Eskiden Rahmetli Zeki Alasya ile Metin Akpınar, aşıya özendirmek için çok güzel kamu spotu hazırlarlardı.
Eskiden Rahmetli Zeki Alasya ile Metin Akpınar, aşıya özendirmek için çok güzel kamu spotu hazırlarlardı. Günümüzde ise aşıyla ilgili çok fazla ve farklı fikirler olduğu için bu tür özendirici yayınlara pek önem verilmiyor.
Korona salgınından kurtuluş zorlaştıkça, insanlar aşıyı daha bir heyecanla beklemeye başladılar. Malum insanlar tedbirlere uymayınca hastalık her sokağa girdi. Bütün insanlar için çember daralıyor.
Aşı olmak, başkalarına ciddi şekilde zarar verme veya öldürme riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. İnsanların hastalanmasını önlemede %90-95 etkinliğe sahip olan aşıları Pfizer, AstraZeneka ve Moderna firmaları geliştirdiler ve pazarlamak üzereler. Aşı maliyetleri ile ilgili değişik düşünceler var. Bazı kesimler için pahalı olabilir. Bu nedenle ya kamu tarafından maliyetleri sağlanarak aşı zorunluluğu getirilecek, ya da serbest bırakılacak. Bu konuda bilim insanları da farklı bakış açıları geliştirebiliyorlar.
Aşı olmanın zorunlu olması gerektiğini ifade edenler haklı olarak hastalıkla mücadelede toplumun bütün fertlerinin yer alması gerektiğini belirtiyorlar. Neticede sürü bağışıklığının gerçekleşmesi gerektiğini savunuyorlar.
Aşıyı zorunlu hale getirmese bile çeşitli kampanyalarla aşı olmayı özendirmek gerekiyor. Bir toplumun karantina tedbirlerinden kurtulması ve normal yaşam seyrine kavuşması sürü bağışıklığının tam tesis edilmesi gerekiyor. Aksi halde toplumun bütün bireyleri bağışıklık kazanmadıkça salgını yönetmek son derece zor görünüyor.
İnsanları daha bilinçli hale getirerek salgını kontrol altına almak son derece riskli bir yol olarak kabul ediliyor. Hastalığın bulaşma riski ne kadar azaltılsa da, küçük bir ihmalde ikinci, üçüncü dalgaları oluşturabilme ihtimali bulunuyor.
Halihazırda çocuklara yapılan 12 adet zorunlu aşı bulunuyor. Bunların önemli bir kısmı çoğu ülkede zorunlu. Ancak bazı ülkelerde serbest ve çoğu anne baba, çocuklarının hastalıklara karşı kendi bağışıklık sistemlerinin gelişmesini istiyor ve aşıya karşı çıkıyor.
Korona aşısı olunmasını savunan bilim insanları, kazalarda emniyet kemeri nasıl hayat kurtarıyorsa, aşının da benzer şekilde hayatları kurtaracağını belirtiyorlar.
Bazı bilim insanları, korona virüsü, İspanyol gribi gibi ağır ölümcül bir hastalık olmadığını ve aşı olma zorunluluğuna gerek bulunmadığını iddia ediyorlar. Aynı bilim insanları COVID-19'un ileri yaşta insanlarda ölümcül olduğunu, çocuklarda ise ölümcül olma riskini çok düşük olduğunu ve bu nedenle aşı olmanın serbest bırakılması gerektiğini belirtiyorlar.
Aşılarla ilgili küçük belirsizlikler bulunmasına rağmen yan etkilerinin pek bulunmaması, yüksek oranda bağışıklık kazandırması, insanların aşıya olan ilgisini artırıyor. Ancak kısa sürede ortaya çıkması, ticari firmalar tarafından piyasaya sürülecek olması insanları endişelendiriyor.
1990'ların başında çocuk felci sadece Hindistan’da vardı. Her gün 1000 civarında çocuk felç oluyordu. 2011 yılında virüs ortadan kaldırıldı. Çocuk felciyle mücadelede yasal zorunluluk getirilmedi. Etkili eğitim ve yayım programlarıyla başarıldı. Öğretmeninden din alimlerine kadar hemen herkes mücadele programına iştirak etti ve hastalık tarihe gömüldü.
Korona salgınıyla mücadelede de aşı kadar bulaşmanın önlenmesi için yapılacak çalışmalar önem arz ediyor. Sadece Sağlık Bakanının akşamları verileri açıklarken yapacağı tedbir önerilerinden ziyade, saygın, önder kişiler tarafından da bulaşmanın önlenmesi için yayım yapılması gerekiyor. En azından aşıyı oluncaya kadar.