Son zamanlarda çiftçiye bindirilen haciz vakaları can yakmaya başladı.
Son zamanlarda çiftçiye bindirilen haciz vakaları can yakmaya başladı. Aslında uzun süredir devam eden hacizler, tarla ve arsa satışları ile tamponlanmaya çalışılıyordu ama çiftçinin artık satacak bir şeyi kalmayınca sosyal çöküntüye neden oldu. Yandaş kanallar vermese de sosyal iletişim araçlarında çiftçinin perişan oluşu bağırıyor artık. Birkaç habere göz atmakta fayda var:
Muğla’nın Fethiye ilçesinde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Hamide Zor ve oğlu ve gelinine haciz geldi. Oğlu Davut Zor, başlarına gelen haciz öyküsünü ANKA Haber Ajansı’na şöyle anlattı: “2019 yılında vadesi geçen borçlarımızdan dolayı icralık oldu. Ürünlerimizi değerinde satamadık. Borcumuzu ödeyemedik. Ağustos’ta babam rahatsızlandı. Onun da Tarım Krediye borcu vardı. 17 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etti. Hastanede yatarken icra işlemi başlattılar. Babam öldüğü gün icraya geldiler. Hacze devam edeceklerini söylediler. İcra memurları ‘bugün yapmayalım’ dedi ama avukat icraya devam etti. Arazilerimize, arabamıza haciz uyguladılar. Bütün malvarlığımıza el koydular. Satış kararı aldırdılar. Tarlalarımızı satmamıza, borcumuzu yapılandırmaya izin vermiyorlar.
Allah rahmet eylesin. Ağacı nem, insanı gam öldürür derler. Dertli çiftçimiz borçlarına dayanamadı belli ki. Kalanları acılarıyla uğraşırken, haczin de yapılması insanlık dışı bir eylemdi. Allah kimseye yaşatmasın. Ama yaşatanlar var görüldüğü gibi.
Başka bir haber:
Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçinin ekmek tekneleri bir bir haczedilmeye devam ediliyor. Geçtiğimiz hafta, jandarma, avukatlar ve icra memurları ile Amasya’nın Merkeze bağlı Kızılca Köyünde çiftçinin traktörleri haczedilirken, bugün de Kars’ın Akyaka ilçesine bağlı Büyük Pirveli köyünde çiftçilerin ahırındaki hayvanları yediemine alınırken, hayvancılıkta kullandıkları pikapları da icra memurları tarafından haczedildi.
Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından traktör ve ahırdaki inekleri haczedilen çiftçiler, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine şimdi de borç yapılandırma oyunu ile karşı karşıya. Ödeme kolaylığı adı altında çiftçiye sunulan teklif, çiftçiyi daha büyük bir borç batağına sürüklüyor. İcralık çiftçi, faizle birlikte ana borcunun iki, üç katına çıkan borcunun yüzde 25’ini öderse geriye kalan borcu da yeniden yüzde 20’nin üstünde faizle bir yıl erteleniyor.
İcrayla ilgili haberler aslında çok fazla. Tarımda dengeyi bozan unsurların başında iktidarın ithalat politikaları yatıyor. Bakanlıkta ithalat lobisinin bulunduğunu iktidar mensupları bile dillendiriyor.
Kısır döngüye giren hayvan ithalatı çiftçinin gelirlerini elinden alıp götürüyor. Tüm girdiler artarken, çiftçinin ürettiği ürünler hala birkaç sene önceki fiyatlardan işlem görüyor.
Bir yıl içinde yem fiyatları iki katına çıkarken, süt hala yerinde sayıyor. Gübre ve ilaç fiyatları yarı yarıya artarken, çiftçi ekinini buğdayını hala eski fiyattan satıyor.
Geçenlerde çiftçinin kara gün dostu Toprak Mahsülleri Ofisi yine buğday ithalatına başladı. Üstelik pahalı ithal edip ucuza satma gibi bir uygulama da yapıyorlar. Neymiş enflasyon düşecekmiş. Çiftçiyi üretimden düşürdükten sonra enflasyon düşse ne olacak?