Bu sene salgınla ilgili gelişmeler henüz yeni iken, 01 Nisan 2020’de bu köşede paylaştığımız konu, yeniden dünya gündemine oturdu. Tekrar paylaşmakta fayda var.
Bu sene salgınla ilgili gelişmeler henüz yeni iken, 01 Nisan 2020’de bu köşede paylaştığımız konu, yeniden dünya gündemine oturdu. Tekrar paylaşmakta fayda var.
Malum 2019 yılı sonuna doğru vefatların artışı ve hastalığın korona olarak tanımlanmamış olması bu salgının daha önce başladığına dair görüşleri güçlendiriyor.
Dünyanın dört bir tarafında istatistikçiler, matematikçiler korona salgınını modellemeye çalışıyorlar. Yaşam ve ölüm matematiği adını verdikleri çalışmalarıyla hükümetlere uygulamaları konusunda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Karar verici olmasalar da, yaptıkları çalışmalar işe yarayabilir.
Hollanda ve İngiltere sürü bağışıklığı modelini uygulamış ve yumuşak bir önlem dizisini programa almışlardı. Virüsün kontrollü bir şekilde yayılmasını tercih etmişlerdi.
Bilim adamları daha önce Ebola ve Zika salgınlarını da modellemişlerdir. Korona üzerinde en az çalışma yapılmış hastalıklardan bir tanesiydi. Bu nedenle önceki modellerden de yararlanmak gerekiyordu.
İngiltere, üniversitelerin raporlarına dayanarak bir model uygulamış ve iki hafta boyunca etkili sonuçlar almıştı. Çin’in aldığı sokağa çıkma yasağı gibi tedbirlerinin salgını yavaşlatacağı, ancak ikinci salgının çok büyük olacağına inanılmıştı. Ancak 16 Mart'ta, Imperial College grubu, İtalya’daki gelişmeleri modelleyerek yayınladı ve İngiltere salgın önleme planlarını değiştirdi. Tedbirleri yoğunlaştırdı.
Korona salgınının dünyada yayılış hızı farklılık gösterebiliyordu. İnsanların yaşam biçimleri ve sağlık sektörünün gelişmişliği, denetimler hastalık seyrini değiştirebiliyordu.
Covid-19 yeni bir virüs olduğu için modelcilerin anahtar model parametreleri için tahminlere ihtiyaçları bulunuyor. Bu tahminler, özellikle bir salgının ilk günlerinde, modelcilerin çalışmalarından da geliyor. Ocak ayının sonlarına doğru bazı bilim adamları herhangi bir kontrol önlemi alınmadığında virüs kapmış bir kişinin neden olduğu yeni enfeksiyonların sayısı hakkında kabaca tahminler yayınladı. Pandeminin çok erken ilan edileceği iddia edildi ve sonuçlar haklı çıktı.
Yapılan modellemeler her ne kadar mevcut gelişmelere göre üretiliyor ise de beklenmeyen durumlar ortaya çıkabiliyor. Oxford Üniversitesinde yapılan bir çalışmada mevcut ölüm vakalarıyla ilgili tahminler tartışmaya neden oldu. Çalışma sonuçlarına göre hastalığın İngiltere’de yayılmaya başlamış olması gerekiyordu. Kısa sürede vaka ve ölüm sayısının bu kadar yükselmesi başka türlü açıklanamazdı. Modelleme yapan uzmanlar, bütün vatandaşlardan örnekleme yapılarak, hastalığın geçmişi hakkında bilgi sahibi olunması gerektiğini ifade ediyorlardı. Vaka tespitine kadar geçen sürede, halkın yarısının bu hastalığa yakalanmış ve geçirmiş olabileceğini belirtiyorlardı. Haklı oldukları bugün ortaya çıktı.
Bilim adamları, kaç kişinin çok hafif semptomlar geliştirdiğini veya hiçbirini geliştirmediğini tam olarak bilmiyorlar. Çin’de vakanın ortaya çıkmasından sonra, milyonlarca kişinin uluslararası seyahat ettiği hesap edilirse, bu virüsün dünya nüfusunun önemli bir kısmını ziyaret ettiği söylenebilir.
Mevcut istatistiklere göre virüs kapmış insanların %95’i farkına varmadan hastalığı geçirmiş olabilir. Yine geçen yılın sonu ve bu yılın başından itibaren vefatların önemli bir kısmı Covid-19 nedeniyle olabilir.
İtalya, İspanya ve Fransa’da vaka ve vefat istatistiklerinin hızlı seyri, bu hastalığın enfeksiyon geçmişinin daha eskiye dayandığını gösteriyor. Havaların soğumasıyla birlikte artan gribal enfeksiyonlar, korona virüsün etkisini artırıyor. Günlük vaka sayıları da on binlere çıktığına göre, uzmanların modellemeleri haklı çıkıyor.