Büyük şehirlerde intişar eden bir gazetenin 21 Kasım 2008 Cuma günü...
Büyük şehirlerde intişar eden bir gazetenin 21 Kasım 2008 Cuma günü konuk yazar eski Ulaştırma ve Milli Savunma Bakanı Sadettin Bilgiç’in ‘’İbadethanelere devlet desteği’’ adı altında yazısının özeti;(adı geçen 20 Nisan 2012 günü vefat etmiş olup 21 Nisan 2012 günü toprağa verilmiştir.)
Memleketimizde Türkiye’mizde cami, yol, çeşme, köprü gibi vatandaşların faydalanmaları için yapılan yapılar şahıslar ve vakıflar tarafından yaptırılmıştır. Yaptırmaya iştirak edememişlerse sonradan bakım ve onarımı işletmeye açık tutulması için de vatandaşlar tarafından tarla, bağ bahçe, dükkan, ev bu işlere vakfedilmiştir. Camilerin bakım ve onarımları ile imam hatip müezzinlerin geçimleri bu takviyelerle sağlanırdı. Devlet herhangi bir ödeme yapmazdı. 1930 yılından sonra vakıfların gayrimenkulleri satıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Devletçe gelir olarak kullanıldı. Satılan vakıfların karşılığı olarak camilerin imam ve hatipleri müezzinleri de aylık(5) beş lira maaşla Vakıflar Genal Müdürlüğüne bağlandı. Taki 1965 yılında Suat Hayri Ürgüplü karma hükümeti döneminde camilerin imam ve hatipleri ile müezzinleri bu sembolik 5 lira ücretten alınarak Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosunda devlet memuru statüsüne bağlanmıştır. Ayrıca 1970 yılı Temmuz ayında 657 sayılı devlet memurları kanununa mevcut Barem kanunu geçişinde Türkiye’deki bütün hizmet sınıfları 6 ana sınıfta toplanırken Diyanet İşleri Başkanlığının ilavesi ile 7 ana sınıfa çıkarılmış olduğudur.
Yorum: 1953 yılında Ezine’ye geldik mahallemizde cami görevlisi Hikmet ağabeylerde tanışıp çok sıkı dost olduk. Ablamlar ve onun kızı Halise abla 1935 doğumlu olabilirler her Cuma gecesi ablamlar (1958 yılları olabilir) ben babasının görevli olduğu Ulucami’nin temizliğini yapardık. Adı geçenlerin Erenler bayırına giderken bir sebze bahçeleri vardı onunla geçini sağlarlardı. Ama Hikmet ağabey her zaman tertemiz giyinik cami işleri ile ilgilenirdi. Başka işlere bakmazlardı benle akran Bedri isimli oğlu ve temizlik yapan Talat abi oğlu vardı. İnancım odur ki Allah’ın rızasıyla yapılan işlerde insanlar son derece bir mutluluk duyar. O mutluluk insanın en büyük sağlığını koruma görevlisi olup en bulaşıcı bile yanına 5 metre dahi sokulamaz ancak uzaktan merhaba diyebilir. 15 Kasım 2020’de 81 yaşına girdim müspet ilimler tecrübe ile sabit demişler örnek bir tecrübe sahibiyim. Gerçek odur ki kutsal dinimiz o görev aşkı insanlarla rakama bakılmadan yaz kış demeden o yıllar kışları çok soğuk geçerdi sabah ezanı ve namazları bir vakit dahi ihmale uğratılmamıştır.
Köyler ayrıca imamlarını yılda 100-120 kile buğday karşılığı kendileri tutarlar imam ayrıca berber sanatını icra ediyorsa deme gitsin şanslılar sayılır. Böyle bir gerçeği yayınlama fırsatı bulabildiğim için okurlarıma saygı ve selamlarımı sunarım.