İlk tarım devrimi, Şanlıurfa-Göbeklitepe’de siyez buğdayının yetiştirilmesiyle 12.000 yıl önce başladı.

İlk tarım devrimi, Şanlıurfa-Göbeklitepe’de siyez buğdayının yetiştirilmesiyle 12.000 yıl önce başladı. Tarihi buluntular tarım devrimini biraz daha eskiye çekecek gibi görünüyor. İkinci tarım devrimi 17. Yüzyılda başladı. Bu devrim feodal düzenin yıkılması ve mülkiyet sisteminin gelmesi idi. Üçüncü tarım devrimi ise bugün dünyayı kirleten yeşil devrimdi. 1950'lerde ve 1960'larda ağır makinelerin yanı sıra kimyasal gübrelerin, böcek ilaçlarının ve yeni yüksek verimli ürün türlerinin tarıma girmesiydi.
Dördüncü tarım devrimi, tıpkı dördüncü sanayi devrimi gibi, yeni teknolojilerden beklenen değişikliklere, özellikle daha akıllı planlama kararları almak ve otonom robotlara güç sağlamak için yapay zekanın daha fazla kullanımını öngörmektedir. Akıllı makinelerle ekin yetiştirmek ve toplamak, yabancı otları temizlemek, çiftlik hayvanlarını sağmak ve dronlarla zirai mücadele yapmak hızla yaygınlaşıyor. Çiftçiliğe özgü diğer teknolojiler arasında, daha yüksek verimli, hastalığa dirençli ürünler geliştirmek için yeni genetik düzenlemeler yapmak, dikey üretim sistemleri oluşturmak, sentetik et üretmek gibi alanlar da dördüncü tarım devrimi içerisinde yer alıyor.
Bu teknolojiler, daha fazla çevresel bozulmayı en aza indirirken gıda üretimini artırma arayışına katkı sağlayacak gibi görünüyor. Birçok ülkede dördüncü tarım devrimine olumlu bakılıyor. Akıllı tuzaklarla zararlı takibinin daha az ilaç kullanımını doğuracağı, çevreye daha az zarar verileceği dillendiriliyor. Yaratacağı sorunlarla ilgili çok fazla eleştiri yapılmıyor.
Yeşil devrim de büyük bir coşkuyla karşılanmıştı. Verimler artmış, gıda üretimi neredeyse katlanmıştı. Ancak gelinen süreç içinde pek çok kimyasal ilaç yasaklanmak zorunda kalıyor. Yıllar öncesinde yasaklanan DDT, hala dünyanın dört bir tarafında çıkıyor. Genetiği değiştirilmiş yeni ürünlere şüpheyle bakılıyor.
Dördüncü tarım devriminde nanoteknolojik ürünler, sürücüsüz traktörler, robotlarla sağım sistemleri gibi gelişmekte olan teknolojileri körü körüne iyimser karşılamak da çok akıllıca görünmüyor. Bazı bilim insanları bu devrimin de mahsurlarının ortaya çıkabileceğini ifade ediyor.
Yeni tarım teknolojilerinin belirli engelleri aşmadan benimseneceğini varsaymak akıllıca değil gerçekten. En önemli sorun aslında gelişen teknolojiden bütün çiftçilerin yararlanamayacak olması. Yeşil devrimde de mekanizasyondan bütün çiftçiler yararlanamamıştı. Yatırım maliyeti yüksek teknolojilerin tüm tarım alanlarında kullanımı imkânsız görünüyor. Bu nedenle, kimin kaybedeceğini kimin kazanacağını iyi hesap etmek gerekiyor.
Bu yeni devrimde potansiyel güç eşitsizlikleri bulunuyor. Bazı çiftçiler yüksek teknolojili bir gelecek konusunda iyimser görünüyorlar. Ancak küçük aile işletmelerinin gelişmiş teknolojilerden yararlanması zor görünüyor.
Tarih, tarıma girdi tedarik eden teknoloji şirketlerinin ve büyük tarım işletmelerinin genellikle bu tür bir değişimlerin kazananları olduğunu, küçük çiftliklerin ise battığını gösteriyor. Dördüncü tarım devriminin ortaya çıkardığı teknolojik gelişmelerden bütün çiftliklerin eşit şekilde yararlanması için devletlerin uygulanabilir politikalar geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde küçük aile işletmelerinin artan maliyetler karşısında tükeneceği kaçınılmaz görünüyor.