Bazen başka insanların ne yaptıklarına takılmak size sadece zaman kaybettiriyor ve de motivasyonunuzu düşürüyor.

Bazen başka insanların ne yaptıklarına takılmak size sadece zaman kaybettiriyor ve de motivasyonunuzu düşürüyor.
 
Adaletin olmadığı, kimin kime neye göre ayrıcalık sağladığı bilinmeyen gezegende delirmemek için derin nefes alıp, yaşadıklarınızı ilahi güce havale etmekten başka şansınız kalmıyor…
 
Kendine göre çıkarcı diplomasi geliştirmiş insanlardan izole edilmiş bir şekilde yaşama uğraşı verirken sinirlerinizin ise çelik gibi kuvvetli olması gerekiyor…
 
Modumun düştüğü anlarda kendime uzaktan bakınca ne kadar anlamsız şeylere üzüldüğümü görüyorum…
 
Ama yine de yola devam ediyorum.
 
Halil Cibran’ın dediği gibi: 
 
Dostum...
 
Güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat, arkana    bakma...
 
Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de... Unutma; yolcu değişir, yol değişir ama menzil değişmez. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır. Yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal..."En doğru yol: en dikensiz yoldur" diyenler seni aldatıyorlar. Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini, sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır. 
 Aldırma...

Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir. Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır. Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever. Dostum, yollar yürümek içindir. Fakat, şu gerçeği de hiç unutma. Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.
Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri, yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları, yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları, tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları, maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip, 502nci metrede yola yatanları, yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zor atanları,
yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları, ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları, beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları, yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin...
 
Göreceksin dostum... Aldırma, yürü. Göğsüne yüreğinden başka muska takma. Vahiy haritan,
nebi kılavuzun, akıl pusulan, iman sermayen, amel azığın, sevgi yakıtın, ahlak karakterin, edep aksesuarın, merhamet sıfatın, şeref ve izzet adın olsun. Doğru yol. İnsanların çoğunun gittiği yol değildir, düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur. Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin. Unutma, tevbe özeleştiridir. Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir.
Yön tayini sık sık gerekli olabilir.
 
"Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir unutma...'