Cumartesi günü köşe yazımda dolandırıcılardan bahsetmiştim.
Cumartesi günü köşe yazımda dolandırıcılardan bahsetmiştim. Fakat bir tane olsun dolandırıcılıkla ilgili “Fıkra” yazmadığımı fark ettim.
Dedim “Okuyucularımın alacağı olsun.”
.
İşte bugün size borcumu ödemeye karar verdim.
Buyurun dolandırıcılık ve hırsızlık ile ilgili fıkralarım.
***
Dünyanın en büyük hırsız adamıyla en büyük hırsız kadını evlenirler.
Çiftin bir çocukları olur.
Fakat bir şey dikkatlerini çeker:
Bebeğin bir eli sürekli kapalıdır.
Telaşla, uğraşıp açarlar.
Bir de ne görsünler?
Bebeğin avucunda ebenin yüzüğü vardır...
***
Hoca sınıfa sorar:
-“Bana dolandırıcılığı anlatınız.”
Afacan Ali parmak kaldırır ve konuşmaya başlar:
-“Dolandırıcılık sizin beni sınıfta bırakmanızdır.”
-“Bu ne utanmazlık! Nasıl böyle bir cevap verebilirsin?”
-“Şöyle ki; hukuk tariflerine göre dolandırıcılık bir kişinin bilgisizliğinden yararlanarak onu zarara sokan bir davranıştır.”
***
Japonya’da bir polis robot yapmışlar.
Götürüldüğü ülkede hırsız yakalama rekorları kırıyormuş.
İtalya’da 5 dakikada 83 hırsız yakalamış.
Fransa’da 32,
Hollanda’da 43,
Amerika’da 50 hırsız yakalamış.
Robotu Türkiye’ye getrmişler…
5 dakika sonra robotu çalmışlar.
***
Soyguncunun bir bankaya girmiş.
Çekmiş silahını havaya ateş etmiş.
Herkesin yere yatmasını istemiş.
Kasalardaki paraları toplamış ve kapıya doğru yönelmiş.
Tam çıkacakken oradaki bir adama sormuş:
“Beni gördün mü?”
Adam şaşkınlıkla “Evet gördüm” deyince çekmiş tabancasını adamı alnından vurmuş.
Tam tekrar kapıya hamle etmiş ki kapının yanında bir karı koca duruyor.
Adama sormuş:
“Beni gördün mü?”
Adam gayet soğukkanlı bir şekilde yanıtlamış: “Vallahi ben görmedim, ama sanıyorum eşim gördü?”
***
Hırsızın biri, geceleyin bir evin çatısına çıkmış ve televizyon anteninin kablosunu kesmiş.
Televizyon seyreden aile yayın kesilince televizyonu epeyce kurcalamışlar sonunda
“Bozuldu herhalde?” diyerek yatmışlar.
Ertesi gün adam işe gittikten sonra, hırsız kapıyı çalıp, adamın karısına:
“Yenge, ben abi gönderdi, sizin TV bozukmuş, onu alın da bir bakın dedi” demiş.
Kadıncağız televizyonu vermiş.
Akşam adam eve gelip de televizyonu göremeyince, karısından olayı öğrenmiş ve dolandırıldığını anlamış.
O hafta sonu balkonda keyif yaparlarken, aynı hırsız aşağıdan ıslık çala çala, onlara bakarak geçmiş, kadın hırsızı hemen tanımış ve:
“Bak bey, televizyonu çalan adam işte buydu” demiş.
Adam bunu duyunca bir sopa kapıp, pijamalarıyla adamı kovalamaya başlamış.
5 dakika sonra hırsızın arkadaşı adamın evine gelip, evin hanımına:
“Yenge, ben sivil polisim! Eşiniz hırsızı yakaladı şimdi karakolda ifade veriyorlar! Abi pantolonuyla, cüzdanını istiyor.”
***
Mahallenin birinde sık sık oto teyp hırsızlığı oluyormuş.
Adam bu durum karşısında arabası zarar görmesin diyerek camına “Boşuna uğraşmayın, bu arabada teyp yok” diye kâğıt yapıştırmış.
Sabah geldiğinde arabasının yerinde yeller esiyormuş.
Ancak yerde üzerine taş konulmuş bir kâğıt görmüş.
Kâğıtta şu yazıyormuş:
“Olsun, biz taktırırız…”
***
Temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş.
Son celsede hâkim delil yetersizliğinden Temel’in tahliyesine karar vermiş.
Temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hâkime;
-“Uy cözünü sevdiğumun haçim beyi… Şimdi ha bu paralar penim oldu değul mu?”
***
Köyün birinde camiye dadanmış hırsız.
Cemaat namaza durup imam “Allahu ekber.” Dediğinde, hırsız hemen camide ve hem de köyde operasyon yapıyor, eline ne geçirirse çalıp çırpıyormuş.
Bir gün, iki gün derken köylüler hırsızı yakalamışlar.
“Ne yapalım, nasıl bir ceza verelim?” diye düşünürlerken ihtiyarın biri, “Eğer ondan kurtulmak istiyorsanız camiye imam yapın. Gözünüzün önünde olur” demiş.
Bu öneri mantıklı gelir ve kabul edilir.
Köyden ayrılan bir vatandaş da uzun süre sonra köye geri döner ve merakla ilk karşılaştığı köylüye:
-“Ya şu bizim hırsız ne yapıyor? İmam olunca uslandı mı, hırsızlıkları bitti mi?” diye sorar.
“Ne gezer!” diye cevap vermiş köylü,
-“İmamlığa devam ediyor ama hırsızlığı da sürdürüyor.”
-“Nasıl oluyor o?”
“Allah’ı var, artık çalmıyor. Hatta günde beş vakit ‘hırsızlık günahtır ey cemaat, aman ha!’ diye vaaz veriyor.”
-“Eee, peki nasıl çalıyor?”
-“İki tane adam tutmuş, onlara çaldırıyor.”