İktidar süt fiyatlarını artırmak istemiyor.

İktidar süt fiyatlarını artırmak istemiyor. Enflasyon artacakmış diye. Malum yem fiyatlarındaki artış enflasyonu etkilemiyor. Ot, saman, silaj, süt ve besi yemi fiyatları enflasyonu hiç etkilemiyor. Geçen ay da zaten enflasyonu patlıcan arttırdı. Eğer patlıcan fiyatları artmasaydı enflasyon düşük çıkacaktı.
Hayvancılık memlekette iki defa darbe yedi. Üretici örgütleri korkularından seslerini çıkaramıyor. Otunu samanını tarlasından çıkaran küçük aile işletmeleri bile zora düştü. Emekli maaşları yeme gitmeye başladı.
Darbelerden birincisi canlı hayvan ithalatıydı. Enflasyon artmasın diye dışarıdan getirilen iki milyon dana, hayvancılık sektörünü alt üst etti. Kesim fiyatlarını artırmadı. Yerinde saydırdı. Dolayısıyla üreticinin danası kuzusu yediğini çıkarmadı.
Eğer hayvanın yavrusu para etmiyorsa bir memlekette yavruyu besleyen ananın da kıymeti kalmaz. Kuzu, oğlak, buzağı kıymetlenirse, süt artar. Diğer bir deyişle ana kıymetlenir. Bakımı daha bir özenle yapılır. Daha kaliteli yemlerle beslenir ve verimi artar. Hatta yavru kıymetlenirse, kuzu-buzağı kayıpları da azalır.
Evet, darbenin ikincisi ise yem fiyatlarındaki artıştı. Besi ve süt yemi fiyatları başta olmak üzere ot, saman ve silaj fiyatlarındaki yükselişler süt üretimini de ekonomik olmaktan çıkardı.
Sütçü işletmeler yılbaşından bu yana zarar ediyor. Küçük aile işletmeleri dahi para kazanamıyor.
Nasıl zarar ediyor basit hesabını yapmakta yarar var. Memlekette besleme değeri çok düşük olan, çağdaş hayvancılıkta altlık olarak kullanılan samanın kilosu 1 liradan işlem görüyor. Yoncanın kilosu ise 1.5 lirayı geçmiş durumda. En ucuz silajın kilosu 50 kuruş civarında. Süt yeminin kilosu ise tam 2 lira.
500 kg canlı ağırlığa sahip, günde ortalama 25 litre, buzağının içtiği dışında yılda yaklaşık 7 ton süt veren bir inek günde 3 kg saman, 6 kg yonca, 20 kg silaj ve 10 kg süt yemi tüketir. Diğer bir deyişle bir sağmal inek vitamin ekleriyle birlikte günde 43 lira, yılda 15 bin lira yer, 1000 lira da veteriner masrafı çıkarır. Halen süt fiyatları 2 lira 30 kuruş civarında. İneğin başına bir iş gelmezse 16 bin liralık süt sattırır. El ele baş başa. Buzağının masrafları cepten gider.
Devletin süt fiyatlarına müdahale etmesi gerekir. Zarar ettiği için inek kesimi yaygınlaşmaktadır. Bunu takip edecek sorun et krizidir. Hâlihazırda düşük süt fiyatları nedeniyle inek kesimi et krizini ötelemektedir.
Et açığını yine ithalatla kapatacak olan iktidar sahipleri, hayvancılığı yeni bir krize sokacaklarını da önceki sene yaptıkları hatadan öğrenmişlerdir.
Öğrenmişler midir? İmkânsız elbette. Öğrenmiş olsalardı senelerdir aynı kısır döngüyü yaşatmazlardı.
Süt krizi tüccarın, mandıranın sorunu değildir hiçbir zaman. Memleketi yönetenlerin sorunudur. Eti de sütü de krize sokan bizatihi sakat politikalardır. Belki de özellikle uygulanıyordur bu sakat politikalar. Çiftçiyi batırmak McCain gibi dünya gıda kartellerine pazar açmak için kim bilir?