Yalancının mumu yatsıya kadar yanan diye veciz bir atasözümüz vardır.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanan diye veciz bir atasözümüz vardır. Yalanları anlayabilmek için yalan kavramının anlamını detayıyla bilmekte yarar var.
Yalan veya yalan söylemek, kısaca doğru olmayan söz, hakikatin aksi olarak ifade edilir.
Bir konuda kasıtlı veya kasıtsız olarak gerçeğe aykırı haber veya bilgi vermek anlamlarında da kullanılmaktadır. Hemen bütün dinlerde insanın en büyük ve en kötü sıfatlarından biri yalan söylemektir.
Yalan, herhangi bir kişi, topluluk veya kuruma, yanıltmak amacı güdülerek yapılan rol veya doğru olmayan herhangi bir ifadedir. Daha yalın bir anlamda, yalan, yanlış olduğu bilinmesine rağmen, üçüncü kişi veya topluluklara doğru olarak algılamasını amaçlayan bir hareket veya ifadedir.
Yalanın toplumda her zaman yakalanmamasının nedeni karşılıklı güven olarak ifade edilebilir. Genelde çoğu ahlâk geleneğinde, kötü olarak kabul edilse de yalan, etik içerisinde çok farklı boyutları vardır. Zaman zaman bu tartışmalar sonucu, yalan her daim, kötü olarak sayılmayabilir. Bir kişinin hayatını kurtarmak için yalan söylemek kötü olmayabilir. Bununla birlikte genel olarak yalan tarih boyunca büyük bir ahlâksızlık, kötü bir hareket olarak görülmüştür.
Yasal olarak yalanın tarifi ve getirileri de etikteki gibi farklıdır ve durumlara, yasalara ve yasal sistemlere göre büyük farklılık gösterir. Adli makamlar ve güç sahipleri yalanı sistemli şekilde yakalamak üzere çeşitli mekanizmalar geliştirmiştir. Bunlara örnek olarak kayıt sistemleri ve yalan makineleri sayılabilir.
Bazı kişiler karşısındakinin yalan söyleyip söylemediğini anladığına inanırlar. Ancak istatistiklere göre ortalama bir insanın karşısındakinin yalanını %50 oranında yakalayabilmektedir. İnsanların sadece onda biri yalanı fark edebilmektedir.
Sağlık Bakanlığı aylardır salgın hastalıkla ilgili istatistikleri saklamaya çalışıyordu. Muhalif belediyeler günlük vefat sayılarını açıklamaya başladıktan sonra gerçek vaka sayıları ortaya çıktı.
Türk Tabipler Birliği, vaka sayısının daha fazla olduğunu söylediği için vatan hainliğiyle suçlandı.
Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’yi gerçek vaka sayılarını açıklamadığı için defalarca uyardı. En son 25 Kasım Çarşamba gününün corona tablosuna göre son 24 saatte 168 kişi hayatını kaybederken 6 bin 814 yeni hasta tespit edildi. Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan Bakan Koca, yeni hasta sayısıyla birlikte bugün Türkiye'de toplam 28 bin 351 vakanın tespit edildiğini duyurdu.
Evet, vaka sayıları ile hasta sayıları farklı idi. Bir süre bunun üzerine yatıldı. İtiraz edenler vatan hainliğiyle suçlandı. Sokaklarda korona hastaları dolaşırken, yalanlar dizelenmeye, millet yalanlara inandırılmaya çalışıldı.
Bugün haber kanallarından birinin sevilen haber spikeri, koronaya yakalandığını, hastanelerde yer bulamadığını söyleyiverdi. Oysa Sağlık Bakanına göre hastanelerde doluluk oranı %50’lerde görünüyor.
Yalan rüzgârı esmiyor, mızrak çuvala sığmıyor artık. Kaldı ki milletin sahibi olduğu devletin halini bilme hakkı vardır. Yalana inandırmak için dokuz takla atmaya, gerçeği söyleyenleri vatan hainliğiyle suçlamaya ne gerek var.