Küçük Salamon, okuldan iki gözü iki çeşme dönmüştü.

Küçük Salamon, okuldan iki gözü iki çeşme dönmüştü. Babası, niye ağladığını sorunca hıçkıra hıçkıra cevap verdi:
-“Öğretmen ‘ahlak nedir’ diye sordu, bilemediğim için bana sıfır verdi.”
-“İyi etmiş. Öğreneydin…” dedi babası ve devam etti konuşmasına:
-“Gel sana anlatayım, dinle. Mesela, bir müşteri geldi dükkâna, mal aldı. Giderken de içi para dolu cüzdanını unuttu. İşte ahlak burada baslar. Bu cüzdanı ne yapacağım? Yalnız kendime mi saklayacağım yoksa ortağımla mı paylaşacağım?”
 
***
Temelin oğlu matematikten sıfır alır.
Oğluna sorar:
-“Oğlum öğretmen ne sordu?”
-“İki kere iki kaç eder dedi”
-“Sen ne cevap verdin?”
-“Ben 7 eder dedim…”
Temel oğluna bir tane tokat atar ve:
-“Eşek herif bunu bilmeyecek ne var… İki kere iki beş, bilemedin altı eder… Yedi nerden çıktı?”
 
***
Ahmet okuldan eve çok mutlu bir halde gelir. Annesi bu mutluluğunun belli bir nedeni olup olmadığını öğrenmek ister ve sorar;
-“Okulda neler yaptınız anlat bakalım, acayip neşeli görünüyorsun...”
-“Patlayıcı madde imal ettik.”
-“Peki, yarın ne yapacaksınız okulda?”
-“Hangi okulda?”
 
***
“Türk, Rus ve Amerikalı yetkililer şeytanın huzuruna çıkarlar.
Hepsi şeytana dileklerini söyleyecek, o da onlara ne zaman gerçekleşeceğini söyleyecektir.
İlk önce Amerikalı sorar:
-“Amerika ne zaman her yönden tam olarak dünyanın hâkimi olacak?” der.
Şeytan cevaplar:
-“50 yıl sonra” der.
Amerikalı ağlamaya başlar:
-“Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim…”
Sıra Rus’a gelmiştir, o da sorar:
-“Rusya ne zaman eski gücüne kavuşacak?”
Şeytan cevap verir:
-“100 yıl sonra.”
Rus da başlar ağlamaya:
-“Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim…”
Sıra Türk’e gelmiştir, o da sorusunu sorar:
-“Ne zaman Türkiye’deki enflasyon düşecek?”
Bu sefer şeytan ağlamaya başlar:
-“Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim!”
***
Bir adam bir gün bir petshopa giriyor kendisine en yakın duran papağanı göstererek:
-“Pardon bunun fiyatı nedir?” diye soruyor.
-“10000 dolar efendim.”
-“Neden bu kadar pahalı peki?”
-“Efendim o 300 tane kelime biliyor.”
Biraz uzaktaki papağanı işaret ederek:
-“Peki bunun fiyatı nedir?”
-“20000 dolar efendim.”
-“Peki, bu neden pahalı?”
-“O aynı kelimeleri hem İngilizce hem Türkçe söylüyor.”
Onun yanındaki papağanı göstererek:
-“Bunun fiyatı nedir?”
-“O 30000 dolar efendim. Zira tüm kelimeleri her dilde söylüyor…”
Adam biraz daha bakındıktan sonra dükkânın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor:
-“Bunun fiyatı nedir?”
-“100000 dolar efendim…”
-“Bunun özelliği nedir?”
-Valla bu pek konuşmuyor ama oradaki 3 papağan buna ‘hocam’ diyor…”
 
***
Su, ateş ve ahlak dost olup, birlikte zaman geçirmeye başlamışlar.
Çevrede dolaşırlarken eğer kaybolurlarsa birbirlerini nasıl bulabileceklerini sorgulamaya başlamışlar.
Suya sormuşlar:
“Kaybolursan seni nasıl bulacağız?”
“Nerede bir şırıltı duyarsanız beni orada bulabilirsiniz” diye cevap vermiş…
Ateşe sormuşlar:
“Seni kaybedersek ne yapalım?”
“Bir duman gördüğünüz yerde ben varım” diye yanıtlamış ateş.
Sıra ahlaka gelmiş.
“Seni kaybedersek ne yapalım?” diye sorduklarında onun yanıtı ise oldukça düşündürücüymüş:
“Beni kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız!”