. Oysa bu işi başarabilir mi kavramının daha ön planda tutulması gerekir. Millete ve vatana hizmet, işgal edilen kadronun hakkını fazlasıyla vermekle olur. Bireye sorulduğunda egosunun baskısıyla gece gündüz çalıştığını dillendirir ama üretilen çok fazla bir iş olmadığı zamanla ortaya çıkar.
Son dönem hükümetlerde devletin küçültülmesi gerektiği bütün siyasiler tarafından dile getirildi. Bakanlıkların birleştirilmesi, Ankara’nın azaltılması hep gündemde durmuştu. Ancak sürekli Ankara büyüdü. Büyümek bir yana yetkilerini de adam akıllı artırdı. Çünkü ihdas edilen kadroların aynı zamanda işi de olması gerekirdi. Dolayısıyla her siyah arabanın az da olsa işi oldu ve yer gök siyah plakalı arabalarla doldu.
İnsan istekleri siyasete baskı yaptıkça, siyaset yeni kadrolar üretmede mahir olduğu için, birimlerin birleştirilmesi bir yana, öyle ayrıldılar ki, bir işin üç tane dört tane sahibi oldu. Dolayısıyla kamu hizmetleri bireylere sıfat uydurmaya çalışırken, sağlıklı yürümemeye başladı.
Koltukların, sıfatların hep gelip geçici olduğu söylenir ama nedense isteklisi çok olur. Oysa insani değerleri yüksek bireylerin üstlendiği sıfatlar hizmette bütün millete keyif veriri.